Kimilerine göre şu virüs devresi hepimize iyice bir ders oldu!

Yiyeceğimiz, giyeceğimiz, sosyal çevremiz, yaşam biçimimiz, yurdumuz, devletimiz ve aklımıza gelen her konuda ciddi çıkarımlar ve hesaplaşmalar yaşadığımız, değerlerimize daha çok sahip çıkacağımız yönündeki inançlarımızın yükseleceğine inandığımız bir dönem oldu(!)

Oldu mu?

Bence hayır!

Bakar mısınız?

Bakan ve vekillerin kendi çıkarları için kurdukları düzenekler, eski bakan ve vekillerin oyunlarından kalan açıklar, yalanlar, yurttaşlar arasındaki ayrımcılıklar, belediye başkanı olacak kadar oyu toplamış bir seçilmişin kurduğu söylenen hırsızlık şebekesi ve daha neler neler!

Olacak gibi değil…

Dünya kirlendikçe mi kirlendik yoksa kirlendik ve dünyayı mı kirletiyoruz bilmiyorum.

Lakin insan dediğin her şeye şüpheyle bakar.

Şüphe içten içe kemiren bir duygu olsa da temkinli olmayı da sağlayan bir savunma mekanizması olarak da düşünülebilir sağlıklı çerçevede kaldığı müddetçe. İyi de bu denli ve her şeyden şüphe eder hale getirilmeyi deniyorlarsa, ruh ve akıl sağlığımızla oynadıklarını da söyleyebilir miyiz?

Aklınızı karıştırmaya çalışmıyorum.

İki yüzlülüğün tavan yaptığı; adi hırsızlığın suç, kapsamlı ve organize hırsızlığın ise zeka sayıldığı; sömürü düzeninin kolektif olmaktan çıkıp bireyselleştiği ve daha insanın onuru ile de güvenliği ile de ciddi şekilde oynandığı bir döneme girdik.

***

Bir vekilin, sağlık hususunda aşırı girişken olmasının, onun bu alandaki çalışmalarından ziyade bu yolla haksız kazançlar sağlama ihtimalleri üzerine yazılan ve çizilenler artarken sükunetin korunması rastlantı değildir. Bu bana Amerika’nın dünyayı kasıp kavurup, yokedip, sömürüp, suskun bir şekilde melek taklidi yapmasını anımsatıyor.

Belediye Başkanı olarak seçilen, halkın onayını alan bir kişinin, adi bir dolandırıcılık suçu (bırakınız mahkumiyetini) hakkında soruşturma başlatılması bile ciddiyetle sorgulanması gereken bir durum.

Halkı oluşturan her bir kesimin birbiri hakkında nefret söylemleriyle eleştirel bir çizgi geliştirmiş olması birlik ve beraberliğin yerini hıyanete bırakıyor olduğunun göstergesidir.

**

Anlayacağınız kirliyiz!

Hem de çok kirliyiz!

Ve bu süreçte bir virüsün yarattığı korku ve kayılar nedeniyle geri adım atıp daha iyibir yaşamı hep birlikte inşa edeceğimizin ve birbirimize muhtaç olacağımızın anlaşılması yerine birbirimizin ayağına daha çok kurşun sıkmayı öğrenerek, hayat denilen kısa yolda daha fazla sömürüp yokedip kendimizi zenginleştirerek yaşayacak kadar canavarlaştık galiba.

**

İnsan değiliz sanırım!

Bize artık ya insan denmemeli ya da söylentilerle ilgili ihanetler hakkındaki doğru yargılara varılarak bunların temizlenmesini sağlamalıyız.

Temiz ve arınmış olmak dini inançlar ile alakalı bir durum değildir. Temiz ve arınmış olmak etik değerlerine sadık ahlaklı olmakla alakalıdır.

Temiz ve arınmış olmak sanıldığı gibi aptallık değil bilakis akıllılıktır.

Temiz ve arınmış olmak başkalarının canı pahasına haince onların üzerlerine tırmanarak onları yok etmek değil, hep birlikte güzele doğru yürümeyi bilmektir.

Sonuç olarak insan olanlar böyle düşünür.

İnsan olma meziyetini yitirenler ise hayvani, az gelişmiş ya da robotik nitelikler taşırlar ki sorarsanız hiçbirimiz istemeyiz bunu…

Dr. Çiğdem DÜRÜST