Özgöçmen yazılı açıklamasında, kamu hastanelerinin alt yapılarını ve sağlık çalışanlarını sayıca güçlendirilerek, etkin ve doğru yerlerde kullanılarak bunu gerçekleştirmenin mümkün olduğunu kaydetti. Özellikle başkent Lefkoşa hastanesindeki bazı kliniklerde halen devam etmekte olan koğuş sisteminin söz konusu olduğunu, en az bunun kadar öneme sahip hastane kapasitesinin ülkenin nüfusuna göre yenilenmesinin hatta yenisinin yapılmasının elzem olduğunu belirten Özgöçmen, şöyle devam etti: “Bu bağlamda başta yoğun bakım ünitesinin yatak sayısı kapasitesinin de yetersiz olduğu ve bu cihetle sevk edilmek zorunda kalan hastalarımız için milyonlarca liralık sevk parasının özel hastanelere ödenmek zorunda kalındığının önemine ve ciddiyetine dikkatleri çekmek isterim. Hastanelerin hem alt yapı hem de sağlık çalışanlarının sayıca yetersizliği giderilerek özel hastanelere ödenen milyonlarca liralık sevk parasını önlemek ve bu bağlamda ciddi tasarruf etmek mümkündür. Ve bu ödenek hem hastane alt yapılarına hem de sağlık çalışanlarına yapılan yatırımla özündeyse, vatandaşa yapılacak yatırım anlamına gelmekte ve beraberinde vatandaşa giden hizmetteki kalitenin artışına hizmet edeceği anlamını taşıdığını şüphesiz söylemek mümkündür.” “AMAÇ DAHA GÜÇLÜ DEVLET HASTANELERİ YARATMAK OLMALIDIR” Özgöçmen, tek amacın daha güçlü devlet hastaneleri yaratmak olması gerektiğini de belirterek, “Olmalıdır ki ekonomik gücü en zayıf olan yurdum insanımız bile en iyi ve kaliteli sağlık hizmeti alabilmelidir. Hükümet geçmişte olduğu gibi hayat pahalılığı ödeneğinden veya ek mesai ödeneklerinden sözde tasarruf adı altında gelir elde etmek hatasına düşmek yerine daha güçlü devlet hastaneleri yaratmalı ve tüm sağlık hizmetini vatandaşa sunabilmelidir” ifadelerini kullandı. Özgöçmen, bu fikre paralel olarak Bakanlar Kurulunu Kanun Hükmünde Kararname ile Hayat pahalılığı ödeneğinden yüzde 2’lik kesinti yapılması kararının, piyasaya akacak parayı ve zaten alım gücü düşen vatandaşı göz önüne alınca doğru bir adım olmadığını da belirtti.