Son günlerde sıkça duymaya başladık.Düşünce özgürlüğü.İfade hürriyeti.

Düşünceyi açıklama özgürlüğü olarak da adlandırılan ifade özgürlüğü demokratik toplumların ilerlemesi ve bireylerin gelişimi için temel

koşullardan biridir. Bu hakka yapılan sınırlandırmaların nitelikleri oldukça önem kazanmaktadır. Düşünceyi açıklama özgürlüğü yalnızca

düşüncelerin açıklanmasını değil, aynı zamanda bir başkasının kötü bir davranışını önlemeye yönelik olarak belirli bir rahatsız edici

potansiyel taşıyan davranışların da bu hak kapsamında olduğu kabul edilmiştir.

En genel tanımıyla düşünce özgürlüğü kişinin hiç bir engele maruz kalmadan bilgi edinmesi, edindiği bilgiler sonucu bir kanaate varması ve

kendi düşünceleri sebebiyle kınanmaması, düşüncelerini yayabilmesi olarak nitelendirilebilir.

İktisat derslerinde öğretilir .Kaynaklar kıttır bunun için optimal verimi sağlamak adına en iyi kaynak kullanımının nasıl yapılacağı

bulunmalıdır vs..İktisat biliminin konu edindiği kaynaklar gibi hak ve özgürlük alanları da kıt ve sınırlıdır.Böyle olmak zorundadır çünkü

sınırsız özgürlüğün olduğu yerde ancak bazılarının özgürlüğünden söz edebiliriz.

Klasik özgürlük söylemi yerindedir Lakin bir başkasının özgür olduğu yere kadar sen özgürsün sözüde en az onun kadar geçerlidir.

Birinin hırsızlık yaptığı mahkemece kesinleşmişse herkes onunla ilgili düşüncelerini söyleyebilir, iyiliğini ya da kötülüğünü ileri sürebilir. Bu yönde düşüncelerini ileri sürenler " düşünce özgürlüğü" çerçevesinde cezalandırılmamalıdır.

Birde şunu düşünün...

Herkesin, lafını altın değerinde saydığı, önem verdiği birinin çıkıp " fikrimce hırsızlık normal bir şeydir, bilinenin aksine yüz kızartıcı bir suç değildir ve cezalandırılmamalıdır; insanlar herhangi bir korku ve vicdan azabı duymadan hırsızlık yapabilirler çünkü bu insanın doğasında vardır; bunun bastırılması kişide olumsuz etkiler yaratabilir. Bu yüzden karara tepkiliyim." deyip hırsızlığı normal gösterip insanları hırsızlığa itmesi veya

"bir insanın fikirlerini savunmak için eline silahı alıp dağa çıkması kadar normal, meşru bir şey yoktur. Eğer bir şey savunuyorsanız arkasında duracaksınız ve hiç bir şekilde en ağır müdahaleden bile kaçınmayacaksınız. İnsanlar düşüncelerini kabul ettirmek veya yaymak için yüzyıllarca silahı kullanmıştır ve bundan sonra kullanması kadar doğal bir şey yoktur. Bu nedenle çıkan karar beni üzmüştür" deyip, insanlara terörizmi aşılamak, toplumda anarşizm yaratmaya neden olmak ve kişileri malından canından eden olaylara vesile olmak düşünce özgürlüğümüdür.

Su akıtmak yasak ama musluğu açmak serbest... Böyle bir şey yok, Kimse bunu kabul edemez.

Birde nabız yoklamak, kargaşa çıkarmak amaçlı söylenen sözler var. İnsanların duygularını kaşıyorlar. Biri çıkıp netlik kazanmamış, tartışmalı bir konu hakkında bir devlet (veya millet/grup) hakkında bir şeyler diyor; kişilerin/milletlerin ne oldukları, neye benzedikleri hakkında fikrini beyan ediyor, sığ araştırmalarına dayanarak kendince sonuçlar çıkarıyor ve buna bağlı olarak olaylar çıkıyor, kişiler hayatlarını kaybediyor veya mallarından oluyorlar.

Hani başkasının özgürlüğünün başladığı yerde sizin özgürlüğünüz sona ererdi...

Hiç bir şeyin düşünmeye engel olabileceği düşünülemez. Ancak düşündüklerini ifade edebilme özgürlüğünden bahsedilebilir

Batı ülkelerinde yaygın uygulamaya göre, düşüncenin açıklanmasının açık ve yakın bir tehlike oluşturup oluşturmadığı dikkate alınmalıdır. Diğer bir deyişle, bir fikrin, bir düşüncenin soyut çerçevede açıklanması, düşünceyi ifade özgürlüğü içinde kabul edilmek gerekir. Buna karşın, ifade edilen düşünce açık ve somut bir tehlike yaratıyorsa, devlet bu düşünceyi önlemekte haklıdır. Daha da açıkça ifade etmek gerekirse, çoğulcu demokratik bir toplumda ayırımcı ifadeler ile savaş kışkırtıcılığının, şiddete ve suç işlemeye tahrik fiillerinin ifade özgürlüğü sınırları içinde değerlendirilmemesi gerektiği görüşü benimsenmiş bulunmaktadır. Hakaret, sövme, iftira fiillerinin, düşünceyi ifade özgürlüğünün sınırı dışında kaldığı, küçüklerin ahlakını bozucu yayınlarla pornografik yayınların da ifade özgürlüğü ayrıcalığından istifade edemeyeceği kabul edilmiştir.


Bir başkasının özgür olduğu yere kadar sen özgürsün

Bir kişinin özgürlüğü başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter sözü ile özgürlüklere saygı durulması gerektiği ve herkesin özgürlük

alanında durması gerektiği vurgulanmaktadır.

Sunu unutmamak gerekir ki insanların hepsi eşit hak ve özgürlüklere sahiptir. Herkesin hak ve özgürlükleri anayasa ve yasalarla garanti

altına alınmıştır. İnsanlar bu hak ve hürriyetleri kullanırken diğer insanların da aynı haklara sahip olduklarını unutmamalıdır.

Kişiler haklarını kullanırken başkalarına zarar veremez. Bir özgürlük kullanılırken başka birinin özgürlüğünü engelleyemezsiniz.

Bu bakımdan toplum halinde yaşadığımız unutulmamalıdır. Zaman zaman özgürlüklerimizi kullanırken, başkalarının da özgürlüklerini

kullanabilmeleri için kendimizi sınırlandırmamız gerekebilir.

Ve birkez daha üzerine vurgulayarak tekrar etmekte fayda var ki özgürlüğünüzün toplumsal sınırı, başkalarının özgürlüğünün başladığı yere kadardır.