ABD ve İngiltere'nin, kendi halkına karşı kimyasal saldırı düzenleyen Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed rejimine yönelik planladığı askeri müdahale için geri sayım başladı. Dünya nefesini tutmuş gelişmeleri takip ediyor. Yapılan yorumlarda ise 21 Ağustos'ta Şam'da kullanılan kimyasal silahların izlerini inceleyen Birleşmiş Milletler heyetinin raporunu kilit öneme sahip olduğu söyleniyor. Ancak Fransız Le Figaro gazetesinin deneyimli diplomasi muhabiri Georges Malbrunot dün farklı bir habere imza attı. Le Figaro'ya göre; ABD, BM'ye pazartesinden bu yana Şam'da incelemeler yapan heyeti geri çekmeleri tavsiyesinde bulundu. Buna gerekçe olarak da Washington hükümetinin, söz konusu saldırı hakkında gerekli bilgilere ve kanıtlara kendi istihbarat birimleri aracılığıyla ulaşması gösterildi. Haberde, ABD'nin BM'ye heyetin kesin çekilmesi konusunda herhangi bir baskı yapmadığının da altı çizildi.

IRAK'TA DA AYNISI OLMUŞTU
Le Figaro, yaşananları Aralık 1998'teki Irak bombardımanına benzetti. 15 yıl önce de BM heyeti Irak'taki kimyasal silahlar hakkında incelemeler yapıyordu. Ancak ABD, kendi bulgularına ulaştıktan sonra BM'den heyeti geri çekmesini istedi. Heyet Irak'tan ayrıldıktan sadece 4 saat sonra da ABD, Saddam Hüseyin rejimi için kilit öneme sahip noktalara yönelik 4 gün sürecek bombardımanı başlattı. ABD'nin BM'ye ilettiği "Kimyasal saldırı hakkındaki kanıtlara ulaştık" bilgisi hakkında detaylar ise ABD'nin Foreign Policy ve Almanya'nın Focus dergisindeki haberlere yansıdı. Le Figaro'nun da atıf yaptığı Foreign Policy'deki haberin kaynağı olarak üst düzey ABD'li istihbarat ve askeri yetkilileri gösterildi. "21 Ağustos'ta Şam'ın doğusunda gerçekleştirilen o korkunç kimyasal saldırıdan birkaç saat sonra, Suriye Savunma Bakanlığı'na bağlı bir yetkili, bir kimyasal silahlar biriminin lideriyle telefon görüşmesi yaptı ve binden fazla kişinin ölümüne yol açan sinir gazı saldırısıyla ilgili sorular sordu. Foreign Policy, görüşmenin ABD istihbarat servisleri tarafından da dinlendiğini ortaya çıkardı" denilen haberde ayrıca Amerikan istihbarat analizcileri, Suriye'nin Guta bölgesinde yakalanan telefon görüşmeleri, yerel doktorların açıklamaları ve video belgelerinden yararlanarak 21 Ağustos'ta kimyasal silah kullanıldığından emin olduklarının altı çizildi.

KİMYASAL EMRİ KARDEŞ ESAD'DAN
Foreign Policy'deki haberde ayrıca şöyle denildi: "Ancak dinlenen telefon görüşmesi, bazı sorulara yanıt verirken, kimyasal saldırının failiyle ilgili şu soruları da gündeme getiriyor: 21 Ağustos'taki saldırı, kendisine verilen yetkileri aşan Suriyeli bir askerin mi işiydi? Yoksa saldırı emrini Esed rejiminin kıdemli üyeleri mi vermişti? ABD'li bir istihbarat yetkilisi Foreign Policy'e, 'Kontrolün kimin elinde olduğu belli değil. Bu kimyasalları kullanmak için genel bir fikir birliği mi oluştu? Yoksa her bir saldırı için açık emirler mi verildi' dedi." İsmini açıklamadan ABD basınına konuşan BM yetkilileri ise kimsayal saldırı emrini Mahir Esed'in verdiğini vurguladı. Alman Focus dergisine bilgi veren İsrail eski Mossad ajanlarının anlattıkları da Foreign Policy'deki haberi destekler nitelikte. Buna göre İsrail Savunma Birliği'nin elektronik dinleme ekibi 8200 birliği, 21 Ağustos'taki kimyasal saldırının ardından Suriye Savunma Bakanlığı'na ait telefon konuşmalarını kaydetti. Bu konuşmalarda kimyasal saldırıyı düzenleyen askeri birliklerin telaşlı bir şekilde Savunma Bakanlığı'na bilgi verdiği saptandı. Tel Aviv hükümeti, ellerindeki kanıtları pazartesi günü Obama yönetimine ulaştırdı. ABD'de de bu kanıtları İngiliz hükümetiyle paylaştı. İsrail ayrıca ABD ve Batılı devletlere Şam'da kimyasal silah yüklü roketlerin uydudan çekilmiş fotoğraflarını da gönderdi.

MESAJ İÇİN EVİ VURULACAK
Le Figaro'nun haberinde ayrıca çok uluslu operasyona dair ilginç detaylar da yer aldı. Hava saldırısı sırasında Esed'in Şam'daki Başkanlık Sarayı vurulmayacak ancak "caydırıcılık" adına sahil kenti Lazkiye'de Esed'e ait ev yerle bir edilecek. ABD ve İngiltere'nin vuracağı muhtemel hedefler arasında 4'üncü Tugay Komutanlığı'nın bulunduğu Mazzeh Askeri Üssü, Ulusal Güvenlik Merkezi ve Özel Kuvvetler Komutanlığı bulunduğu ileri sürüldü. Operasyonun hedefinin ise Cenevre 2 Konferası'ndan önce Esed'in elini zayıflatmak olduğu belirtildi. Haberde Rusya'nın tepkisinin azaltılması için de muhalifler arasında savaşan İslamcı grupların da hedef alınacağı öne sürüldü. Ancak Suriye haber sitesi Dampress Rusya Devlet Başkanı Putin'in özel temsilcisinin Şam'a giderek Esed'e "Rusya, Suriye'ye tek bir füze veya bomba dahi atılmasına izin vermeyecek" mesajı verdiğini ileri sürdü.

Kİ-MOON: HEYETİN 4 GÜNE İHTİYACI VAR
Suriye'de 21 Ağustos'ta gerçekleşen kimyasal saldırıyı araştıran Birleşmiş Milletler heyeti (sağda) dün çalışmalarına yeniden başladı. Bölgeye ilk olarak pazartesi giden ancak keskin nişancıların saldırısına uğrayan heyet, dün sabah saatlerinde Şam'daki otellerinden ayrıldı. 6 araçlık konvoyun Guta Bölgesi'ne gittiği kaydedildi. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon da kimyasal silah denetçilerinin, çalışmalarını tamamlaması için 4 güne ihtiyaç duyduğunu söyledi.

ÇOCUKLARDAKİ SEMPTOMLAR DELİL OLDU

ABD silah uzmanları ve analizcileri nefes almakta zorlanan ve vücudu kasılmalar geçiren küçük kurbanların, 21 Ağustos günü sarin olarak bilinen sinir gazına maruz kalındığına işaret ettiğini belirtti. Katliam mağdurlarını tedavi eden doktor ve hemşirelerin sonradan nefes alma güçlüğü çekmesi ve küçük çocukların kendi anne babalarını bile tanıyamayacak kadar şuurunu yitirmesi, yetkililere göre sarin gazının belirtileri. Bu arada Şam'da 21 Ağustos'ta düzenlenen kimyasal saldırıda hayatını kaybedenler arasında yer alan 20 çocuğun kimliklerinin, ailelerinden ve akrabalarından kimsenin hayatta kalmaması nedeniyle tespit edilemediği açıklandı. Şam'daki doktorlar çocukları mecburen üzerlerine koydukları sayılarla anıyor.

SURİYE SİNİR GAZINI İRAN'DAN ALDI
El Vatan gazetesi bölgedeki muhbirlerine dayandırdığı bir haberde, Esad rejiminin kullandığı kimyasal silahların İran tarafından üretildiğini iddia edildi. El Watan'ın haberine göre, Esad delil teşkil etmesin diye kimyasal silahları kendi fabrikalarında ürettirmedi. Gazete Esad'ın bol miktarda göz yaşartıcı gazına karıştırılmış sarin gazı kullanarak delil bırakmama taktiğini İran'dan öğrendiğini de yazdı. Öte yandan BM Güvenlik Konseyi'nde Rusya ve Çin'in karşı çıkması nedeniyle bir tavır alınamazsa ön plana çıkacak olası bir gönüllüler koalisyonunda Türkiye, ABD ve İngiltere'nin yanı sıra Fransa, Katar ve Suudi Arabistan'ın da yer alması bekleniyor.

'100 FÜZE İLE 48 SAATLİK YILDIRIM BASKIN YAPACAK'
Suriye'ye yönelik operasyonun "cezai ve caydırıcı" olmasına ve rejim değişikliği hedeflemediğine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Bu nedenle saldırının kısa süreli ama şiddetli olması bekleniyor. İngiliz Telegraph gazetesi de, "Saldırı muhtemelen 100'den fazla füzenin atılacağı 48 saatlik yıldırım bir baskın ile başlayacak" diye yazdı ve ABD uçaklarının, Kıbrıs ile Türkiye'nin güneyinden havalanabileceğini belirtti. İşte tartışılan senaryolar:
-Akdeniz'den savaş gemileri ve denizaltılardan atılacak güdümlü füzelerle Suriye'yi vurmak.
-Libya lideri Kaddafi'nin 2011'de devrilmesi sırasında kullanılan stratejinin bir benzeri de seçenek. Buna göre deniz ve hava kuvvetlerinin rol aldığı ve güdümlü füzelerle desteklenmiş, çok uluslu bir saldırı ihtimali masada. Suriye ile Libya arasındaki fark ise Suriye hava kuvvetlerinin savunma gücünün daha yüksek oluşu.
-İnsansız hava araçlarının (İHA) nokta vuruşu yapması. 
Editör: TE Bilisim