Bir döngüdür ömür dediğimiz. Nefes nefes harcarız kesemizdeki her ânı… Doğduğumuzu hatırlamadan, doya doya yaşarız! Fark etmeyiz yanı başımızdan geçip giderken, farklı mevsimlerin farklı insanlarını. Doğanın mevsimlerini döngü döngü yaşarız, dört mevsimlik (çocuk, genç, erişkin, yaşlı) tek döngülük ömrümüzde… Ve döngümüzü tamamlayıp, karışırız doğanın muhteşem döngüsüne… Karışırız, var oluşun ‘’mutlak gerçeğine’’...

 Dört Mevsim Bir İnsan
Açılır yaşam perdesi ilkbahar gelince.
Dünya sanki bir cennet, her taraf pür neş’e!
Ne kıştan eser var, ne küçük bir endişe,
Geçer günler peş peşe, binbir eğlence ile!
Yaz güneşi derler buna, kaynar insanın kanı.
Bitmesin bu güzellik, durdursun biri zamanı!
Derken, eser rüzgar, örter bir bir kapıları,
Artık, anlamlı gelir, dostun hüzünlü bakışları…
Sonbahar bir başka yaşanır, yansırken aynalarda.
Düşen her yaprak, sanki bir göçü anlatmakta!
Teslim olunmuş zamana, bak, yeni mevsim kapıda!
Bir mevsim de böyle geçti, kârıyla, zararıyla…
Nerede o baharın neş’esi, nerede o yaz güneşi?
Ürpertmekte içini, karları savuran rüzgarın sesi!
Anlar ki vakit tamam, bürününce beyazlara,
Veda edip yol açar, ardındaki baharlara…
Dr. H. İlker İpekdal 
İletişim: 0542-8529899