KKTC siyasi tarihinde çok az görülen bir olay…

Bir vekilin dokunulmazlığının kaldırılması!

Önce şunu sormak lazım…

Dokunulmazlık niye verilir ki!

Adları üstünde…

Hepsi de babalarından kalan mirasıyla değil halkın oylarıyla Meclis’te koltuk sahibi olan milletin vekilleri!

Vekillere mecliste konuşma yasa yapma hakkı veriliyor…

Başka dokunulmazlıklar niye?

Vatandaştan, yargıdan, yargılanmaktan niye korkuyorlar bunu anlamak mümkün değildir…

Tek ayrıcalıkları olmalıdır!

O da vekili oldukları milletin Meclis’te sesi olmaları…

Dokunulmazlıkların kaldırılmasını isteyen çok az sayıda vekili bir yana koyuyoruz…

Ama önemli bir kısmı dokunulmazlıklarda ısrar ediyor!

Bu ne demektir biliyor musunuz?

Kendilerini yargının da, hukukun da hatta polisin de üstünde görmek…

Baksanıza bir kere;

Bizde sadece vekiller dokunulmaz değildir!

Bütün aile fertlerine verilmiştir dokunulmazlık…

Her aile ferdinin aracının plakasında birer amblem!

Polis bu araçları durduramaz bile…

Çünkü hepsi için önemli bir ayrıcalıktır bu!

Kendini halkın çok üzerinde görmek…

Bir takım kontrollerden soyutlanmak!

Aileden bir kişi vekil seçilir…

Ama aile fertleri ansızın dokunulmaz oluverir!

Aytaç Çaluda’nın dokunulmazlığı büyük gürültülerden sonra kaldırıldı…

Kaldırıldı da ne oldu?

Bekle babam bekle…

Bizde siyasi linç olduğu için karşı partililer hep ona suçlu gözüyle bakıyor!

Kendinden olmayanı linç etme kültürü var bizde…

Emin olmadan suçlama!

Topum önünde itibarsızlaştırma…

Belli ki birçoğu avuçlarını ovuşturuyor!

Suçlu bulunsa da kendini yerden yere vursunlar diye…

Oysa meclis mahkeme değil ki!

Bu pür telaş niye…

İşte dokunulmazlığı kaldırıldı!

Mahkeme sonucunu bekleseniz canınız mı çıkardı…

Tabi ki mahkemeler başka alem!

Hüseyin Özgürgün örneği de var ortada…

Hem de taptaze duruyor önümüzde!

Yine parti rozetleri kapışıyor her zaman olduğu gibi…

Dokunulmazlığı kaldırılır ya da kaldırılmaz bilemeyiz!

Sonra mahkeme süreci…

Yine bekle babam bekle!

Çünkü sistem bizde böyle, işlememek için kurulmuş…

Bu da insanların zan altında kalma süresini uzattıkça uzatıyor!

Olan da suçlananlardan daha ziyade aileye, çoluğa çocuğa oluyor…

Eşlerin psikolojik eziklikleri de cabası!

Bu arada son olarak Zorlu Töre önerdi, dokunulmazlıklar kalksın diye…

Gayet yerinde bir öneridir bu!

Meclis kürsüsü onların, ne isterlerse konuşsunlar, tabi ki kafa şişirmeden…

Ama sivil hayatta niçin dokunulmasınlar ki!

Töre’nin önerisi bize göre önemlidir…

Diğer 49 vekil bu işe ne der acaba?

Toplumdan, kendilerini o koltuğa seçenler adına soruyoruz…

Dokunulmazlıklar kalksın diyenleri bir görelim lütfen!

Var mı el kaldıran…

Daha çok bekleriz değil mi?

“Mesele ‘kime’ olduğudur…”

“Ada yarısının sivil toplumu da vekilleri de ‘linç’ kampanyası çerçevesinde ‘hak’ ararlar…

Kimi tanıdıkları, kimi sevdikleri, zarara, şiddete uğrayan sevdikleri mi sevmedikleri mi üzerinden kararlarını verirler.

Şiddeti yapan sevdikleri ise ‘öyle değildir, asla olamaz, iftiradır…’

Şiddet de dahil her şey sevmediklerine olursa ‘mubahtır’. ‘hak etmiştir’ kişi!

‘Mesele bildiğin gibi değildir’, ‘olmamıştır’, ‘abartılmıştır’, ‘kendi kendine yapmıştır’ hatta…

Ataerkilin en temel söylemlerine sarılırlar hemencecik, çünkü mesele prensipler değildir, kime olduğunadır.

Tekrar edelim:

Zorbalık en zorbaya bile yapılması meşru olmayacak bir yöntemdir…”

(Dr. Umut ÖZKALELİ)

MERAKLI KÖŞE?

Envanter uydurmaca mıydı yani?

Anladığımız kadarıyla devlet ciddiyetine hiç de yakışmayan bir takım şeyler oluyor, açıklamalar yapılıyor…

Maraş konusunda bir öyle bir böyle açıklamalar yapılıyor!

Önce açılacak dendi, sonra açılmayacak sadece envanter çalışması yapılacak dendi, şimdi de envanter çalışmasının yıllar önceden yapıldığını öğrendik…

Buna göre sözde Maraş açılımında eğer başka bilmediğimiz bir şey varsa ki büyük ihtimalle de öyle düşünüyoruz, bunu söylemiyorlar ama envanterin arkasına saklanmayı bile beceremiyorlar!

Yüzde 5 çok mu?

Gülelim mi ağlayalım mı bilemedik…

Hükümet karar üretmiş kitapta artık KDV ödenmeyecekmiş!

Bayram havası yaratıldı resmen…

Diyelim ki 40 TL’lik bir kitap, bu karara göre bundan böyle 38 TL’ye satılacak!

Bunu güzel haber diye yutturmaya çalışıyorlar bize…

Sanki de vatandaş bu kararla kitapçılara akın edecek mi sanıyorlar!

Birincisi bu ülkede kitap okuma oranı çok az, kitap alanların yarısı gösteriş ve kütüphane doldurmak için alıyor…

İkincisi de bırakın böyle kuruşluk indirimleri çocukları kitap okumaya özendirin!

Gerekirse de üzerine para verin…

Bu haber doğru mu?

Çatalköy’de büyük heyecan ve umutlarla çalışmaları süren Bağımlıkla Mücadele ve Rehabilitasyon Merkezi’nin açılması kararı durdurulmuş…

Burada görev yapacak olan Türkiye’den getirilen doktor da geri gönderilmiş!

Doğruluk payını bilmiyoruz ama şiddetle öğrenmek istiyoruz…

Bu haber gerçek midir?

Eğer doğruysa da bu kimin kafasından çıkmıştır?

Özellikle de uyuşturucu batağına düşmüş olan gençlerimiz için hayati öneme sahip bu proje eğer iptal edildiyse hepiniz Allah’a havalesiniz!

MESAJ KUTUSU

Sayın Tolga ATAKAN, yılan hikayesine dönen Geçitkale Havaalanı konusunda yıllar öne burayı alan ve tek bir çivi bile çakmayan iş adamına kıyak geçileceği konusunda yorumlar yapılmaya başlandı. Yanlış anlaşılmamalara olanak vermemek için resmi bir açıklama yapmanız bekleniyor…

Sayın Mehmet ÇAKICI, devletin yapamadığını bir kez daha başardınız ve uyuşturucu ile mücadelede büyük bir adım attınız. Özel sektör ruhu böyle bir şey olsa gerek değil mi? Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Ersin TATAR, bakanlık özel sekreteriniz için ülkenin en iyilerinden bir hanımefendiyi Başbakanlığa transfer edeceğinizi duyduk. Eğer gerçekleşirse doğru bir seçim yapmış olacaksınız zira kendisi bu konuda artık uzmanlaşmıştır…

Sayın Kemal Deniz DANA, İnkişaf Sandığı Fonu’nun başına getirileceğinizi duyduk şimdiden hayırlı olsun. Zira bu fonda 1 milyar TL’ye yakın müthiş bir para var onu en doğru şekilde kullanmak gibi bir sorumluluğunuz olacak…

Sayın Behiç ÖZTÜRK, yıllarca önce Başsavcılığa gönderilen bazı yolsuzluk dosyalarının artık çekmecelerden çıkıp yargıya havale edilmesi için ne zaman düğmeye basacaksınız merak ediliyor. Zira birçoğu da devlet çalışanları ile patronların ilişkilerini ele alıyor!

Sayın İbrahim BENTER, Vakıflar İdaresi’nin tam sayfa reklamlarında yine bazı gazeteleri talimat vererek devre dışı bırakmanız bir kez daha yakışık almadı. Bu arada devletin kaynaklarının adil olarak dağıtılmamasına da neden olduğunuzun farkında mısınız?

Sayın Mustafa ALTUĞ, Lapta Belediye Başkanı olduğunuz ilk günlerde geçmiş döneme ait borçlar konusunda çok iddialı açıklamalar yaptınız ama belli ki bu konuda bir arpa boyu bile yol alamamışsınız. Yapanın yanına kaldığı bir sistemde sizi çok da yadırgamıyoruz artık…

Sayın Ali PİLLİ, Cengiz Topel Hastanesindeki diyaliz bölümünün neden hizmete girmediği yönünde bölgeden şikayetler gelmeye başladı. Yeni makineler ve ilgili hemşire atamaları yapıldığı halde uygulama niye gecikiyor?

Sayın Hasan KARAOKÇU, Çatalköy’deki bağımlılarla mücadele merkezi projesinin iptal edildiği yönünde ihbarlar yapılmaya başladı. Konuya hassasiyetinizi bildiğimiz için detaylı bir açıklama bekleniyor, haberiniz olsun istedik…

Sayın Halil FALYALI, İngiltere’de Kraliçelere özel olarak yetiştirilen organik ördek yumurtalarından getirttiğinizi duyduk. Bu arada mutfakta mı kullanacaksınız yoksa seri üretime mi geçeceksiniz merak konusu olmuş…

Sayın İlkay ASLIM, hanım bir kez daha Başbakanlıktaki görevine geri dönünce evdeki yemek dahil tüm temizlik ve bahçe işlerinin de size kaldığını üzülerek öğrendik. Artık eve bir yardımcı almanın zamanı gelmedi mi?