Afrika’nın Mali Cumhuriyeti’nde yaşayan dünyanın en ilginç kabilesi olarak bilinen Dogon kabilesi yaşar. 250.000- 400.000 kişilik gibi yüksek bir nüfusa sahiptirler. Çok şaşırtıcı özelliklere vardır, öyle ki bilim insanları Dogonlar’ın binlerce yıldır ortaya attığı düşünceleri yeni yeni keşfediyorlar.
* * *
Bu kabilenin üyeleri medeniyetten çok uzak yaşasalarda, çoğu kişiden çok daha fazla astronomik bilgiye sahipler. Satrü’nün halkalarını, Jüpiterin uydularını ve Sirius’un aslında tek bir yıldız olmayıp A,B ve C olarak üçlü bir sistem oluşturduğunu bile biliyorlar. Hatta daha da ileri giderek, Sirius’un yanında çıplak gözle görünmeyen küçük yoğun ve sönük bir yıldızın daha bulunduğunu ve bu yıldızın tam konumunu biliyorlar. Bilim insanları bu yıldızı bin dokuz yüzlü yılların ortalarında keşfedip adını da Sirius B koydular.
* * *
Onların bu bilgilerini ilk deneyimleyen, onları araştırmaya gitmiş bir grup bilim insanı çok şaşkındı ve bu bilgileri nasıl edindiklerini sorduklarında, atalarından öğrendiklerini söylediler. İnsanlığın gelmiş olduğu son medeniyet seviyesine göre, olabildiğine ilkel şartlarda yaşamını sürdüren bu insanlar, sıra dışı oldukları kadar da gizemli ve kesinliği yılar içinde doğrulanan bilgilere sahiptirler.
* * *
Bu kabile bilinen tipik bir kabile sosyal hiyerarşisi ile yönetilir. Bir lider, büyücüler ve ya göklerle iletişime geçenler, avcılar ve de toplayıcılar. Basit yalın ve bir o kadar bilgi görkemi içinde hayatlarını idame ettirirler. Tabiki son süreçte inanılmaz turist çeken bu kabile, çok küçükte olsa sosyal değişim sinyalleri vermektedirler.
* * *
Doğru bilgi ve birikimin, en temel anlamda ileriki nesillere aktarma kararlılığı, medeniyetinizin seviyesine değil, onun sizi ayakta tutma sistemine bağlıdır. Bu en ilkel şartlardaki kabilenin belkide hiç bir biçimde kabul görmeyecek yöntemleri de olabilir yaşam grafiklerinde, ancak bilgi onları en meşhur eden olayken, onlar bunun bilgiden ziyade bir dini literatür olarak yaşarlar.
* * *
Bu da şunu gösterir bilginin niteliği sizin ne seviyede yakaladığının önemini. Biz bu ada yarısında, bilgiden kaçarak yaşarken, dünyanın bir yerlerinde ilkel bir kabile o bilgiyle yoğrularak varlığını sürdürür. Bilgi en büyük silahtır, ancak bu silahı edinmek bir çok zorluk içerir, bunların en önemli ve zor olanı egodan sıyrılmış, ettik nitelikli bir niyete sahip olmaktır.
* * *
Yaşamış olduğumuz bunca olumsuz gelişmelerin, bizi sürüklediği dip işte tam bu ego ile beslenen, tüm bilgi ve gerçekliği kabul etmeyip, çıkarların sizi bir yerlere taşıyabileceğini düşünmenizdir. Tam da bu sebepten en derin bilgilere ulaşmak için gerekli donanıma sahipken, hepsini elimizin tersi ile itip, başarısız yöneticilerin size sağladığı çıkarlara odaklanarak kimliksiz bir var oluş sürdürüyorken. Neredeyse hiç bir şeye sahip olmadıkları halde, tek gerçeklikleri inanışlarının bilimsel güçü ile tüm dünyanın ilgisini çekebiliyorlar bu ilkel kabile Dogonlar.
* * *
Bizler halkız ve halklar kendi kaderlerinin mimarı ve bekçisidir, biz her ikisinide inkar edip kendi seçtiğimiz insanların sermayedarlara köleliğini kabul etmek ise tam bir köleliktir. En ilkel kabilelerin bile kendi kültür ve sanatının dünyayı bu denli etkileyebiliyorken, biz bu ada yarısında eğitim üstü diye saydığımız bir mecrada, egomuzun cahilliği ile sürükleniyoruz.
* * *
Aydınlık bir zihin tüm karanlıkları kuşatır….

Behiç Anibal…