DİPLOMA MI ONURLU YAŞAM MI  ÖNEMLİ?

Onur kelimesi, sözlük tanımı ile “insanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, özsaygı, haysiyet, izzetinefis” ve diğer bir tanımlama ile de “başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar” olarak anlamlandırılmıştır.

Bu tanımlarda iki nokta dikkati çekmektedir. Birinci tanımda, insanın kendisine duyduğu saygı, ikinci tanımda ise insana, başkaları tarafından duyulan saygı onur olarak adlandırılmıştır

Hayatın anlamını herkes farklı algılıyor.

Bana göre hayatın anlamı onurlu yaşamaktır.İçerisinde dürüstlüğü insana ve hayvana yardımı ve sevgiyi barındıran bir hayat tercihimdir.

Büyük şair Nazım Hikmet Ran dizelerinde ne güzel dile getirmiş.

Esas olan sadece yaşamak değil, insana yakışır şekilde ve onurlu yaşamaktır. Teslim olmadan, boyun eğmeden, sürünmeden, el etek öpmeden yaşamaktır.

Kısacası Onurlu yaşamak, insanı insan yapan özelliklerle yaşamaktır.

Sahte diploma skandalı sonrası yaşanan tutuklamalar bu ülkede istedikten sonra sahtekarlık yapanında rüşvet alanında kamuyu zarara uğratanında   adalet önünde hesap verebileceğini gösteriyor.

Ortaya çıkan resim çok trajik ve bir o kadar da onur kırıcı aslında.

Son pişmanlık fayda etmiyor.

Bir tek bir hayatımız var ve bir insanın bu dünyada geride çoluk çocuğuna miras bırakacağı en önemli şey olan onur dediğimiz şeyin kirlenmesi bu hayatta yaptığınız herşeyi   sıfır ile çarpıyor. Açgözlülük ve daha çok kazanma hırsı insanın kanını bataklık suyu gibi bulandırıyor ne yazık.

Birçokları tanıdık simalar.Geçmişte bir şekilde sohbetimiz olan insanlar. İnsan isteristemez bir taraftan üzülürken diğer taraftan yapılanın hak yemekle eşdeğer olduğunu düşününce katılaşıyor.

Peki ama neden bugüne kadar elleri kelepçeli eski bir milletvekilini bakanı mahkeme koridorlarında göremedik diyede aklına bir soru takılmıyor değil insanın.Bugün ne değiştide bu tip insanlar elleri kelepçeli  polislerle mahkemeye götürülüyor. Üstelikte halka teşhir edilerek.

Çünkü halkın parasını çar çur edeni zimmetine geçireni bugüne kadar şikayet eden olmadı da ondan.Şikayet edip polis ve savcılığı ayağa kaldırmadı.Baskı yaratmadı.

Sikayetler basına süslü demeçlerden öteye gitmedi.Makamı korumak için sadece popülizm yapıldı.

Görevlerinden biride bu olması gereken milletvekilleri her dönemde İktidar muhalafet birbirini kolladı.

Bugün iktidarın  kusurlu icraatlarına rağmen mecliste bulunan ana muhalefetin bunu hala sadece seyrediyor olması ve meclis dışından birinin  Kudret hocanın bu konuda muhalefet yapması ve aslında yapılması gerekeni yapması bugün mahkeme koridorlarında elleri kelepçeli milletvekilinide görmemizin sebebidir.

Her toplum hak ettiği şekilde yönetilir diye yaygın ama eksik  bir söz var.Toplumun büyük çoğunluğu yanlıştan yana olabilir doğruluğu dürüstlüğü kişisel menfaatlerinin ardına koyabilir ama bunun tam tersini tercih eden  kesimler de olduğunu unutmamak Ve bunların sayısının da azımsanmayack sayıda olduğunu unutmamak gerekir.

Ve işte bunun için  doğruluğu  dürüstlüğü şiar edinen haksızlığa isyan eden çalanı onaylamayan insanlar da olduğunu onların bunu hak etmediğini  için haksızlığa da  hırsızlığada  bu şekilde dur demeliyiz.

Doğan Cüceloğlu bir seminerinde yere bir parça ekmek koymuş ve “Bu ekmeğe basabilecek birisi var mı?” diye sormuş salondakilere.

Hiç ses çıkmamış tabii. “Sahneye gelip bu ekmek parçasına basana 100 dolar vereceğim” diye devam etmiş.

Salondan yine çıt yok…

Fiyatı artırarak 5.000 dolara kadar getirmiş.

Bu sırada salonda bulunanlardan birisi,

─ Hocam, istersen 500 bin dolar ver, yine bize o ekmeği çiğnetemezsin, boşuna uğraşma! demiş.

Doğan Hocam da, “İşte değerler eğitimi budur” diye noktayı koymuş…

Peki para vererek ekmek çiğnetebileceğiniz insan sayısı yok denecek kadar azken, yalan söyleyen, dedikodu yapan ,hak yiyen, rüşvet alan insanların bu kadar çok olması biraz garip değil mi?

Acaba yalan söyleme ve  dürüst davranma konusunda bu kadar hassas olamaz mıydık?

Veya herhangi bir toplulukta birisi gıybet etmeye başladığında herkes tepki veremez miydi?

Yere düşen ekmeği çiğnememek için duyduğumuz hassasiyet, yerlerde sürünen bazı değerlerimiz çiğnenirken niçin kendini göstermiyor acaba?

 Ne mutlu bedel ödeyerek bize örnek olan ve onurlu bir gelecek sağlayan güzel onurlu insanlara.

İnsanlığın geleceği İktidarlardan pay almak için her şeyi yapan yalaka insanlarda değil. Geleceğimiz insan onuru için mücadele eden güzel insanlardadır.