<br /> Dinçyürek mesajında, kadınların daha iyi iş koşulları istemi ile 8 Mart 1857 tarihinde başlayan hak arama mücadelesinin, günümüzde bu konuda daha eğitimli, daha bilinçli ve daha duyarlı bir kitle oluşmasına rağmen arzulanan noktaya ulaşamadığını kaydetti. Dinçyürek şunları dile getirdi:<br /> <br /> “Hayatımızın her alanında yaratıcılıkları ve üretkenlikleri ile toplumun en temel yapıtaşlarından olan kadınlarımız; her gün farklı derecelerde şiddet, taciz, ayrımcılık ve etiketlemelerle karşı karşıya kalmaktadırlar.<br /> <br /> Temel hedefimiz kadınlarımızın toplumsal yaşamımızda hak ettikleri yeri almalarıdır. Bu bağlamda, bizler kadınları sosyal ya da fiziksel korunmaya muhtaç, aciz bireyler olarak algılama anlayışından uzak; aynı yolda yürüyen, yapıcı katkı koyabilecek, akıl ve güç donanımlı bireyler olarak görmekteyiz.<br /> <br /> Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde değil; tüm yaşamımız süresince kadın ve erkeklerin birlikte, yan yana yürüyebileceklerine inanan Ulu Önder Atatürk’ün de belirttiği gibi: “Bir toplum aynı gayeye bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse; ilerlemesine ve medenileşmesine teknik bakımdan imkan, ilmi bakımdan da ihtimal yoktur”. <br /> <br /> Bu anlayışı temel alarak, kadınlarımız ile aynı yolda eşitlik