Devletin zararını kim ödeyecek!

Aynı durum Acil Durum Hastanesi konusunda da yaşanmıştı…

Bizimkiler söz verdi ama 45 günde değil hastaneyi ihaleyi bile tamamlayamadılar!

Her zaman olduğu gibi yine Ankara devreye girdi ve hastane 45 gün sonra pırıl pırıl ortaya çıktı…

Peki o binanın yapıldığı arazi kimindi?

Bu kez emekli subaylar kooperatif kurmuş ve site yapmayı planlıyordu…

Arazi onların elinden alındı ama mahkeme süreci başlatıldı!

Geçtiğimiz hata içinde de mahkeme arazinin sahiplerine dönümü 200 Bin Sterlin kadar yüklü bir tazminat ödenmesine karar verdi…

Bu para tabi ki devletin cebinden çıktı!

Şimdi Girne’de Beşparmak eteklerine yapılması planlanan 105 konutluk arazi için de çok yakında süreç başlıyor…

Bu kez 7 değil 74 dönümlük bir arazi!

Bu parayı insanlara çatır çatır ödeyecekler…

Tabi ki bunu kasası şimdi tamtakır olan yine devlet ödeyecek!

Hem de bu yoklukta…

Bu yüksek miktardaki parayı ödemekten kaçış yok!

Şimdi konut sahipleri mağdur gibi görülse de asıl devlet bu işten çok büyük zarar edecek…

Düşünsenize Lefkoşa’da bir arazi için dönümü 200 Bin sterlin fiyat biçen mahkeme Girne’de dağ ve deniz manzaralı 74 dönümlük bir arazi için ne kadar tazminat kararı alacak!

Bu konu çok defa haber yapıldı, yorumlarda bulunuldu ancak nedense bu işin sorumluları bir türlü deşifre edilmedi…

İşte bizim ülke olarak en büyük eksikliğimiz de burada kendini gösteriyor!

O dev arazinin bir kooperatife verilmesi kararının altında kimin ya da kimlerin imzası var…

O tarihte yanlış yaptılar ama kimse onlara hesap sormuyor!

O dönemin Bakanlar Kurulu böyle absürt bir karar aldı ancak şimdiki Bakanlar Kurulu bu kararı iptal ederek bu işten sıyırdı gibi gözüküyor…

İşte burada devletin ya da hükümetlerin zayıf noktaları ortaya çıkıyor!

Hesap soran olmayınca haliyle hesap veren de olmuyor ama işin maddi boyutu da devletin yani tüm ülke insanlarının sırtına biniyor…

Yani siyaset ve siyasiler böyle yüzsüz hale geliyor!

Kaşarlanmış siyasilerle de bu ülke bir arpa boyu ileri gitmiyor, gidemiyor…

Dünyanın hiçbir yerinde yok böyle bir şey!

ABD’li bir senatör ağzından baklayı çıkardı ve hayalini açıkladı…

Adada tek bir Türk askerinin bile olmaması en büyük hayaliymiş!

Belli ki yıllardır bununla yatıp bununla kalktı, yanıp tutuştu…

Yani şimdi sadece Türk askeri değil de adanın tümünün birden askersizleştirilmesinden yana olduğunu söylese bir nebze anlardık ama sadece Türk askerinin hedef gösterilmesi aslında bir takım gerçekleri de göz önüne getirmektedir!

Bizim en büyük hatamız da Annan Planında çıkan sonucu değerlendirememiş olmamızdır…

Bu sonucun peşine düşemedik, haklı davamızı dünyaya duyuramadık ve sonuçta biz izolasyonlar altında ezilirken, komşumuza madalya takılarak AB üyesi yapıldılar!

Şimdi ABD’li senatöre herkes ateş püskürüyor ya…

Aksine kızmasından sevinsinler!

Ama bunu kullanmasını da bilsinler…

Zira Kıbrıs Türkünün haklı davasını anlatabilmek için başkalarının hata yapması çok değerli bir fırsattır!

Suriye’den sızan petrolün akış yönü değişince hepimiz derin bir nefes aldık…

Her ne kadar bazı örgütler tehlikenin geçmediği yönünde açıklamalar yapsa da tabi ki bu konuda temkinli olup sürekli uyanık olmak gibi bir zorunluluğumuz var!

Ama şu siyasiler var ya siyasiler…

Öyle açıklamalar yapılıyor ki evlere şenlik!

Yahu bu konuda bir kriz masası kuruldu mu kuruldu…

Bırakın gerekli açıklamaları ve uyarıları onlar yapsın!

Yaptığınız açıklamalar öyle birbiriyle çelişiyor ki kime inanacağız kime güveneceğiz biz de şaştık kaldık…

Polis bülteninde her gün sokağa çıkma yasağına uymayanlar için soruşturma açıldığı yönünde haberler yayınlanıyor…

Yani sokağa çıkıp çıkmamanın pandemi ile ilişkisini biz bir türlü anlayamadık!

Bunun kriterleri nedir sonra…

Büyük çoğunluk sokağa çıkma yasağına uyuyor gibi gözükse de millet evinin olduğu cadde de gruplar halinde yürüyüş gerçekleştiriyor, çocuk parkları ona keza dolup taşıyor!

Yani bizin evin yolunda gezerken bu salgın etkin olurken Girne caddesinde gezerken bulaşa mı çeviriyor…

Bir de şu var tabi ki;

Yollarda gezmek tozmak belli bir saatten sonra yasak ama kumarhaneler hınca hınç dolu…

Siz en iyisi kaldırın şu sokağa çıkma yasağını filan en azından komik duruma düşmezsiniz!

Kendi kendimizi kandırıyoruz hepsi o kadar…

MESAJ KUTUSU

Sayın Erdal ÖZCENK, üst mevkilerden gelen talip üzerine UBP G.Mağusa belediye başkan adaylığını kabul ettiğiniz ve artık okun yaydan çıktığını öğrendik. Kararınız hem tıp çevresinde hem de parti içinde olumlu karşılanmış hadi bakalım gazanız mübarek olsun…

Sayın Gürcan ERDOĞAN, elektriğe yüzde 30 zam isteğinin sizin ve kurumun değil de ilgili bakanın istediği yönünde ciddi ihbarlar yapılıyor. Konuya açıklık getirmeniz için detaylı bir açıklama yaparsanız perde gerisinde yaşananlar da aydınlanmış olacak!

Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, bu sene KKTC’den Tıp fakültesini kazananların bir hayli az olması beraberinde bir takım tartışmaları da gündeme getirdi. KKTC’ye tanınan 11 kontenjanın teklik bir aksaklık nedeniyle boş kaldığı iddiaları doğru mu? Aileler konuyla ilgili açıklama bekliyor…

Sayın Ahmet BENLİ, bir kez da öncülük edip yüz yüze eğitim öncesi eylem planı hazırladığınız konuyu paydaşlarla birlikte çözüme kavuşturduğunuz konuşuluyor. Aslında bu eğitim işini artık tamamen belediyelere devretseler belki de en doğru kararı üretecekler değil mi?

Sayın Mahmut GERGİN, 105 kooperatif üyeniz bir an önce yargı sürecinin başlatılması ve haklarının geri alınması için büyük bir heyecan içinde bekliyorlar. Sonuçta üyelerin yüzde 80’inin banklara borçlandığı ve zorda kaldıkları yönünde mesajlar geliyor…

Sayın Ersan SANER, dünkü bakanlar kurulu toplantısı sırasında validenizin rahatsızlığı nedeniyle bir ara toplantının ertelendiğini ve yanına gittiğinizi öğrendik. Büyük geçmiş olsun, acil şifalar dileriz. Ana gibi yar olmaz sözünü boşuna söylememişler olsa gerek değil mi?

Sayın Olgun AMCAOĞLU, bazı medya mensupları ile bu sıralar çok da iyi geçinmediğiniz hatta bazılarıyla papaz olduğunuz konuşuluyor. Siz yine de arayı iyi tutun genel seçim kapıda, bir yol kazası meydana gelmesin…

Sayın Metin ATAN, sendika olarak son günlerde hükümete karşı muhalefetin dozunu bir hayli artırdığınız dikkatlerden kaçmıyor. Bazı yakın dostlarınız da milletvekili adaylığına hazırlandığınız yönünde tahminler yürütmeye başladı. Sizin başınız kel değil ya!

Sayın Oğuzhan HASİPOĞLU, Suriye’den gelen petrol sızıntısı hakkında sorumluların tespit edilmesi yönündeki açıklamanız çok anlaşılmamış olsa gerek ki konuyla yakından ilgilenen vatandaşlar bu konuda detay istediler…Bu arada tanınmamış bir ülkenin bu işleri nasıl takip edeceğini soranlar da yok değil…

Sayın Gökhan ALTINER, puro tüketimini artırınca evde kapalı alanlarda sigara içmeniz evin gerçek reisi tarafından yasaklanmış. Kendinizi düşünmüyorsanız bari aile fertlerini düşünmek gerek değil mi? Bu arada ucuz purolar da kötü kokar diyorlar, bizden uyarması!

Sayın İlkay ASLIM, uzun bir bekleyişten sonra nihayet müjdeli haber geldi. Hayırlara vesile olsun, Cumartesi akşamı büyük kutlama varmış değil artık günleri saatleri saymaya başladık bile…Biz genelde oğlan tarafı olmayız şimdiden uyaralım dedik…

Sayın Feriha YİĞİTTÜRK, bir UBP kurultayında daha eskisi gibi yeniden Başbakan Ersan Saner’in medya koordinatörü olarak atandığınız ve bu nedenle işinizden iki aylığına izde çıktığınızı duyduk. Vefa böyle bir şey olsa gerek değil mi?