Başbakan yolsuzluk ve usulsüzlük dosyalarını açıklamak için kürsüye çıktığında açıkçası çok umutlanmıştım.Açıklamaya başladıktan sonra bende hakim olan hayal kırıklığıydı.

Adaletin gecikmesi adaletsizliktir diye bir söz var .Belli ki halktan toplanan vergilerden  maaşları ödenen adaleti sağlaması gerekenler ya bu sözü hiç duymamış yada umurlarında değil.

Kendilerine buradan söyleyebileceğim kamu vicdanının rahat olmadığı. Zaten Başbakanda bir hukukçu olarak kapatılan bazı dosyaların neden kapatıldığını anlamamış.Böyle olunca tüm kapatıldı denilen dosyalar benim olduğu gibi halkın nazarındada  şüpheli.

Biokim Ltd’in ürettiği taban gübresinin analiz raporunun sahte olduğu yönündeki dosyada Başsavcılık tarafından kapatıldı.Çok açık bir şekilde usulsüzlük olduğu belli olan bu dosyanın bile kapatılmış olması halkın bu kurumlara olan bakışınıda değiştiriyor.Tabii bu kurumların başındakilerede.

Keşke  Başsavcılık  ‘’Mesele yok kapattım ‘’dediği dosyalar hakkında neden kapatıldığı konusunuda  toplumla paylaşsaydı diyorum.

Tabii Devleti zarara uğratan dosyaların bunlarla sınırlı olmadığını umarım.Yoksa bacasına filtre takmadan işletme  izin verilen Aksaya bu imtiyazı sağlayanlarda , Karpaz Altın kumsalda yıkılan banglowların kurulum izinlerini verenlerin yada buna göz yumanlarında ,Bakanken Marsilyaya devlet olanakları ile  gezi gerçekleştirenlerinde,Belediyeleri borç batağına sürükleyenlerinde,  ihalesiz onlarca işi peşkeş çekenlerinde ,Kooperatif Merkez Bankasının çalınan paralarındaki sorumlularında,Kıbrıs Türk Hava Yollarının batırılmasında rol oynayanlarında Devleti zarara uğrattığı her haliyle ortada.

Adaletin küçüldüğü ülkelerde artık büyük olan suçlulardır. Devletin zarara uğratıldığı ayan beyan ortada olan dosyaların kapatılmış olduğunu ve üzerinden on yıllar geçmiş  birçok dosyanın sonuçlandırılmamış olanlarıda  görünce  Devleti zarara uğratanlara eklenmesi gereken başka birileri daha yokmu diye sormadan edemiyor insan.