Devlete kapağı atana kadar…

Şu sıralar Sosyal Hizmetler Dairesi’nde garip olaylar yaşanıyor…

Yönetici ve bazı çalışanlar arasında!

Bize de şikayetler geldi biraz aralayalım dedik…

Şaşırmamak elde değil!

Bazı çalışanalar müdürlerini şikayette bulundu…

Müdürleri tarafından mobbing uygulandığı gerekçesi ile!

Ardından başka şeyler çıktı…

Müdür hanımla da konuştuk!

Ağlamaktan beter bir haldeydi…

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın son iki yılda kat ettiği yol gözle görülmektedir…

Hem en az istihdam yapılan bakanlık olacaksın, buna rağmen yıllardır atıl durumda kalan eksiklikleri de tamamlayacaksın!

Bakanlığa bağlı olan Sosyal Hizmetler Dairesi’nde de gözle görülür bir iyiye gidiş var…

Var ama çalışanlar ile yönetim arasında ciddi bir huzursuzluk hakim!

Bazıları artık neye güveniyorsa müdüre karşı bir kampanya başlatmışlar…

Sözde iş yavaşlatma eylemi başlamışlar!

Disiplinsizlik ve ciddiyetsizlik almış başını gitmiş…

Hatta istedikleri zaman işe gidiyorlar istemedikleri zaman gitmiyorlar!

Bakanlık da daire de bu konuda sanki de aciz kalmış durumdalar…

İşe gerekçe göstermeden gitmemek de ne demek?

Babalarının çiftliği değil ya burası…

Durum özeti şöyledir;

Bazı çekmecelerde aylardır atıl duran faturalar bulunmuş…

Bölge esnafından gelen ama ödenmeyen faturalar bunlar!

Ödeme olmayınca haliyle çevre esnafı alacaklarının ödenmesine kadar satış yapmayacağını söylüyor…

İyi de bazı faturalar niye çekmecelerde bekletilmiş, bunun cevabı yok!

Tamamen keyfi kararlarla bize göre…

Görevi ihmal, disiplinsizlik ve ciddiyetsizlik!

İhmalci çalışanlar uyarılınca da bunun adı ‘mobbing’ oluyor…

Yok öyle bir şey!

Aslında tüm kamu kuruluşlarında yaşanıyor bu tür olaylar…

Tabi ki bize göre gerekçe liyakatsiz istihdamlar!

Çoğu arka kapıdan ve torpilli kararlar nedeniyle…

Ta ki devlete kapağı atana kadar!

Özelde işi olanlar bile devlete girmek için birbiriyle savaşıyorlar…

Tüm siyasi güçlerini de kullanarak!

Girdikleri zaman da ip orada kopuyor…

Devleti arkalarına alanlar aslında kendi özel işlerine de devam ediyorlar!

Ne denetim var ne araştırma ne da başka bir şey…

Devlet malı deniz ya!

Bolca tatil ve izinler, hasta raporları ve devletten emekli çıkıp geleceği garanti altına almak…

Bireyler kazanırken ne yazık ki devlet hep kaybediyor!

Bu siyasi düzen devam ettikçe de yozlaşma devam edecek…

Ta ki birisi dur desin!

Ondan da çok umutlu değiliz ya…

Koop-Sen eyleminde en çok tekrarlanan slogan;

“Acı reçeteleri işçi ve emekçi ödeyemez…”
Asla kabul edilemezmiş!

Tabi ki sadece işçi ödememelidir, katılırız…

Peki ya kurumları batıranlar kimler, hele de neden olan siyasiler?

Onlardan şimdiye kadar hiçbir zaman hesap sorulmamıştır…

Onun içindir rahatlıkları!

Yanlış kararlar ve icraatları yapanlar bedel ödemeyince de yüzsüzlük diz boyu…
Hele de siyasi nedenlerle yapılan istihdamlar?

Partiye oy gelsin de nasıl gelirse gelsin…

Daha siz durun bakalım kurumlardan sonra sıra devletin diğer kademelerine doğru ilerliyor!

Siz asıl o zaman acı reçetelere hazın olun…

MESAJ KUTUSU

Sayın Nevzat NEVZAT, Binboğa Eski Genel Müdürü olarak İngiltere’deki ziyaretinizin ne zaman biteceği ve ülkeye döneceğiniz merak konusu olmuş ki meraklı sorular gelmeye başladı. Hatta bazıları dönmeme ihtimalinin çok daha fazla olduğunu iddia etmeye başladılar, haberiniz olsun istedik…

Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, kaçak yollardan işçi getiren bazı büyük balıkların peşine düştüğünüz ve yakında büyük bombayı patlatacağınız konuşulmaya başladı. Bu arada bazı polis memurlarının da banka hesaplarının bloke edildiği belirtiliyor, hadi bakalım hayırlara vesile olsun…

Sayın Hüseyin Çavuş KELLE, ileride su kıtlığı yaşanmasının beklendiği açıklamalarınızdan sonra ülkedeki tüm yüzme havuzlarına ağır vergiler getirilmesi girişim başlatmanız için mesajlarınız gelmeye başladı. Ada ülkesinde bu kadar havuz meraklılığı da başka bir tartışma konusu tabi ki…

Sayın Fuat TOPALOĞLU, öğrenci taşımacılığında peydahlanan lobiler konunda yaptığınız açıklamanın ‘yarası olan gocunur’ şeklinde algı yarattığını biliyor muydunuz? Açıklama yapmadan önce biraz zamana bırakmanız gerektiği yönünde meslektaşlarınızdan mesajlar geliyor haberiniz olsun istedik…

Sayın Oğuz KÖSE, çok uzun bir süredir kabuğunuza çekildiğiniz için yakın dostlarınız sitem dolu mesajlar göndermeye başladılar. Bir de telefon numaranızı değiştirince meraklarının tavan yaptığını söylüyorlar ara sıra ses vermenizde yarar görüyoruz, hayata da bu kadar küsülmez ki…

Sayın Kemal DÜRÜST, torun sahibi olduktan sonra kendinizi tamamen ona adadığınız hayat görüşünüzün bile değiştiği söyleniyor. Şu sıralar sizden daha keyiflisi yoktur değil mi? Minik yavruya bir ömür sağlıklı yaşam temenni ederiz. Bu arada seçimler için de yol haritası belirlemeye başlamışsınız hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Serdar DENKTAŞ, babanızın adını taşıyan bir futbol sahasının adı değiştirilince konuyu yargıya taşıma kararı aldığınızı duyduk, yerinde ve doğru bir karar verdiniz bakalım nasıl bir yanıt alacaksınız biz de merak etmeye başladık doğrusu…Umarız en kısa sürede hatadan dönülür!

Sayın Alev ECEVİT, bazı çalışanların iş yavaşlatma eyleminden sonra dairenin büyük bir çoğunluğundan destek mesajlarınız gelmeye başladı. Umarız olayı kapatmak isteyenlere karşı dik duruşunuzdan ödün vermezsiniz zira ipin ucunu kaçırmamak gerek değil mi?