Önce okuyuculara bir soralım;

Dünya Engelliler Günü ne zaman kutlanıyor bilen var mı?

Çok duyarlı okuyucuları bir yana koyuyorum ama eminim ki yarısından fazlası bilmiyordur!

Ya da ailesinde engelli olanlar dışında belki de bu tarih kimse için çok fazla önemli değildir…

Ama adım gibi eminim ki;

Meclis’teki 50 milletvekiline bu soruyu yöneltsek belki 10 tanesi bu tarihi anımsar, diğerleri de böyle bir günün olduğunu bilir ama tarihi hatırlayamaz!

Üzülerek ifade ediyorum çünkü bizde engelli demek sadece seçim öncelerinde hatırlanan ve onlara ait Dünya Engelliler Günü’nde siyasi rant uğruna poz poz resimler çekilip vaatlerde bulunmak demektir!

Bir sene önceki Engelliler Günü basın bildirisi arşivden çıkarılır tarihi değiştirilir ve sanki de yeni yazılmış bir basın bildirisi gibi medyaya servis edilir!

Onlar için önemli olan günü kurtarmaktır, engelli insanlarımız üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışmaktır…

Ne yazık ki biz basın mensupları da bu konuda üzerimize düşen görevi yeteri kadar yapmayız!

İlla ki birisi bizi dürtecek ve biz de kalem sallayacağız…

Bu da bizim ayıbımızdır en azından kendi adıma özür dilerim!

Oysa evlerinde oturan binlerce kardeşimiz siyasilerden ümidi kesince bizim yazacağımız birkaç kelime ile umutlanmak isterler!

Belki siyasilerden umudu kesmişlerdir ama onları harekete geçirmek için her zaman basın mensuplarının yapabileceği bir şeyler vardır!

Şu anda ben de o ruh hali içindeyim ve ister inanın ister inanmayın bir engelli kardeşimizden gelen mesaj üzerine bu yazıyı kaleme aldığım için içim biraz buruk, kendime de kızgınım…

Bu ülkede birçok resmi daire, belediye ve özel işyeri engelliler düşünülerek yapılmaz!

Yollar onlar için tehlikeli tuzaklarla doludur, can güvenlikleri genelde yoktur…

Sosyal aktiviteler yok denecek kadar azdır, çoğu zaman kimse kapılarını çalmaz, dert dinlemez, kaderlerine terk edilmiştir!

Ailelerinin mali durumu iyi olanlar daha şanslıdır ama iyi olmayanlar hiç de adil olmayan bir yaşam kavgasının pençesinde çaresizlikler içinde yaşarlar!

Bu ülkenin bazı yasa ile belirlenmiş kuralları olduğu halde bu uygulanmaz…

Ne acıdır ki devlete yapılması gereken istihdamlarda bile parti rozeti önemlidir, siyaset ön plandadır…

Ve ne yazıktır ki bu ülkede son 8 yıl içinde partizanca binlerce kişi istihdam edilirken yasa olduğu halde engelli insanlarımız dışlanmış, tek bir kişi bile istihdam edilmemiştir!

İşte bu konuda isyan noktasına gelen engelli bir genç okuyucumuzun sitem dolu mesajı;

“Merhaba Levent bey,

Sizden engelli istihdamıyla ilgili konuda yardım isteyecektim..

Çalışma Bakanımız daha önce çıktığı TV programlarında birçok kez 2015 yılı içerisinde kısıtlı da olsa kamuya engelli istihdamı yapılacağını söylemişti hatta Mayıs’taki Engelliler Haftası’nda engelli derneklerine de söz vermişti alınması için.

Temmuz’da hükümetin yeni kurulduğu zaman yine TV yayınına çıkmıştı ve kendisine kısa ve net bir soru sormuştum;

Kamuya engelli istihdamı Bakanlar Kurulu’nun gündemine ne zaman gelecek?

Kendisi bu konunun Bakanlar Kurulu’nun ilk sıralarında yer aldığını ve kısa süre içerisinde gündeme geleceğini belirtmişti…

Ayrıca 1 ay önce bakanlığa da bu konuyla ilgili e-mail yollamıştım, aldığım cevap şuydu; ‘2015 yılı bütçe imkanları dahilinde istihdam yapılması için Bakanlığımızda çalışmalar devam etmektedir…”

Bugün Bakanlığın özel istihdam bürosunu aradım onları sordum ‘yoktur öyle bir şey’ dediler! Ben de ‘bakan söz vermişti’ dedim…

O da ‘ne bakanı, hep söz verirler ama hiçbir şey yaptıkları yoktur yani kısaca ortada böyle çalışma yoktur’ dedi!

Çok sinirlendim ben de, bakan beyin engellilerle ilgili hassas bir konuda nasıl yalan söyler anlamış değilim..

Bu konuyu kamuoyuna yansıtıp bakan beyle görüşebilirseniz cevabı bana da aktarabilir misiniz…”

Sevgili okuyucu;

Engelliler konusunda ne yazık ki içinde bulunduğumuz durum budur!

Öncelikle engelliler için getirilen yasalar uygulanmamaktadır…

Sonra da verilen sözler tutulmayıp engelli insanlarımızın büyük bir kısmı kendi kaderlerine terk edilmiştir!

Bin engelli gencimiz bakanın istihdamlar konusundaki sözünü unutmamış ve bakanlığın ilgili birimine bu konuda bir soru yöneltmiştir!

Aldı cevap ta;

“Yok öyle bir şey” olmuştur!..”

(22/9/2015)

MESAJ KUTUSU

Sayın Osman KORAHAN, Sağlık Bakanlığı’nın pandemi sürecinde ihalesiz olarak yaptığı harcamaları biraz eşelerseniz dudak uçuklatacak sonuçlara ulaşabilirsiniz. Halkın vergilerinden toplanan paralar kimlere nasıl peşkeş çekilmiş, Sayıştay için çok iyi bir soruşturma konusu olabilir…

Sayın Ersin TATAR, Cumhurbaşkanlığında gerekil atamalar yapıldı mı yoksa herkes kendine göre bir makam adı verip açıklama mı yapıyor. Bu arada önceki akşam bir medya patronu ve bir turizmci ile Girne’de gizli bir toplantı yaptığınızı duyduk, hayırdır gece mesaisinin ardında neler var acaba?

Sayın Mustafa AKINCI, geçici bir süre de olsa partiyi toparlamak için TDP’nin başına geçmeniz için bazı taleplerde bulunulduğu yönünde mesajlar gelmeye başladı. İyi düşünmek gerek zira partili gençler buna ciddi olarak tepki koyabilirler.

Sayın Ahmet VARIŞ, devlet hekimlerinin mesai saatlerine uymayıp imza sistemine karşı çıkmalarına destek verdiğiniz yönünde ihbarlar yapılmaya başladı. Bırakın sendikacılığı ber devlet hekimi olarak çok da hoş karşılanmayacak tavırlar bunlar. Hekim eksikliği yaşanırken bir darbe de siz vurmayın bari!

Sayın Akile BÜKE, bırakın bir kurumun başında olmayı sıradan bir insanın bile haysiyet ve şerefine zarar veren yayınlar kesinlikle kabul edilemez. Ancak siz sanırız bu sıralar fazla duygusal olsanız gerek ki yazılanları çok da doğru değerlendiremiyorsunuz!

Sayın Ali PİLLİ, hem hükümetsiz kalmanın sizi olumsuz etkilemediğini söylüyorsunuz hem de elektronik kelepçeler için hükümet kararını beklemek zorunda olduğunuzu ifade ediyorsunuz. Devletin üst makamlarından birisinin açıklamaları birbiriyle çelişmemelidir diye düşünüyoruz…

Sayın Cafer GÜRCAFER, iş dünyası ve özellikle de müteahhitler hükümetsizliğin zararını en fazla hisseden sektör olarak bazı meslektaşlarınız artık biriliğin olaya el koymasını hatta bakanlar kurulunu belirleyip siyasilerin saf dışı bırakılmasını isteyen mesajlar göndermeye başladılar. Bir düşünün deriz!

Sayın Cemil KARZAOĞLU, Orman Dairesi’nde odunları kesecek eleman sıkıntısı yaşadığınız söyleniyor. Elbette alınan personel birkaç ay içinde başka dairelere kaçıyorsa, gayet doğal bir durumdur bu! Sabırlar ve kolaylıklar dileriz…

Sayın Erman ÇİTİM, medya ve kamuoyu baskısı ağır basınca sizin 20 dönümlük arazi işi de sona ermiş. Bu arada Türkiye’den gelen bir ekip sürekli sizi soruşturuyormuş, haberiniz olsun istedik!

Sayın Ali ÇAYGÜR, bu sıralar sağlık kurulunun raporlarına fazlasıyla dikkat etmek gerekiyor zira salgını bahane eden çok sayıda kişi işinden kaytarmak için ödenekli izin almaya başladı ya da imza bekliyor. Artık birileri de bu devletin haklarına sahip çıkmalıdır değil mi?