4’lü koalisyon hükümeti vatana ve millete hayırlı olsun…

Serdar Denktaş son anda dönecek diyenler kaybetti!

4’lü koalisyon için diğer parti başkanlarına verdiği sözde durdu ve parti meclisi üyelerini de ikna ederek ezici bir çoğunlukla bu yönde karar alınmasını sağladı…

Karar açıklandıktan sonra ise parti binasında bazı partililerin Dağ Başını Duman Almış marşını hep birlikte söylemesi epey manidardı!

Ama daha manidar olanı vardı…

Serdar Denktaş karar alındıktan sonra şu açıklamayı yaptı:

“DP, özgürlükçü, eşitlikçi ve demokratik duruşunu, bu devletin itibarının yeniden yükseltilmesini, halkın geleceğini ve refahını seçti. Daha fazla özgürlük ve insan hakları için çalışmaya devam edeceğiz…”

Burada mesaj tamamen UBP’yeydi!

Eski ortağını biraz da suçladı yani…

Hatta biraz değil epey suçladı!

Bütün bunlar UBP ile olmadı ama bu kez olacak der gibi…

Burada sanki de biraz son günlerde esen rüzgarı arkasına almak istedi!

Siyasette ne kadar usta olduğunu da gösterdi…

Hoş bunun sonucunu daha ileriki günlerde görecek!

Olumlu ya da olumsuz…

Şimdi soru şu:

4’lü koalisyon hükümetinin önündeki en büyük sorun Türkiye ile imzalanan ve imzalanacak olan ekonomik protokoller…

CTP ve TDP’in bunlara bakış açısı belli!

Bu konuları baştan ele alacağız diyorlar…

HP ortada bir çizgide gidiyor!

İşte burada yine Denktaş faktörü ortaya çıkıyor…

Yeni hükümet döneminde Türkiye ile imzalanan protokoller tamamen Serdar Denktaş’ın himayesindeki Maliye Bakanlığı ile yürütülecek!

Günahı da sevabı da Denktaş’ın boynuna kalacak…

Daha da açıkçası Denktaş, hükümet ile Ankara arasında bir köprü vazifesi görecek!

Gayet mantıklı bir projedir bu…

Sonuçta kimileri sevindi kimileri üzüldü ama önümüzdeki günlerde en azından bir hükümetimiz olacak…

İşleri elbette kolay değildir, sorunlar dağ gibi onları beklemektedir ama bundan böyle de görevleri zoru başarmak olmalıdır!

Ve son güne kadar da iktidar için umutlu olan UBP artık Anamuhalefet görevi için kendini hazırlamalı, yenilemeli, safralarını dökmeli ve gerekirse bir gölge kabine kurup yeni hükümeti yakından takip ederek toplumsal görevini yerine getirmelidir…

Erken seçim de alternatifti!

Sevgili okuyucular…

Biraz ayıp kaçacak ama ne türlü kurulursa kurulsun başlıkta da yazdığımız gibi yeni hükümetimiz sidik zoruyla kurulmuş bir hükümet olacak!

Artık 3’lü mü yoksa 4’lü mü olacak diye tahminlerde bulunmaktan imanımız gevredi…

Birinde 26 birinde 27 vekil olacak!

Hangisi olursa olsun yeni hükümet güçlü bir hükümet olmayacak…

Küskünler, dargınlar, menfaat bekleyenlerin işi olmayınca nisap bile sağlamakta güçlük çekecekler!

Bunu önceki hükümet dönemlerinde de yaşadık…

Kendisine istediği istihdamlar verilmeyen vekiller küstü evde oturdu nisabı sağlamadılar!

Çünkü adamlarda hiçbir zaman toplumsal değil hep bireysel menfaatler ön planda tutuldu…

Öyle ya da böyle yeni hükümet modeli sağlıklı bir hükümet modeli olmayacaktır…

Çünkü hemen her partinin içi kaynamakta, daha hükümet olmadan bir takım paylaşımlar yapılmakta, kendi başlarına gelin güvey olmaktadırlar!

Onun için deriz ki artık 6 siyasi parti sağlıksız bir hükümet modeli yerine yeni bir seçimi daha gündemlerine almalı ve hesaplarını da ona göre yapmalıdırlar…

Ama görüntü odur ki kimse böyle bir havada değildir!

Dedikleri şudur;

Vatandaş yeni bir seçim daha istemiyor!

Öyle değil işte…

Aksine vatandaş onun bunun yararına değil, toplumun genelinin yararına kurulacak bir hükümetten yanadır!

Çünkü artık bu iş evcilik oyununa dönmüş, menfaat kavgası dışında bir şey değildir…

Biliyor musunuz ki, seçimlerde aday olup kazanamadı diye işe bile gitmeyen bir çoğu vardır…

Gerekçeleri de şu;

“Partim beni müdür-müsteşar yapacak…”

Laçkalığa bakar mısınız?

Seçime girdi kazanamadı ama hala beklentisi var insanların…

Vekil olamadı müdür-müsteşar olacak!

Böyle düşünüp de seçilemeyenler iyi de seçilememiş…

Aklı fikri devletin kaymağında olanlardan bir vekil olarak bu ülkeye ne menfaat beklenirdi ki!

Zaten seçilenlerde yeteri kadar kalite yok bir de alt kadroları düşünün artık siz…

Yeni bir erken seçim olsa ne olurdu peki?

Dünyanın sonu değil ya!

Kurarsın bir seçi hükümeti, geçirirsin bütçeyi sonra da bir kez daha halkın iradesine gidersin…

Partiler toplumun sorunlarını unuttu partisel ve şahsi çıkarları peşine düştü!

Kim kimden bir adım önde olacak…

Kimin bakanlıkların altı ne kadar dolu, güçlü ve icraatçı olacak diye saçma sapan bir tartışma süreci yaşıyoruz!

Çünkü bizde siyaset her şeyin ama her şeyin önünde gitmeye devam ediyor…

Önce vekillik, sonra bakanlık daha sonra da tuhaf bir bürokrat kavgası yaşanıyor!

Kavga halkı yüceltme kavgası değil, devletin tepesini nasıl işgal eder, rantını nasıl yerim kavgasına dönüşmüş…

Varsa cesaretleri buyursunlar bir kez daha halkın iradesine başvursunlar!

Sağlıksız ve kalitesiz bir hükümet modeli yerine daha iyisi için alternatif erken bir seçimdi…

Uyuşturucu ve intihar…

Bizde bazı haberler sadece polis bültenleriyle sınırlı…

Küçücük bir haber;

Bir genç kendini astı canına kıydı!

Hepsi o kadar…

Bu genç niye intihar etti, derdi neydi, araştırma soruşturma filan yok!

Oysa hemen hepsinin kendine göre bir hikayesi var…

Hele bunlardan birisinin nedeninin uyuşturucu olduğunu öğrenince insanın yüreği sızlıyor!

Gencecik insan uyuşturucu bağımlısı, bu illeti bırakmak için de büyük çaba sarf ediyor ama işte yenik düşüyor…

Çünkü peşini bırakmıyorlar!

Onlara da tek seçenek kalıyor canına kıymak…

Bu iş bu kadar kolay olmamalıdır!

Uyuşturucu ile mücadelede bu devlet sınıfta kalmıştır…

Öyle birkaç sportif etkinlik ve plaket törenleriyle bunun önünü kesmeyi düşünüyorlarsa aldanıyorlar!

Kanına artık uyuşturucu karışan bir gencin sorunu devletin sorunu olmak zorundadır…

İnsanları kaderleriyle baş başa bırakmak onlara yapılacak en büyük kötülüktür!

Sadece Merak İşte?

Saldırganlar korunuyor mu?

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Meclis ve Afrika saldırganlarının peşini bırakmaması, ısrarla takip etmesi olumludur destekliyoruz…

Ama belli ki suçluların cezasını çekmesi için çok da fazla çaba sarf edilmiyor!

Bunun anlamı saldırganların korunduğu şüphelerini gündeme getirir…

Böyle bir yöntem kimin haddinedir!

Eğer böyle bir koruma iç güdüsü varsa insanlar polise değil de kime güvenecektir?

Seçim harcamaları?

Okuyucu uyarıyor biz de ısrarla yazmaya devam ediyoruz…

7 Ocak genel seçimlerinden sonra siyasi partiler niçin seçim harcamalarını hala açıklamadılar?

Burada tabi ki HP’yi ayrı tutuyoruz çünkü biraz üstü kapalı olsa da onlar kamuoyuna bu konuda bir açıklama yaptılar…

Aynı şeffaflığı diğerlerinden de beklemek bizim için bir vatandaşlık görevidir!

Seçim harcamalarını açıklamayan da gözümüzde sürekli hep şaibeli parti olarak kalacaktır…

Temel Bulut hala vatandaş mı?

Adam sadece KKTC’yi değil, Türkiye’de bir çok kişiyi de dolandırdı…

Sonunda tutuklanmış ve şimdi 900 yıl hapsi isteniyormuş!

Temel Bulut’un kimler tarafından vatandaş yapıldığını hadi bir yana koyalım…

Ama tüm yaşananlara rağmen hala KKTC kimliği elinden alınıp vatandaşlığı iptal edilmiyorsa, KKTC devleti de suçlarının dolaylı olarak ortağı olacaktır!

Hadi bu hükümeti geçtik, umarız konu yeni hükümetin gündeminde olur…

Trafik gerçekten canavar mı?

Her ölümlü kaza sonrası attığımız başlıktı genelde…

“Trafik canavarına bir can daha…”

Bizde olay bu kadar basitleştiriliyor işte!

Trafik canavar ama sürücüler sanki de zemzem suyu ile yıkanmış masum kişiler…

Bu zihniyette olduğumuz sürece hatayı kendimizde değil de trafikte bulmamız kazaların sonunu asla getirmeyecektir! 

MESAJ KUTUSU

Sayın Mahmut ERDEN, YDP’den milletvekili adayı oldunuz, seçilemediniz ama hala izniniz dolduğu halde Hayvancılık Dairesi’ndeki görevinize başlamadınız! Biraz daha inat etmeye çalışırsanız hakkınızda soruşturma başlatılacak uyaralım dedik!

Sayın İsmail KOFALI, yerel seçimlerde UBP’den Gönyeli Belediye Başkan adaylığınız konuşulmaya başlandı. Hep partide hem de bölgenizde isminiz artık iyice ağırlık kazanmaya başladı kolları şimdiden sıvamakta yarar görüyoruz…

Sayın Halil FALYALI, seçimler geldi geçti ama sizden hala bir ses seda yok! Anlaşılan otel işi sizi epey heyecanlandırdı desenize! Oysa bir konuşsanız içinizi dökseniz ne fırtınalar kopardı değil mi?

Sayın Serdar DENKTAŞ.dünkü parti meclisi toplantısına kadar partilileriniz tam ortadan ikiye bölünmüş görüntüsü çizdi ama sonunda ne olduysa ezici bir çoğunluk 4’lü hükümetten yana karar aldı. Hayırlı uğurlu olsun artık…

Sayın Osman KIRŞAN, İskele’de partili arkadaşlarınız yerel seçimlerde sizi belediye başkan adayı yapmak için bir takım girişimlerde bulunmaya hazırlanıyor. Buna şimdiden hazırlıklı olup zemin hazırlamanız artık kaçınılmaz oldu gibi geliyor bize…

Sayın Mehmet İPEK, şeytan taşlar gibi bir gazete binasını gayet rahat taşladınız ama bu topluma bir özür borcu olduğunuzu da sakın unutmayın olur mu? Hele de bir dernek başkanı olarak temsil ettiğiniz kesime de büyük ayıp ettiniz…

Sayın Süleyman MANAVOĞLU, Afrika ve Meclis baskınıyla ilgili olarak dün nihayet bazı kişilerin gözaltına alınmasını sağlamanız yerinde ve doğru bir davranış oldu! Bu konudaki hassasiyetlerinizin devamını dileriz…

Sayın Nesligül ONUREL, bazı uyanık kamu çalışanları seçim izinleri bittiği halde işlerinin başına geçmediler ve bu da diğer çalışanlar arasında büyük huzursuzluk yaratmaya başladı! Devletin birimleri ciddiyetini göstersin lütfen…

Sayın Hüseyin AMCAOĞLU, 3’lü bir hükümette sizin müsteşarlık işinin artık kesinlik kazandığını duyduk. Özverili ve başarılı çalışmalarınızın meyvelerini elbette bir gün toplayacaktınız değil mi? Bu arada resmen DP’nin kurbanı oldunuz, artık bir dahaki sefere inşallah…

Sayın Necdet OSAM, aklımıza gelmişken şu bel altı soruşturma konusunun hangi aşamada olduğunu bir kez daha gündeme getirme ihtiyacı hissettik. Zira sizin çalışanlar arasında da büyük merak konusu olmuş diyorlar…

Sayın Bülent FEVZİOĞLU, her ne kadar seçimlerde sinirlerinizi bozmaya kalkışanlar olsa da yakın çevreniz aktif siyasete devam etmenizi isteyen mesajlar göndermeye başladılar. Bu işin peşini bırakmayacaksınız değil mi?

Sayın Katip DEMİR, biraz geç olsa da bölgenize kazandıracağınız büyük proje vatandaşlar arasında büyük memnuniyet yarattı. Umarız seçimler kapıyı çalmadan projeyi sonlandırır ve bu işten alnınızın akıyla çıkarsanız…

Sayın Mustafa ARABACIOĞLU, DP’de Parti Meclisi üyeliğiniz bitiği halde partilileriniz size büyük bir vefa örneği gösterip üyeliğinizin devamından yana tavır koymuşlar diye duyduk. Yine duygusal anlar yaşadınız değil mi?

Sayın Erhan ARIKLI, en azından bir dönem parti olarak muhalefette kalmanız partiniz açısından da iyi olacaktır. Sizi Tarım Bakanlığı artık bir başka bahara kaldı, bu süreyi iyi değerlendirmekte yarar var…