“Bütçe görüşmeleri esnasında bir Milletvekilinin kürsüden yaptığı bir konuşma esnasında <div>söylenen sözleri, inanılmaz bir şekilde çarpıtarak yapılan saldırılar ve bu çirkin saldırılar</div> <div>sonrasında fırsatı ganimet bilerek, 1974 Barış Harekatı ile katliam çukurlarının kenarından</div> <div>dönüşümüzü sağlayan Türk ordusuna saldırmayı marifet bilenleri sağduyuya çağırmak</div> <div>istiyorum.</div> <div>O günleri ve ondan öncesini yaşayanlar, sıkıntılar içerisinde geçirdikleri onca yılı bugün bu</div> <div>konuşulanları duyarak bize helal etmemektedir. Katliam korkusu olmadan, yeniden savaşmak</div> <div>zorunda kalırmıyız düşüncesine kapılmadan, aradan geçen 40 yıl içerisinde nereden nereye</div> <div>geldiğimizi unutmak ve bu ülkede bizi her tehlikeden korumaya muktedir bir orduyu ve</div> <div>mensuplarını bu şekilde yaralamak Kıbrıslı Türkün ne karakterine, ne tarihine uygun değildir.</div> <div>Savaş ortamı ve psikolojisini yaşamak kolay değildir. Bugün bu duyguları tanımadan büyüme</div> <div>imkanı yakalamışsak bunun tek nedeni Türk Silahlı Kuvvetlerinin adadaki varlığıdır. Bu</div> <div>gerçeği görmemek ise kelimenin tam anlamı ile vefasızlıktır, geçmişi bilmemektir. Bu, hiç</div> <div>bilmedikleri topraklara evlatlarını şehit olarak gönderen Analara yönelik olduğu kadar, kendi</div> <div>Analarımıza, kendi ninelerimize ihanettir.</div> <div>Doğuş Derya'nın savaşın yarattığı sonuçlarla ilgili bir sözünü veya herhangi bir eylemini</div> <div>kabul etmemek eleştirmek başka bir şeydir, kabul edilmeyecek bir uslup ile kişiye saldırmak</div> <div>başka birşey. Bu saldırıyı yapanlar bugün yaşamakta olduğumuz bu üzücü karşı saldırılara</div> <div>fırsat veren fitili ateşleyenlerdir. Aynı doğrultuda; birilerinin kabul edilemez sövmelerini</div> <div>bahane bilerek, bugünümüzü borçlu olduğumuz bir kuruma, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetlerine,</div> <div>bir gazetenin ele aldığı şekilde saldırmakta, asla sessizlikle geçiştirebileceğimiz bir şey</div> <div>değildir. İstismardır, fırsatçılıktır, yüzsüzlüktür, halkımızla Kıbrıs Türk Barış Kuvvetlerinin</div> <div>arasını açmaya yönelik bilinçli bir girişimdir.</div> <div>Ne Doğuş Derya, ne de yine kürsüden kendisine cevap veren Zorlu Töre, olayların bu noktaya</div> <div>gelmesi amacıyla o konuşmaları yapmış değildir. Bu nedenle, devam etmekte olan tüm eylem</div> <div>ve söylemlerin maksadı aşmayacak bir seviyede tutulması gerektiğini hatırlatmak ve giderek</div> <div>yoğunlaşan bu gereksiz gerginliğin sona erdirilmesini talep etmek geleceğimizle ilgili bir</div> <div>sorumluluk haline gelmiştir.</div> <div>Bu tartışmanın hiçbir yerinde olmayan KTBK'nin tüm mensuplarının bu tartışmalar nedeniyle</div> <div>duyduğu üzüntü kadar, 1974 yılına kadar verilen onurlu mücadelenin mücahitleride büyük bir</div> <div>üzüntü yaşamaktadır.</div> <div>Bu üzüntüyü kendi kendimize yaşatmaktan kimsenin bir çıkarı olmayacaktır ve bu konuyu</div> <div>kendi hedeflerine ulaşmak için kullanmaya çalışanlara kamuoyunun dikkatini çekmek ve bu</div> <div>oyuna gelmememiz gerektiğini hatırlatmak da görevimizdir.”</div> <div><br /> Serdar DENKTAŞ<br /> Başbakan Yardımcısı</div>