Dile kolay tam 27 yıllık siyasi geçmişi olan bir parti…

UBP’den kopup dokuzlar hareketiyle kurulduğu zaman o dönem siyasi hayatın en büyük olayı yaşanmıştı!

İlk seçimlerde de 15 milletvekili çıkarıp hükümet ortağı oldular…

Hedef elbette UBP’nin yıllardır süren başarılarını yere serip onların mirasının üzerine oturmaktı ama!

Olmadı, aksine DP ilk seçimde aldığı başarılı sonucu o tarihten bu yana hiçbir seçimde gösteremedi…

Aksine hep küçülerek kurulma misyonunun hedeflerine ulaşamadı!

Bunun elbette birçok nedeni var…

En çok da geçtiğimiz günlerde istifasını açıklayan Serdar Denktaş gösterilir ama bir gerçek daha var ki 27 yıllık sürede eğer DP kapısına kilit vurmadıysa bunun da nedeni yine Denktaş’tır…

Babadan kalan ismi de tabi ki yabana atmamak gerek!

Denktaş’ın istifasından sonra şimdi yeni bir tartışma başlatılmıştır…

Daha önce olduğu gibi!

Serdar Denktaş gerçekten istifa etti mi?

Yoksa kafasında başka bir plan mı var!

Yeni bir projeyle mi karşımıza çıkacak?

UBP’ye döneceğini söyleyen var…

TDP ile dirsek temasında olduğunu söyleyen de!

Bir de önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimleri var tabi ki…

İlçe başkanı olarak siyasete girdi, genel sekreterlik yaptı, bakan oldu, başbakan yardımcısı da!

Başbakanlık nasip olmadı ama…

Cumhurbaşkanı niye olmasın ki!

En azından bir kere denemeye değmez mi?

Bu konuda o kadar çok soru var ki…

Serdar Denktaş’ın soyadı ve renkli kişiliğe de soruların artmasına yetip de artıyor bile!

Kamuoyu ve diğer siyasi partiler bir yana…

Bu konuda en fazla partililerin kafası karışık!

Birden çok aday adayı var ama…

Hiçbiri de Denktaş’ın gerçekten istifa ettiğine inanmıyor!

Bunu nereden mi anlıyoruz…

En azından bize gelen telefon ve mesajlardan!

Sonuçta Serdar Denktaş belki genel başkanlıktan gidecek ama ortada tam 27 sene önce kurulan bir parti var…

Her ne kadar siyasi süreçte çeşitli zikzaklar çisse de!

Her ne kadar Denktaş giderse Denktaş Partisi de biter deseler de…

Bize göre kemikleşmiş bir oya sahiptirler!

Ölüsü bile barajı geçmeye yeter de artar bile…

Kim bilir belki de Denktaş gidince küskünler ve kırgınlar geri bile gelebilir!

Bunu başarmak çok kolay olmasa da…

DP ve Serdar Denktaş ile ilgili sorular yoğunlaştığı için dün kendisini telefonda arayarak konuşma ihtiyacı hissettik…

Aylardır konuşmuyorduk iyi de oldu!

Kendisini belki de siyasi olarak çok eleştirmiş olsak da insan olarak severiz, vefasız suçlamalarına da katılırız ama yüreğinin temizliğine de inananlardanız…

Konuşmayı toparlayacak olursak;

Bu kez gerçekten kesin kararını vermiş!

Belki de bu ayrılığın partiyi daha da güçlendireceğine inanarak böyle hayati bir karara varmış…

Zira siyaset yorgunu ve partiyi şimdiye kadar tek başına sırtladı!

Ekibini yanlış kişilerden oluşturduğu için arkadan hançerlendi…

Muhalefete düşünce arayıp sormayanlar iktidara gelince kapısında kuyruklar oluşturdu!

Kim bilir kendi vefasız değildi de kendine çok yakın görünenler vefasız çıktı…

Sonuçta Denktaş diyor ki…

Benim için DP Genel Başkanlığı artık tamamen bitmiştir!

Partinin yeni bir yüze ve değişime ihtiyacı vardır…

Yeni beyinlere!

Ve fikirlere…

Bu arada Cumhurbaşkanı adaylığı olma konusunda kafası karışık!

Olur da olmaz da, bu artık o günün şartlarına bağlı…

Çünkü eğer ittifak yoksa seçilmesi sürprizlere bağlı!

Peki ya milletvekilliği?

Parti içinde genel seçimlerde aday olup olmayacağı tartışılıyor ama…

Kendisi hala bir karar vermiş değil!

Çok büyük ihtimalle de çok yakında bunu kendi ağzından öğreneceğiz…

Dün kesin olan tek şey söyledi aslında!

Siyasette 30 yıllık tecrübe…

Bu kadar tecrübeyi çöpe atmama kararlılığı!

Manidar bir söylem olabilir ama…

Siyasetin nasıl kana karışıp bir daha çıkmadığını da göz önünde bulundurmak gerek!

Ve tabi ki Eroğlu vurgusu da çok önemli…

Sonuna kadar partili ama!

İplerin onun elinde olmadığı yeni bir parti süreci geçiyor aklından…

Bunu başarabilirse ne ala!

Denktaş Partisi ünvanı alan parti Demokrat Parti olabilirse önü açık demektir…

Yani partinin kaderi yine Serdar Denktaş’ın ellerinde olacaktır!

Bu arada bir dip not;

Denktaş parti genel başkanlığı için ne kimseyi aday gösterecek ne de adaylardan her hangi birini destekleyecek…

MERAKLI KÖŞE?

Sendika ne alaka?

Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy çok manidar bir açıklama yaparak El-Sen’e çağrıda bulundu…

Artık sıra sendikadaymış!

Elektrik fiyatlarının düşmesi için onlar da görevlerini yerine getirsinlermiş…

Hadi bakalım buradan yakın!

Dün basında bunun maaşlardan kesinti olacağı yönünde haberler yayınlandı ama…

Biz bunu bir türlü anlayamadık!

Yani burada sendikaya çalışanlardan maaş kesintisi yapılacak bunu destek verin mi demeye getiriyor…

Sendika böyle bir şeyi kabul eder mi?

Daha açık ve net soralım;

Perde gerisinde bizim bilmediğimiz neler konuşuldu?

Teşvikler niye ödenmiyor!

Ülkede bir çok sektör battı ya da batma noktasına kadar geldi…

Belli ki sırada turizm sektörü var!

Turizmciye uzun bir süredir teşvikler ödenmiyor…

Ülkenin lokomotif denilen sektörü bu!

Ekonomiye ciddi katkısı olan…

Ama ödenmiyorlar işte!

Bu sezon bitti onlar gelecek sezona hazırlanıyorlar ve bunun için para lazım…

Yoksa yine mi kaynak sorunu!

Şu yılan hikayesine dönen Türkiye’den bir türlü açılmayan musluk mu sorun…

Batın, bitin, yok olun mu diyorlar!

Ya bizim cesaretsiz ve basiretsiz takım…

Onlar bir bir tükenirken, kepenk kapatmaya hazırlanırken yine mi sessiz kalacaklar?

MESAJ KUTUSU

Sayın Kubilay ÖZKIRAÇ, ilgili bakanın maaşlardan kesinti istediği yönündeki haberler doğru mu? Bu konuda sendikanızın politikası ne olacak? Bu arada kendisine müsteşarlık düzeyinde görev verilmesini istediğiniz çalışanınız kim? Umarız sessiz kalmazsınız!

Sayın Hasan TAÇOY, KKTC’nin enterkonnekte sisteme bağlanmasının hukuki olarak mümkün olmadığı yönünde mesajlar almaya başladık. Bu konuyu detaylı bir şekilde araştırdınız mı? Konuyu mercek altına almanızda yarar görüyoruz!

Sayın Tolga ATAKAN, geçen yıl rüşvet almakla suçlanan trafik müfettişlerinin soruşturması ne oldu? Konunun Türkiye’de çözüleceğini biliyoruz ama bu sorunun çözümü fazla uzamadı mı? Dairede bu konuda endişeli olanlar var, haberiniz olsun istedik!

Sayın Ayşegül Baybars KADRİ, Ankara’dan KKTC’ye kaçırılan minik kızın bulunmasında büyük pay sahibi olduğunuzu öğrendik. Konu küçük bir kızın kaderi olunca insanın yüreği dayanmıyor değil mi? Hassasiyetinizden ötürü tebrik ederiz…

Sayın Abdullah AKTOLGALI, Lefkoşa’da düğünler mekanı olarak bilinen fuar yanındaki 3 düğün salonu belli ki denetimsizlikten dolayı iyice abarttılar ve ses ayarlarını bir türlü ayarlayamıyorlar. Bölge sakinlerinden çok sayıda eleştiri mesajı geliyor, bilginize!

Sayın Faiz SUCUOĞLU, çalışma hayatında engelli insanlarımıza istihdam konusunda son yılların en büyük icraatı gerçekleştirmiş oldunuz. Buna bir de yasalarda da olan devlete istihdam konusunu gerçekleştirebilirseniz iyi bir amme hizmeti yapmış olacaksınız!

Sayın Hasan KAHVECİOĞLU, Türkiyeli bazı yetkilileri Anıtkabir’de Ata’ya şikayet etmeniz dikkatlerden kaçmadı! Sanırız bundan böyle bu tür eylemler epey yoğunlaşacak ve siz de bir kıvılcım yakmış olacaksınız. Gayet çağdaş ve akıllıca bir yöntem doğrusu…

Sayın Yusuf-Tuncel KANLI, pek muhterem validenizin ölümünü üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin…

Sayın Ünal ÜSTEL, Bafra Turizm bölgesinde bazı işletmelerin otel inşaatından vazgeçerek arazileri başkalarına hem de epey yüksek bir fiyatla devretme çalıştıkları yönünde ihbarlar gelmeye başladı. Konuyu mercek altın almanız isteniyor!

Sayın Nediye ZEYTİNCİOĞLU, yöneticisi olduğunuz Radyo Vatan’ın 20’nci kuruluş yıldönümünü kutlar başarılarla dolu nice yeni yaşlar temenni ederiz. Sistem ve disiplin beraber olunca başarı da ardından geliyor değil mi?

Sayın Kenan AKIN, Serdar Denktaş’ın istifa kararından sonra sizin de partiden ilişkiyi kesmeniz özellikle bölgenizde epey yadırgandı. Vatandaş sizi bir dönem bakan yapan partiye vefa borcunuzu ödemenizi istiyor!