Yıl 1907…

Kanada’da, “Quebec Köprüsü” inşaatı devam ediyor.

Kontrole gelen mühendis ekibi kirişlerde birkaç inçlik hata tespit ederler. Aslında işin durdurulması ve yapının bu duruma uygunluğunun araştırılması gerekir. Kontrol mühendisleri de bunun olması gerektiğini düşünerek durumu üst yöneticilere aktarmak isterler. Fakat sonrasında aralarında bunun “hayal proje” olduğunu ve sekteye uğramasının hiç iyi olmayacağını ortak şekilde kararlaştırırlar ve herhangi bir problem yokmuş gibi işi devam ettirirler.

Ama işler ters gider ve köprü inşaatı yıkılır. 75 işçi bu yıkılmada hayatını kaybeder!

Sonrasında 1922 yılında “Kanada Mühendislik Enstitüsü” diğer mühendislerle bir toplantı düzenliyor. Toplantıda söz alan “İnşaat Mühendisi Professor Haultain” yeni mezun olan genç mühendislere mesleki etik, sözleşme, antlaşma gibisinden bir ritüel oluşturulmasını ve bu sayede mühendislerin mesleki bilinç sahibi olmasını teklif ediyor. Toplantıda kabul edilen bu teklif “Iron Ring Ceremony (Demir Yüzük Töreni)” olarak uygulamaya konuluyor.

Yüzük, mühendisin yazı elinin serçe parmağına takılıyor. Bu sayede mühendis, yaptığı çizim, hesaplama, tasarım veya belgenin altına imza atarken bu yüzük zeminle temas edip çıkardığı sesle o mühendise Quebec Köprüsü hadisesini hatırlatıp attığı imza, yaptığı tasarımın sonucunun birçok hayata mal olabileceği bilinciyle işini yapması gerektiğini hatırlatıyor.

Yukarıdaki resimde, serçe parmaklarına demir yüzüklerini takmış dört mühendisi görüyoruz.

Bu fotoğrafa bakınca, birden aklıma, Cumhuriyet Meclisi’nin kürsüsüne çıkıp, halkın huzurunda yeminlerini ettikten sonra hükümeti kuran ‘’dörtlü’’ geliveriyor.

Kanada’daki mühendisler, demir yüzüğün hatırlattığı sorumluluğun altında ezilirken, bizim dörtlünün, seçim öncesi verdikleri sözler, kürsüde ettikleri yeminler, ‘’aseton’’ hızında buharlaşıveriyormuş meğer… Umurlarında oluyor muymuş acaba, aldıkları kararlar neticesinde halkımızın çektiği eziyetler?!

Kanada’nın mühendisleri demir yüzük takıyorlar.

Sorumluluklarını, yapabilecekleri hataların nelere mal olacağını unutmuyorlar.

Bizim dörtlünün ‘’taktıkları’’ bir şey de yok nasıl olsa!

Doludizgin gidiyorlar bakalım kendi doğruları ile...

Dua edelim de halkımızın canı daha fazla yanmasın,

Dua edelim de, inşa ettiklerini zannettikleri ‘’köprü’’ yıkılmasın…

Kaynak:https://medium.com/@muhendisinnotdefteri/kanadali-m%C3%BChendi%CC%87sleri%CC%87n-demi%CC%87r-y%C3%BCz%C3%BC%C4%9F%C3%BC-156987818d67

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899