En az iki kez, Gazimağusa’dan Lefkoşa’ya sevk edilen Korona Virüs (COVID-19) vakası ile panikledik.

Yurt içi ve yurt dışına gündem olduk.

Vakalar temiz çıktı, rahatladık.

Sağlık Bakanlığı, Korona Virüs ile ilgili gereken önlemlerin alındığını farklı zamanlarda duyurdu.

Hükümet de benzer açıklamaları yaptı.

Cumhurbaşkanımız Sayın Mustafa Akıncı, İki Toplumlu Sağlık Komitesi’ni de çalıştırdı.

Ancak, öğrendik ki, 10 Mart Salı günü saat 11.00’de, Cumhurbaşkanlığı’nda, Korona Virüsü tehdidiyle ilgili toplantı yapılacak.

Toplantıda, dünyada ciddi bir salgın haline dönüşen Korona Virüs tehdidine karşı hükümetin ilgili birimlerinin çalışmalarının ne düzeyde olduğu ve alınması gerekli diğer önlemler ele alınacak.

Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’nın başkanlığında yapılacak toplantıya;

Başbakan Ersin Tatar,

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay,

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri,

Sağlık Bakanı Ali Pilli,

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan,

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu,

Polis Genel Müdürü Süleyman Manavoğlu,

Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Başkanı Özlem Gürkut,

İki Toplumlu Sağlık Komitesinin Eş Başkanı Cenk Soydan ve

Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği Başkanı Umut Öksüz davet edildi.

Gelelim sorularımıza:

Bu toplantı neden şimdi yapılıyor? Neden ülkemizde Korona Virüs şüpheli vakalar görüldüğü anda bu toplantı yapılmadı?

Geçtiğimiz haftalarda, İki Toplumlu Sağlık Komitesi toplantısı yapılmıştı. Ancak, sınırların kapanması konusunun o toplantıda ele alınmadığı açıklanmıştı. Dolayısıyla, bu toplantının sınırların tek taraflı kapatması ile ilgisi var mı?

Devletin yetkili makamları aylardır istişare halinde değil miydi de bu kadar geniş bir toplantı, adeta olağanüstü bir görüntü ile yapılacak?

Toplantıya, ülkemizin hasta yükünü çeken ve sağlık alanında akademik eğitimler veren iki Üniversite Hastanesi’nin temsilcileri neden davet edilmedi?

Toplantıya, Sağlık Bakanı katılıyor olsa da, olası bir COVID-19 vakası durumunda, ilk refleksi göstermesi sorumlulukları bulunan, ülkemizin devlet hastanelerin başhekimleri neden davet edilmedi?

Turizmden önemli gelir elde eden ülkemizde, hastalıktan en çok etkilenecek olan bu sektörden bir temsilcinin de bu toplantıya davet edilmesi gerekmez miydi?

Madem Cumhurbaşkanlığı’nda böyle bir toplantının yapılmasına gerek duyuldu, o halde devletin çoktan Korona Virüs ile ilgili bir koordinasyon birimi kurmuş olması gerekmiyor muydu? Toplantıdan sonra kurulacak mı?

Cumhurbaşkanlığı düzeyinde ve devletin kritik birimlerinin katılımları ile gerçekleştirilecek bu toplantı ile, olası bir COVID-19 vakasının devletin tüm kademelerini alarma geçirdiği gibi yanlış bir imajın yurt içine ve yurt dışına verilebilecek olması ihtimali hiç akıllara geldi mi?

Değerli okurlar;

Ülkemizde, Korona Virüs ile ilgili devlette çok başlılık hakim ya da tam organize olunamamış gibi bir izlenim oluşuyor.

Halkımızın kafasını karıştırmamak, toplumu panikletmemek, turizmden gerçek anlamda gelir sağlayan ülkemizin imajını yine devletin eli ile gereksiz riske atmamak adına, devletin bir an önce Korona Virüs ile ilgili organizasyonunu bir an önce tamamlaması gerekiyor.

Dolayısıyla, yarın Cumhurbaşkanlığı’nda yapılması planlanan Korona Virüs zirvesinde, siyasetin değil, halkımızın sağlığının ve ülkemizin imajının ön plana çıkarılması gerekiyor…

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899