Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun, yürüttüğü Kıbrıs müzakerelerinde herkesin katkı ve desteğine açık olduğu ve bundan ancak memnuniyet duyabileceği, fakat ortaya herkesin katkısıyla bir görüş çıktı mı, o görüşü savunmak, o noktada durmasını bilmek gerektiği belirtildi.<br /> <br /> Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamada, “Aksi takdirde halk görüşmecilik yetkisini Cumhurbaşkanı’na vermişken ortaya iki başlılık gibi bir durum çıkar ve bu başkaları tarafından halkımızın çıkarları aleyhine kullanılmaya çalışılabilir” denildi.<br /> <br /> Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun samimi bir şekilde Kıbrıs’ta var olan gerçekler göz önünde bulundurularak erken bir zamanda, bir antlaşma yapılması için gayret gösterdiğine vurgu yapılan açıklamada, karşılıklı al-ver sonrasında ortaya yaşayabilir, Kıbrıs Türk halkının sosyal ve ekonomik yaşamını tehlikeye atmayacak bir sonuç çıkması halinde imza koymakta kararlı olduğu vurgulandı.<br /> <br /> Cumhurbaşkanı’nın Meclis’in, Hükümet’in, Dışişleri Bakanlığı’nın, muhalefet partilerinin, kurum-kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin, sendikaların Kıbrıs konusunda düşünce üretmelerinden asla rahatsız olmadığı, tam tersine memnuniyet duyduğu kaydedildi.<br /> <br /> 11 Şubat’ta yayınlanan ortak açıklama konusundaki görüşlerini de halka ve ilgili tüm çevrelere net bir şekilde açıklayan Cumhurbaşkanı’nın, ortak açıklama metni noktasına gelinceye dek de sürekli olarak Başbakan, Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı, Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Ana Muhalefet ve son aşamada da Meclis Platformu ile temaslar kurup görüş aldığı belirtildi.<br /> <br /> Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun geçmişin tecrübelerinden de yola çıkarak, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs konusunda birlik ve beraberliğini korumasına, fikir farklılıklarının bir zenginlik olarak, toplumsal bölünme için değil hak ve hukukun perçinlenmesi amacıyla kullanılmasına büyük değer ve önem verdiği kaydedildi.<br /> <br /> Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun “ben bilirim, ben yaparım” zihniyetinde olan bir şahsiyet olmadığına işaret edilen açıklamada, “2010 seçimlerinde halka söz verdiği üzere görüşme masasına halk iradesini taşıdı ve oluşturduğu Danışma Kurulu, Halk Konseyi ve görüşmeci heyetin içine de farklı görüşlerdeki kişileri katarak, toplumun mümkün olduğunca en geniş kesimin fikirlerinden istifade etmek istedi” denildi. Açıklama, şöyle devam etti:<br /> <br /> “Cumhurbaşkanımızın Rum oyunlarına gelmemek, birilerinin çıkıp ‘suçlama oyunu başlattı’ dememesi için suskun kalması yanlış anlaşılmamalıdır. Ancak şurası da bir gerçek ki Rum lideri Sayın Anastasiadis, ortak açıklama metnini bilinen Rum Ulusal Konseyi’nin Kıbrıs konusundaki kararlarına uygun bir şekilde yorumlamaktadır. Cumhurbaşkanımız sabırla ve sadece Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını düşünerek Rum tarafının masa başında hangi noktaya geleceğini bekleyecek ve günü geldikçe halkımızla tüm gerçekleri paylaşacaktır.”