2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, bugün katıldığı bir TV programında çeşitli konuları değerlendirerek, iç konularla ilgili soruları cevapladı. Talat, Kıbrıslı Türklerin umutlarının çok kırıldığını, insanların yaşama sevincinin kaybolduğunu, bu yüzden yeni hükümetin başarılı olmasını çok arzuladığını ifade etti. Bir soru üzerine Talat, bir siyasi partinin hükümet oluştururken çeşitli alternatifleri olması gerektiğini kaydederek, Demokrat Parti-Ulusal Güçlerin bunu başardığını, Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler ile Ulusal Birlik Partisi’nin ise bu hususta başarısız olduğunu savundu. Kendisinin CTP’de uzun süre yönetim kadrolarında yer aldığını ve bu bağlamda, alternatifler yaratma konusundaki sıkıntılarda kendisinin de sorumluluğu olduğunu anlatan Talat, bu gerçeklerle ilgili görüşlerinin bazı kesimler tarafından eleştirildiğini de belirtti. Sosyal medyada yapılan eleştirilerde kullanılan dilin çoğunlukla yapıcı olmadığını, son derece acımasız olduğunu anlatan Talat, parti içi tartışmanın sosyal medyada yapılamayacağını kaydetti. Parti yetkili ve üyelerinin, birbirinin yüzüne bakarak değerlendirme yapıp kararlar almaları gerektiğini belirten Talat, bu çerçevede yapılan siyasetin dilinin de daha yumuşak ve sevecen olacağını söyledi. “BİR BÜTÜN GÖRÜNÜMÜNDE OLMAK GEREK” “Bu dönemde gözlerin yeni hükümette olacağı, bu çerçevede koalisyon ortakları arasındaki ilişkilerin ne olabileceğinin sorulması üzerine”, Talat, ortakların anlayış içinde ve kendi bakanlıklarında yapacaklarını, birbirlerine danışarak yürütecekleri bir çalışma ortamı içinde, bir bütün görünümünde olmaları gerektiğini vurguladı. Bakanlıkların dağılımı ve bakanlık isimlerinin değiştirilmesiyle ilgili bir soruya karşılık ise 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, bu durumun normal olduğunu, anayasanın bakanlık sayısını on ile sınırladığı için bütün bakanlıkların birleştirilmiş bir halde olduğunu, ortaklar düzenlemeden memnun olduklarına göre bir sorun olmadığını söyledi. “UZMAN EKİPLER OLUŞTURULMASI LAZIM” Talat bakanlıklarda kalıcı uzman ekiplerin oluşturulması gerektiğini söyleyerek, “örneğin Tarım ve Enerji Bakanlığı’nda tarımın yanı sıra enerji ile ilgili uzman bir ekibin oluşturulması ve bir birikimin sağlanması gerek” dedi. Talat, üçlü kararname sistemi nedeniyle bunun başarılamadığını, görevden alma ve atamalarla birinin yaptığını diğerinin bozduğunu belirterek, liyakat ve bilgiye dayalı olarak oluşturulacak kalıcı uzman ekip modelini önerdi. Bakanlar Kurulu’nun ilk oturumunda başbakan ve yardımcısı arasında çıkan koltuk krizinin sorulması üzerine Talat, bunun ufak bir olay olduğunu, dikkate alınacak bir yanı bulunmadığını söyledi. “CTP’NİN SİYASİ KÜLTÜRÜ MÜDAHALELERE KARŞI” TC Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’la, CTP Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu arasında yapılan telefon konuşmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Talat, TC yetkililerinin bu şekilde davranmalarının anlamsız ve gereksiz olduğunu kaydetti. Türkiye yetkililerinin CTP’nin siyasi kültürünü bilmemesine şaştığını söyleyen Talat, CTP’nin siyasi kültürünün müdahalelere karşı olduğunu ve bunun bilinmesi gerektiğine işaret etti. “Müzakerelerin Ekim’de başlayacağının belirtilerek, özel temsilcilerle Downer arasındaki yemekli toplantının sorulması üzerine”, Talat, bu kadar yemekli toplantının olduğu bir süreçten kuşkulanmak gerektiğini, ne kadar yemekli toplantı olursa, sorunun da o kadar çok olduğunu söyledi. Talat, “Bu tür toplantılar tıkanıklıkları aşmak, ilişkileri yumuşatmak için yapılır. Sıklıkla yemekli toplantı yapılması, ilişkilerin iyi bir noktada olmadığını, yakınlaşma zorluğu yaşandığını gösterir” diye konuştu. Talat, basının, temsilcilerin görüşmesine gereğinin çok üstünde yer vermesinin yadırganabileceğini, ancak bunun sebebinin ufukta bir şeyin görünmemesi olduğunu savundu. Ortamın karanlık olduğunu söyleyen Talat, bu ortamda en küçük bir mum ışığının bile bir hareketlenmeye işaret olarak görüldüğüne işaret ederek, yine de yeni bir safhaya ulaşılması dileğinde bulundu. SURİYE KRİZİ Suriye krizini de değerlendiren 2. Cumhurbaşkanı Talat, savaş yerine diplomatik girişimlerin hızlandırılması ve ülkede demokratik ortamlar yaratılarak sorunun çözülmesi gerektiğini, ancak yaşanan koşullarda insanların birbirini yemelerine ve yok etmelerine seyirci kalınamayacağını, sorunun uluslararası düzeyde işbirliği ve kararlılıkla çözülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.