Aslında biz CTP’nin yerel seçimlerde Mağusa’da Oktay Kayalp’ı aday çıkarmasını bekliyorduk…

Kendisinin de böyle bir düşüncesi vardı ama olmadı işte!

Sonra Ulaş Gökçe ortaya çıktı…

Ortak aday olmak istedi!

Birçok CTP’li bölge insanı da kendisine büyük destek verdi, adaylığını açıklarken yanında yer aldı…

Ama belli ki ilahlar onu da istemedi!

Yalnız bırakıldı…

Sonra Erol Adalıer’in adaylığı açıklandı!

Belediye Meclis Üyesi adayı da olan Adalıer temiz ve düzgün bir isim olarak biliniyor ama CTP için de adaylığına karşı çıkanlar da oldu…

Belli ki CTP yerel seçimlerde Mağusa’da büyük sıkıntı yaşayacak…

Çünkü yeni adaylar da hem de parti içinden perde gerisinde bir takım girişimlerde bulunmaya hazırlanıyor!

Dün yine bölgeden CTP’li bir sempatizanda gelen mesaj da bunun bir göstergesi olacak sanırız…

Halen CTP Belediye Meclis Üyesi olan Salih Oktay’ın da bağımsız olarak adaylığa hazırlandığı ve büyük ihtimalle de hafta başında bu konuda açıklama yapacağı iddia ediliyor…

Ama perde gerisinde bir takım gelişmelerin de olduğu söylenenler arasında…

İşte Salih Oktay’ın adaylığını açıklayacağına ilişkin o detaylı mesaj;

“CTP belediye meclis üyesi Saatçı Salih Oktay arkadaşımız genel seçimlerde milletvekili adaylığı için müracaat ettiğinde partisi tarafından listeye alınmaması üzerine ilçe başkanı Oktay Kayalp a yerel seçimlerde eğer sen aday olmayacaksan ‘ben adayım’ demiş…

Bunu günü geldiğinde partisine talebini ilçe başkanı ve parti başkanına iletip başvuruda bulunmuş, daha sonra sağlık sorunları nedeniyle bir müddet hastanede yatıp çıktıktan sonra Mağusa ilçe başkanı Oktay Kayalp a gidip talebini tekrardan ilettiğinde partisi tarafından uygun vasıflarda bulunmaması nedeni ile Erol Adalıer’i aday olarak çıkaracaklarını öğrenmiş…

 Erol’u ziyaret edip kendisinin aday olacağını dolayısıyla adaylıktan çekilmesini istemiş.

Erol kabul etmeyince kendi ekibi ile görüşerek hafta sonu doktorunun sağlığı ile uygun görüşünü alarak yıllarını CTP ye vermiş bir kişi olarak Oktay Kayalp a ve CTP ye kızgın olarak Pazartesi’nden sonra bağımsız adaylığını açıklayacağını söylüyor.

Bununla birlikte Mağusa’da CTP adayından daha çok oy alarak uygun vasıflara haiz olmamasının hesabını kesmiş olacak ki Mağusa’da CTP adayından daha çok oy almaya aday bir arkadaşımızdır.

Sevgiyle kalın…”

Niye gülmüyor?

Bir kenarlarda notum vardı…

Okuyucu da fark edip sorunca köşeye taşımak farz oldu!

Hem eski hem de yeni hükümet döneminde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı makamında ziyaret eden bizim Başbakanlar ve bakanlar…

Çekilen fotoğraflar!

Ve Erdoğan’ın duruşu…

Bizimkiler gayet mutlu ve mesut ama…

Erdoğan’ın bakışları haddinden fazla ciddi!

Bu görüntüler için ‘sadece ciddiyet’ diyenler de var…

Ama ‘tepkili’ diyenler de var!

Sizce hangisi acaba?

Bu ülkede güzel şeyler de oluyor…

KKTC Sivil Savunma Teşkilatı’nın dün Ciklos’ta Uluslararası Üniversiteler Arama Kurtarma Oyunları vardı…

Dünyada tek olan bir organizasyon bu.

Tam 19 üniversitenin öğrencileri arama kurtarma konusundaki deneyimlerini paylaştılar.

Gencecik enerjilerini teşkilatın usta kurtarmacılarıyla birleştirip aslında olası kötü günlerdeki birlik ve beraberlik mesajını da vermiş oldular…

Aslında onların hepsi de birer gizli kahramandılar…

“Esas suçlu kim?”

“Olay şöyle olur;

Önce belediye dereye lağım suyu döker ve buna bağlı olarak derede aşırı kamış çıkar. Ardından vatandaş başlar kamuoyu baskısı oluşturmaya ve "ne olacak bu kamışların durumu?" diye homurdanır.

Bunun üzerine kaymakamlıklar ya da bazı pişkin daireler hemen kamışları yok etmek için devreye girer.

Ve sonucu hep zarar olur.

Örnek tarihi Venedik köprüsü, kepçenin çarpması ile zarar gördü…

Tabi burada esas suçluyu kimse görmez…”

(Niyazi TÜRKSEVEN)

“Türkiye’ye negatif imaj…”

“Oluşan cephe ve yapılan propagandalar sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili değil, tüm ülkenin imajının zedelenmesine yönelik bir çalışma olarak değerlendirilebilir. Bundan dolayı da Türkiye’deki hemen hemen herkes bir taraf olduğu için olaya sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan olarak bakılmaktadır. Ancak ben bu olaya daha geniş bakılması gerektiğini düşünmekteyim. Bu durum böyle devam ederse ve ülkenin imajı zedelenirse bundan hiç kimsenin fayda sağlayamayacağı kanısındayım. Sonuç olarak bugün bütün iktidarlar değişmektedir. Türkiye de demokratik ve özgür seçimler olan bir ülkedir, bu nedenle eğer halk isterse yönetim değişebilir. Ancak ülkenin üzerine yaftalanacak olan negatif imaj ve duruşu temizlemek, hatta yenilemek çok uzun uğraşlar ve zaman gerektirir.”

(Hüseyin IŞIKSAL)

“Kalıplar içindeki siyasi partiler…”

“…Biz yaşayabilir bir çözüm istediğimize göre belki de çözüm böyle bir modelse niye biz bunu konuşmayalım? Rum tarafında Ulusal Konsey'de dahi bu konunun gündeme geldiği ve tartışıldığı söyleniyor. Dolayısıyla siyasi partiler kendilerini kalıpların içine hapsetmemeli. Evet arzulanan, bu kadar zamandır emek harcanan bir modeldir federalizm. Gerçekten içinde olumlu unsurlar barındıran, barışı barındıran bir modeldir ama eğer en basit karar alma mekanizmalarında örneğin 10 kişilik bir karar alma mekanizmasında Rum lider size diyorsa ki 6'sı Rum 4'ü Türk olacak ama karar basit çoğunlukla alınacak ve 4 Türk 'Hayır' dese bile bu karar geçecek, bu eşit bir federal sistem olmaz. Dolayısıyla burada en az bir Türk'ün olumlu oy vermesini reddediyorsa, bu durumda gerçek bir federasyon değil üniter devlet içinde bir azınlık olarak sizi görmek istediği ortaya çıkar…”

(Dr. Sibel SİBER)