Lefkoşa Belediye başkanlığı ikinci dönemine Mehmet Harmancı, alternatif partilerden aday çıkmaması ile seçildi. Buradaki en önemli aktör inkâr edilemeyecek şekilde Tufan Erhürman ve CTP’dir. Aynı ideolojik tabana hizmet eden CTP’nin “solu bölmemek ve işleyen bir makineye” dokunmamak söylemi ile yaptığı jest, Harmancı’ya ikinci kez Lefkoşa Belediye’sinin kapılarını açtı. CTP içinde, Harmancı’ya yetkinlik konusunda da, genç ve dinamik olmak konusunda da alternatif olabilecek adaylar olmasına rağmen, Erhürman o dönemde partisinin içinden muhalefeti de göze alarak “solda” birlik adına bir dayanışma gösterdi. Benzer şekilde Erhürman ve CTP, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Akınc’yı ı ikinci turda desteklemişti.

Şimdi “sol” kendi içinde yeniden birlik olmak durumundadır. Akıncı ne yapamayacağını gösterdi, artık solda transfer zamanıdır. Burada değerlendirmeye alınması gereken iki unsur var. Birisi Harmancı’nın genç bir politikacı olarak çizgisi, ikincisi CTP’nin iki sefer TDP’ye en kritik anlarda göstermiş olduğu destekten sonra Harmancı’yı nasıl değerlendirdiği sorusudur.

Harmancı’nın ilk döneminde aday çıkması noktasından başlayalım. TDP’nin her zamanki türbülanslı süreçleri içerisinde belediye başkanlığı seçimlerinde parti adaysız kaldığı için Harmancı seçime çıktı. Akıncı’nın o dönemde desteklediği, TDP’den başkan görmeyi tercih ettiği aday Harmancı değildi. Hatta, Harmancı propagandası içindekiler, kapı arkalarında Akıncı’nın nasıl seçim sürecinde Harmancı’dan uzak durduğunu, desek belirtmediğini, ancak propaganda sürecinin sonuna doğru yükselişe geçmesi ile çark ederek Harmancı’ya yanaştığını fısıldıyorlardı gözlerini devirerek. Zaten kamuoyu önünde Akıncı’ya ‘Harmancı’nın kazanması sayesinde unutulmuş bir politikacı olarak ivme kazandığınız söyleniyor” minvalinde sorulan sorulara da Akıncı o dönemde tepki koymuş, Harmancı kazanamasa da kendisinin kazanacağını ifade etmişti. Böyle olmasına rağmen Harmancı her daim Akıncı’ya bir “idol” hatta bir “mabet” muamelesi yapmaktadır. Sosyal medyadan romantize edilen “ışık saçan lider” fotoğrafları eşliğinde “kişiliğini ve varlığının vurgusunu” Akıncı’da gördüğünü haykırmaktadır. Demokratik kültürlerde halktan onay alan bir seçilmişin bu denli kendi benliğini başka birinin gölgesinde değerlendirme ihtiyacı, bunun tehlikeleriyle ilgili elbette ki okur kafa yormalıdır. Genç, dinamik, yeni bir ses ve nefesle solun doğal adayı olarak ortaya çıkan Erhürman, o dönemde kendi partisi içinde şimşekleri üzerine çekmeyi göze aldı. İlk adımda ortada olan gerçek, Harmancı’nın Erhürman gibi liderlik vasıfları göstererek, atılgan ve cesur bir vizyonla hareket etmeyi göze alamadığı, “baba lider” sultasından kurutularak bir siyasi gelecek planlayamadığıdır.

CTP tabanına verilen mesaj ise çok nettir: CTP-TDP ilişkilerinde TDP sadece almaya bakar. Sol adına ortaklaşma ve vizyon kurma, sadece TDP kadrolarına yararsa talep edilen bir şeydir. Bu durumda, kapalı kapılar ardında ikinci tura Erhürman’ın kalması halinde destek vereceği sözü veriliyorsa bile, aslında CTP, belediye seçimlerinde aday çıkarmayarak gösterdiği özveriyi Harmancı’da bulamamaktadır. Tam tersine solun saflaşma kültürüne bir çivi daha çakmaktadır Harmancı. Erhürman adaylığını açıkladıktan çok kısa bir süre sonra yine sosyal medyadan Akıncı’ya hitapla “kasırgalar ve fırtınaları aştıkları” mesajını verdi. Karşısına aday çıkarmayarak belediyeyi açan politikacıyı aşılacak bir tufan olarak ifadelendirmesini CTP nasıl görür? Bir sonraki seçimde Harmancı’yı nasıl değerlendirir? Onu da artık rasyonel tercihleri ile CTP tabanı cevaplayacaktır.