Panik içinde bakkaldan eczaneye, oradan markete, kasaba koşan, benzincilerde kuyruk oluşturan Kıbrıslı Türkler dün eve kapandılar.

Çıkmak zorunda olmadıkça çıkmayan, çıkarken elindeki imkanları sonuna kadar kullanmaya gayret eden, astronot kıyafetinden gaz maskesine kadar değerlendiren Kıbrıslı Türklere neden Salı günü market, bakkal ne varsa talan ettiniz sorusunu sorsaydınız da cevap alamayacaktınız.

Ekmek bile kalmayan marketlerde de eczanelerde de dün 5 lira olan bugün 50 liraya çıkıverdi bir anda…

Kimse müdahale edemedi!

Haksız kazanç ve değişik bir rekabet içinde ellerindeki ürünleri tüketen, stokta bekleyen bir çok ürünü sıfırlayan ve yeni ürünlerin siparişini verirken kazanacaklarının kim bilir kaç katını kazanarak çıktılar korona krizinden.

Anlayacağınız bazı ürünler hakikaten son derece art niyetli olduğu belli olan fiyat artışlarına sahne olurken devletin bunu da geriden takip etmesine hiçbirimiz şaşırmadık.

Kim bilir belki bir çoğumuzun aklına bile gelmedi olaylardaki gayri doğal durum…

Devletin takipsizliği, ya da geriden takip etmesi bilinçli miydi yoksa hakikaten hantallıkla mı alakalıydı bilemedik.

***

Bütün bunlar olup biterken hükümete düşen görevleri tartışamadık bile.

Siyaseti de ekonomiyi de rafa kaldırdık.

Cinayetleri, kadın cinayetlerini, uyuşturucuyu, mobese kameralarını ve memleketteki pek çok konuyu rafa kaldırdık.

Birleşmiş Milletlerin haddini şaşan sınır müdahalelerini ve kapıların kapanmasındaki anomaliyi konuşmayı bırakın, düşünmeyi bile bıraktık.

Hükümet koronanın ne olduğunu, nasıl bir hastalık süreci olacağını, ülkede nasıl seyretme ihtimali olduğunu izah etseydi/edebilseydi belki her şey başka olurdu. Hatta bunca panik yaşanmaz, kaynaklar da çar çur edilmezdi.

Çünkü hastalıktan korkan insanlar gerekli gereksiz pek çok harcama yaparak kendi kaynaklarını da tükettiler, ülke kaynaklarını da düşünmeden harcadılar.

Elbette hatalı olan bu paniği yaşayan insanımız değil. Bilakis bunu yaşatanlar oturup sorgulamalılar.

Cehalet, bilinçsizlik, korkaklık ve daha pek çok olumsuz öğe sürecin bilinçsiz ve temkinsiz yönetilememesine neden oldu!

***

Elbette anlıyoruz! Devletin bir bilgiyi halkına sunabilmesi ve özellikle de önlemlerin alınması hususunda harekete geçebilmesi için birtakım verilere ihtiyaç duyar. Elinde veri olmayanlar ise tam tamına bizim halimizde olur!

***

Yaşananlar yalanla doğru, gerçekle hayal arası ama gerçek üstü olduğu net bir ahvalde devam edeceğe benziyoruz. Yapılacak hiçbir şey yok ne yazık….

Paniğimizi yaşamaya devam edip, koronaya yakalanmamak için dua edeceğiz.

İnancınız yoksa mı?

Yapacak bir şey yok…

Dr. Çiğdem DÜRÜST