İsveç'te derlermiş ki:
"Eğer bir yerde çok fazla kasis varsa orada trafik kültürü düşüktür."
Sebebini ise şöyle açıklıyorlar.


"Tabelayı okumak yetmiyorsa, okuduğunu anlamıyorsa, fiziksel engel ile durdurmak zorunda kalıyorsun demektir’’.

Bu ,ülkenin gelişmişlik seviyesininde göstergesi, medeniyetin düşük olması  demekmiş.

Yukarıda yazılanları ülkemizin çevresi içinde uyarlarsak hata yapmış olmayız sanırım.

Ülkemizde Çevre kirliliği ciddi boyutlarda.Geçen son 44 yılda onlarca hükümet değiştiren bu toplum ne yazık ki çevre kültürünü değiştiremedi.

Çünkü öncelikleri arasında çevresi olmadı.Kızına oğluna bu Devletin iş vermesini istediği kadar çevresinin korunmasını istemedi.

Son yıllarda Sivil tolum örgütlerinin ve duyarlı vatandaşların her türlü çabasına rağmen kirlilik azalmıyor.

Yine yol kenarları poşet, pet şişe, kola ,bira kutuları ile dolu.

Arabalarından dışarı portakal kabuğu atanlar yollarda.

Manzara seyrederken çekirdek çitleyip etrafına saçanlar parklarda.

Betoniyerler yolların kenarında hatta yol içlerinde betonlarını futursuzca döküyor.

Ovalar tarlalar çevre teröristleri tarafından talan edilmeye devam ediliyor.

En büyüğümüzden en küçüğüne geleceğini turizme  bağlamış bu adayı kirletenlerle mücadele yeterli değil.Ne bireysel nede hükümetler nezninde üzerimize düşeni yapmıyoruz.Hesap sormuyoruz.

Tabelalarda çevreyi korumaya yönelik hertürlü uyarıya rağmen bunları takan yok.

Mesele sadece okuduğunu anlamama meselesi değil ..anlayacak kadar eğitimi olup da uymayanlarda çok.

Eğer güce değil kurallara ..kaba kuvete değil akla uyanların kazandığı ..uymayanların cezalandırıldığı ...adil bir kurallar rejimi kuramazsanız sorunu çözmek bir kenara dünden daha da kötü olacağı çöp ile geçen yıllarımızla aşikar.

Hep eğitim desekte .Bu sorunun hep tekrar ettiğim gibi artık tek bir çözümü var.

Caydırıcı ceza.

Ama sözde değil.

Bir talimatla silinen ceza değil.

Eğer ülkemizi yaşadığımız bu toprakları seviyorsak .Mahallemizi sokaklarımızı ovalarımızı dağlarımızı var olan yeşilliği ile geleceğe taşımak istiyorsak.

Tahsilatıda yapılmış ve toplumla paylaşılmış ceza.

Bu görevde tabii ki hükümet edenlere düşüyor.Çünkü halkın verdiği yetki onlarda.

Bu anlamda Turizm ve Çevre bakanlığının çevrenin etkin korunması korusunda üzerinde çalıştığı bir yasal değişiklik gündemde.

Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, çevre kirliliğinin önüne geçebilmek maksadıyla Bakanlık hukukçusunun bir yasal değişiklik üzerinde çalıştığını Meclis açıldıktan sonra yapılacak bir değişiklik ile Çevre Dairesi ve Turizm Bakanlığı’na bağlı iki ayrı ekibin sürekli devriye gezerek çevreyi kirletenlere cezalar yazacağını vurguladı.

Sevgili Fikri Ataoğlunu bu süreçte ciddi bir sınav bekliyor.

Çünkü yaklaşık 2 yıldır Turizimle birlikte Çevreden de sorumlu Bakan.

Bir tek çevre ile ilgili bu sorunu çözsün.Tarih sayfalarında yerini alsın.

Ama geri adım atmak yok.Ceza silmek, bağışlamak yok.

Birkez daha umutla bekliyor olacağız.