Aslına bakarsanız herkesin de haklı olduğu bir süreçten geçiyoruz…

Bazen sendikaları eleştiririz ama!

Yaptıkları yeni değil ki…

Çalışanların haklarını korumak!

Refah seviyelerinin düşmesini engellemek…

Bunun için eylem ve grev yapıyorlar!

Bunu yapmasalar üyeleri sizin orada ne işiniz var diye hesap soracak…

Özellikle hükümet edenler onlar sürekli olarak statükocu olarak suçluyorlar ama!

Aynaya bakmayı ihmal ediyorlar olmalı bu konuda…

Sendikal hakları bu ülkede başka bir ülkenin yönetimleri vermedi!

Yönetenler hep siyasi rantı önde tuttu, istedikçe verdi…

Geldiğimiz nokta ortada!

Tamam sendikaları biraz da makul olmadıkları için belki eleştirebiliriz ama…

İnsaflı olmak zorunluluğumuz da var hani!

Peki ya hükümet edenler ne kadar haksız ki…

Eskiden cevizcinin çuvalı vardı önlerinde!

O çuval artık tarih oldu!

Artık bol keseden dağıtma dönemi çok gerilerde kaldı…

Reformları hayata geçir, kap parayı dönemi var şimdi!

Hiç de gözyaşımıza bakmıyorlar, bakmayacaklar da anlaşılan…

Onların başındaki belaları da dikkate almak gerek!

Onun için hükümet edenlerin işi görünenden daha zor…

Krize bir de kaynak akışının durması eklenince ellerinden ne gelebilir ki?

Mümkün olduğu kadar tasarruf yapacak, kısıntı yapacak, ondan kesecek bundan kesecek…

Haklı yanları var zira!

Ama Denktaş ne dedi;

Geçmişte gelecek hiç düşünülmedi diye sitem etti…

Bir anlamda hem kendini hem tüm siyasi düzeni suçladı!

Doğrusu buydu çünkü…

Sendikalar haklı, hükümetler de kendi bakış açılarından haklı…

Ya vatandaş!

Sendikalar ile hükümet arasında sıkışıp kaldılar…

Hükümet kendi kaynaklarının peşinde!

Sendikalar üyelerinin hak ve hukuk derdinde…

Sonuçta bir şekilde her zaman olduğu gibi uzlaşıyorlar, bunun örnekleri çok!

Tarihimizde hangi eylem ve grev sonsuza kadar devam etmiş ki…

Ama işte vatandaşın durumu çok farklı!

Tabi ki özel sektör çalışanlarından söz ediyoruz…

Arada kalıp ezilen, büzülen ve artık ümidi kesip kendi başının çaresine bakmaya çalışan!

Çünkü bizde eylemler ve sokağa dökülmeler genelde kamu çalışanının haklarını savunmak içindir…

Özel sektör nasıl yıllardır sahipsiz kaldıysa şimdi de durum çok farklı değil ki!

Aslında toplum olarak kabul etmemiz tek bir gerçek var…

Geçmiş yıllardaki cevizcinin çuvalı gitti bitti!

Toplum olarak el ele verdik, çuvalı boşalttık…

Denktaş’ın da itiraf ettiği gibi geleceği düşünmedik!

Geleceğe yatırımı hiç düşünmedik…

Aslında ülke gençliğine en büyük yanlışı yaptık!

Peki bundan böyle birbirimizi yiyerek bir yere varılır mı?

Yok böyle bir şey!

Şikayet etmekle bir yere varılamayacağını kabul etmek gerek önce…

Eski çuvaldan kim nasibini aldıysa aldı, cevizler tükendi gitti!

Hoyratça kullandık hepsini de…

Önümüzde tek alternatif var;

O da kendi cevizimizi kendimiz üretmek!

Zor gibi gözükse de en azından imkansız değil…

Bu zammın bir açıklaması olmalı!

Bunu aslında hep yapıyorlar…

Tam da kış girişlerinde!

Nasıl bir hesapsa artık bu havalar serinlemeye başladı mı garibanın en çok ısınma için gerek duyduğu tüpgaza zammı geçiriyorlar…

Yine tarihin tekerrürden ibaret olduğunu gördük!

Daha geçen hafta tüp gaz zammını yalanlayan şirketler kafa kafa verip tarihin en ağır zammını gerçekleştirdiler…

23.5 TL bir artışla!

Hükümet bu zamma müdahale edip sübvansiyon uygular mı bilinmez ama…

Eğer bu zam geçerli olursa ve bugünden itibaren 83.5 TL’ye tüp gaz satın almaya başlarsak bunun tek adı olur o da insafsızlık!

Bu arada 83.5 TL, gidip de yerinden alırsanız…

Evlere servis doğal olarak 85 TL olacak!

Ama tüm bunların da bir açıklaması mutlak olmalı…

Vatandaşı keriz yerine koyanlar da hesap vermeli!

Sadece Merak İşte?

Tamamen aç gözlülük!

Tüp gaz zammı aslında çok önceden belirlendi ama vatandaşı uyuttular…

Geçen hafta evlerinde merkezi ısıtma sistemi olanlar depolarını doldurmak için şirketleri aradılar ama genelde aldıkları cevap şu oldu;

Perşembe günü getirsek olur mu?

Adamlar planı çoktan yapmışlar!

Bu işten çok ciddi ama haksız kazanç elde edecekler…

Aynı akaryakıtta olduğu gibi!

En kötüsü de vatandaşı eşek yerine koyanlara karşı hükümet ne yapacak işte bütün mesele budur aslında…

Yasa 5 TL diyor ama!

Muhtarlıklar aldığımız bazı hizmetler…

Elbette bir karşılığı olacak sonuçta muhtarlar da bu işler için zaman harcıyor!

Hoş bu işler için devletten yarım asgari ücret alıyorlar ama…

Mühür ve imzalar için aldıkları paralar artık astronomik rakamlara ulaştı!

Tarife 15-60 TL arısında değişiyor…

Kim ne vurursa yani!

Asında bunu da yasal bir tarafı var o da ne kadar biliyor musunuz?

Belge başına sadece 5 TL!

186 TL muayene ücreti olur mu?

Dün bir okurumuz aradı dertleştik…

Araç sigortası, seyrüseferi bir yana onlar el yakan cinsten!

Bundan böyle muayene ücretleri de 186 TL’ye yükseltilmiş…

İnsaf da dinin yarısı artık!

Vatandaş diyor ki hadi biz öderiz de dar gelirli nasıl ödeyecek?

Mantıklı açıklama aslında şudur;

Dar gelirli kim araç sahibi olmak kim?

Tabana kuvvet anlayacağınız!

Örtülüler ne oluyor?

Hükümet edenler sürekli nasihat ediyor ya…

Bundan böyle tasarruf devri diye!

Haklı olarak sendikalar da hükümet ne yapıyor diye soruyor…

4 partinin 4 bakanlığına verilen 500’er yüz binlik örtülüler yani!

Bir çoğu kullanmadıklarını iddia ediyor ama…

Peki bu paralar şu anda nerede, madem ki kullanılmıyorlar hangi amaç için tutuluyorlar?

MESAJ KUTUSU

Sayın Tufan ERHÜRMAN, hükümetin başı olarak tarihin en büyük ve ağır tüp gaz zammı hakkında gerekçeleriyle birlikte bir açıklama yapmak da size düşer değil mi? Tam da kış girişinde zamanlamada gayet enterasan olsa gerek değil mi!

Sayın Özdil NAMİ, Türkiye’de yıl sonuna kadar hem doğalgaz hem de elektriğe zam yapılmama kakarı alındığından haberiniz oldu mu? Orada ne varsa bizde de olmalı ve sizin de artık böyle bir kararı almanız bekleniyor! Kurum bu sene vergi şampiyonu olmasa da olur!

..

Sayın Ayşegül BAYBARS, bazı muhtarlar artık iyice abarttı ve denetim de olmayınca bir mühür için vatandaşı kesmeye başladı! Bu konuda bazı kaymamakların durumu bakanlığa bildirdikleri söyleniyor. Şimdi bu işe dur deme zamanıdır değil mi?

Sayın Cemal ÖZYİĞİT, hem eğitimde hem de tüm sektörlerde sıkıntıların tavan yaptığı bir dönemde yapacağınız Fas ziyareti daha başlamadan eleştiri yağmuru fena halde başladı bile! Hoş biletler de kesildi bir kere ama dönüşte epey başınız ağrıyacak gibi gözüküyor!

Sayın Erkut ŞAHALİ, tavuk fiyatlarının kabul edilemez düzeyde olduğu için ithal izni verdiğinizi açıkladınız ama peki bu açıklama et fiyatlarını kabul ettiğiniz anlamındadır yani! Bir yerlerde hata yapıyorsunuz ama sanırız sizde bunun nerede olduğunu bilmiyorsunuz…

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, UBP’nin 43’ncü kuruluş yılında tek bir etkinliğin bile yapılmayacak olması biraz garip değil mi? Yoksa seçimlerde olduğu gibi siz de kurultay yasakları mı getirdiniz! Bu arada ağır grip olmuşsunuz acil şifalar dileriz, aman ikiz torunlara da çok yaklaşmayın olur mu?

Sayın Adnan ERASLAN, hazır bakanlık birkaç günlüğüne size kalmışken acaba diyoruz şimdiye kadar hiçbir bakanın el atmaya cesaret edemediği devlet öğretmenlerinin ikinci işine bir el mi atsanız? Bir düşünün deriz, ne kaybınız olur ki?

Sayın Devrim BARÇIN, sizin çok eylemlerinizi biliriz ama son eylemde tam da bir kükreyen aslan gibiydiniz maşallah. Hitap yeteneğinizin bunda büyük etkisi var değil mi? Başarılı çalışmalarınızın devamını diliyoruz…

Sayın Hasan TAÇOY, sonunda destekleyeceğiniz genel başkan adayınızı belirlemiş ve yoğun kulislere başlamışsınız bile! Çalışmaların şimdilik yer altında olduğu iddiaları var! Teşkilat işleri böyle oluyor desenize…

Sayın Serdar DENKTAŞ siz çok sıkı diyette olduğunuz için belki mutfak masrafınız da çok olmuyor ama vatandaş artık isyan noktasına geldi. Acaba diyoruz Türkiye’de olduğu gibi marketçilerle bir işbirliğine mi gitseniz!

Sayın Zorlu TÖRE, inat edip makam aracını daha fazla kullanacağınızı söylemek çok da mantıklı olmadı yani! Devletin tepesindekiler böyle yaparsa fakir fukara ne yapsın acaba! İmam ve cemaat örneğini unutmayın deriz!

Sayın Turgay ERSALICI, küçücük bir oto galeriden vergi listesinde ilk 10’a girmeyi şimdiye kadar hiç hayal etmiş miydiniz? Nereden nereye değil mi? Umarız tüm kazanan iş insanları devlete olan yükümlülüklerini de sizin gibi yerine getirirler…

Sayın Yalçın KOÇYİĞİT, sadece genel parti meclisine girmek için değil desteklediğiniz genel başkan adayınız içe özellikle Girne’de büyük bir organizasyon başlattığınız konuşuluyor. Hadi bakalım gazanız mübarek olsun!

Sayın Ramazan ÖZÇELİK, bazı ekonomik kurumlara danışmanlık yaptığınızı öğrendik hayırlara vesile olsun artık. Yine de bir kataküllü olmaması için gözlerinizi dört açın deriz zira bu devirde ipleri elden bırakmamak gerek değil mi?

Sayın Akın AKTUNÇ, kebapçıyı hem d ekendi mekanında seri bir şekilde tavlada hezimete uğrattıktan sonra bundan böyle tavla kursları verme kararı aldığınız söyleniyor! Yani bari bunu onun mekanında yapmasaydınız şimdi nasıl bakacak müşterilerinin yüzüne!