Parmağının ardına hiç saklanmıyor…

Çoğu gibi içi dışı ayrı değil!

İçinden geçeni söylemekten de çekinmiyor…

Oysa biz siyasette hep ikiyüzlü olanları tanıdık genelde!

Çünkü bir çoğu için siyaset artık meslek haline gelmiştir…

Her şey koltuğa oturuncaya kadar!

Oturduktan sonra icraattan daha ziyade o koltuğu koruma ve kollama mücadelesi başlar anında…

Sanki de babalarından kaldı ya!

Mümkün olduğu kadar fazla oturacaksın, erk sahibi olacaksın…

Ama Çalışma ve Sosyal Yardım Bakanı Zeki Çeler öyle değil!

Doğallığını hiç bozmuyor…

Sözünü dilinden, gözünü de budaktan sakınmıyor!

Dün öğlen Radyo Vatan’da kendisi ile hoş ve zevkli bir 45 dakika geçirdik canlı yayında…

Çok şeyi sığdırmaya çalıştık ama süre kısıtlı olduğu için hepsinden de kısa kısa bahsetmek zorunda kaldık…

Ama bize göre ya da toplumun en önemli konusu her zaman olduğu gibi yine özel sektör çalışanlarıydı!

Devlet ile özelde çalışanlar arasındaki uçurumu zaten sürekli yazıyor, tepkimizi ortaya koyuyoruz…

Ama daha da önemlisi var!

Özel sektör çalışanlarının haklarının patronlar tarafından yendiği konu…

Yatırımlar ve maaşlar!

Patronların çoğu uyanık…

Çünkü devlete ne kadar az öderse o kadar çok kazanır!

Bunun da önceliği yanında çalıştırdıklarının yatırımlarını asgari ücretten yapmaları…

Hem devletten çalıyorlar…

Hem de çalışanların geleceğinden!

Başta bazı üniversiteler olmak üzere anlı şanlı iş insanları bunu yapanlar…

Programda şöyle bir geçmişi düşündük, bu işe el atan var mı diye!

Bulamadık…

Sadece birkaç geçiştirmelik açıklama hepsi o kadar!

İşte Zeki Çeler’in önemi ve ağırlığı burada ortaya çıkıyor…

Ekipleri kurmuş işyerlerini tek tek geziyorlar!

Muhasebe kayıtları ortaya dökülüyor…

Haliyle tüm tezgahlarda ortaya çıkıyor!

Hepsinde de çalışanın hakkı hukuku ayaklar altına alınıyor…

Çalışanlar kaybederken patronlar hep kazanıyor!

Burada isim vermemiz çok etik değil ama…

Çeler’in ekibi şimdiye kadar hiç girilmeyen yerlere bile girmiş, kayıtları incelemiş!

Hani şu hep kendini devletin üzerinde görenler patronlar var ya…

Onların işletmelerine bile!

Kirli çamaşırlar bir bir dökülmüş ortaya…

Ve önce uyarı!

2019 yılından itibaren şimdiye kadar yapılmayan yapılacak bu ülkede…

Yanında çalıştırdıklarının haklarını yiyenler tek tek deşifre edilecek kamuoyuna!

Hangi patron hangi çalışanına ne kadar ödüyor…

Devlete olan yatırımları hangi rakamdan yapılıyor!

Bu arada daha da önemli var sırada…

Tek icraat deşifre filan değil!

Geriye dönük ödemeler de gündeme getirilecek…

Patron şimdiye ne kadar çalışanının yatırımlarını eksik yapmışsa hepsini ödeyecek, ödemezse de mahkemeye gidecek!

Zeki Çeler’i sever ya da sevmezseniz o herkesin kendi tercihidir…

Ama artık sıradan biri olmadığını göstermeye başladı!

Çünkü bu ülkede bazı şeylerin düzelmesi, çarpık sistemlerin yenilenmesi için ihtiyaç duyulan tek şey cesaretli politikacılar…

Siyaseti kendine meslek edinmeyenler!

Siyasetten rant beklemeyenler…

Koltukları babadan dededen kalma miras görmeyenler!

Çeler işte onlardan biri…

Şimdiye kadar kimsenin cesaret edemediği bir konuya el atıyor!

İşçinin emekçinin hakkından yiyenlerle mücadeleye başlıyor…

ALO 183’ü arayın!

Bakan Zeki Çeler, kadın uygulanan şiddet olaylarını fazlasıyla önemsiyor…

Ama bu konuda şikayetleri var!

Bu konuda hizmet veren Alo 183 hattının birçoğu tarafından bilinmediğinden sitem ediyor…

Burada vatandaştan ihbar istiyor!

Ne kadar çok ihbar o kadar çok icraat yapacak çünkü…

Bir başka sitemi de şiddet gören kadınların bir çoğunun şikayette bulunmaması!

Kadın şiddete maruz kalıyor ama şikayet etmiyor…

Çünkü söylemekten çekiniyor!

Kimse duymasın istiyor…

Haliyle kadına şiddetin de önü kesilmiyor!

“Hak ettiğin şekliyle yaşarsın...”

“1963'te devletten atıldık..
1974'e kadar kesilip biçildik..
1974'te katliamlardan kurtarıldık diye cezalandırıldık..
1983'te bunların çözüm mözüm istediği yok diyerek devletimizi kurduk..Gene cezalandırıldık..
Rumlar, önceleri gibi sonraları da çözüme hiç yanaşmadı..
Cezalandırılmaya devam ettik..
2004te çözüme yine karşı çıktılar, 1 hafta sonra AB üyesi oldular..Biz cezalandırılmaya devam ettik %65 çözüme evet diyen taraf olarak..
Summak dayılar olarak çözüm irademizi 14 yıl daha devam ettirdik.. Cezamızla..
2017de, Crans Montana sonrası Rumların çözüme hazır olmadığı BM tarafından resmen ifade edildi.. Cezalandırılmaya devam ettik..
Geçen hafta Anastasiades Rum halkının hislerine tercümanlık yaparak federasyon da yok hiçbirşey da yok, paşa gönlümüz bilir dedi..Cezalandırılmaya devam ediyoruz..
BM..Huhuuu..Nedir gerekçen?

Biz kendimiz istiyoruz cezalandırılmayi..
Cezalandırılmama yönünde bir adım atmadığımıza göre..

Hak ettiğin şekilde yaşarsın…”

(Dilek Yavuz YANIK)

Tarihleri geçmiş ama…

Ağır diyabet hastaları için olmazsa olmaz ilaçlar…

İnsülin iğneleri!

Allah devlete zeval vermesin hastaların bu konudaki tüm ihtiyaçlarını bir şekilde sağlıyor…

Ama bazen de çizgiden çıkarak!

Kimin marifeti bilinmez ama fotoğrafta görülen bir hastaya verilen insülin iğneleri…

Tarihleri geçmiş!

Bazılarının da tarihleri değiştirilmiş…

Haliyle vatandaş doğal olarak isyan ediyor!

Konuyu mahkemelere taşımayı düşünenler bile var…

Uyaralım dedik!