CAS’ın açlık grevinde, biraz ziyaret, biraz siyaset, biraz da hekimlik…

CAS çalışanlarının açlık grevi nedeniyle yaşadıkları sağlık sorunları, grevin gerekçesinin önüne geçen bir gündem oluşturdu. Konuyla ilgili kesimlerde de ‘’haliyle’’ bir kıpırdanma oldu.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Başkanı Dr. Özlem Gürkut önderliğinde, KKTB ve Tıp-İş açlık grevi yapan CAS çalışanlarını geçtiğimiz Pazar günü ziyaret etti. Açlık grevinin uygulanışı ile ilgili bilgilendirmede bulundu. Kişiye yaşatabileceği sağlık sorunlarından bahsetti. Çağrıda bulundukları Sayın Başbakan’ın, çağrılarına olumlu cevap vererek, açlık grevi yapan CAS çalışanları ile görüştüğünü belirtti. Sayın Başbakan, açlık grevi yapan CAS çalışanları ile görüşmek için, KTTB’nin çağrısını bekliyormuş meğer!

Grevin 4. gününde, tam da CAS çalışanlarının ‘’eylemimizi destekleyin’’ dediği günde KTTB ve Tıp-İş de oradaydı. Peki ne için oradalardı?

Açlık grevini desteklemek için mi?

Açlık grevini sona erdirmek için mi? 

Açlık grevinden etkilenenlere yardım etmek için mi?

Açlık grevini desteklemek için olsa, KKTB Başkanı Sayın Dr. Özlem Gürkut’un kamuoyu ile paylaştığı basın açıklamasında CAS çalışanlarının uğradıkları haksızlığa karşı sitem dolu cümleleri olurdu. Grevin başından itibaren de bir KKTB Yönetim Kurulu Üyesi’nin, CAS çalışanlarının yanında bulunmaları sağlanırdı örneğin. Demek ki, ziyaretin gerekçesi tam anlamıyla destek değildi. Kendi emeklerinin sömürüldüğüne inandıklarında ortamı galeyana getiren Tıp-İş, şayet CAS emekçilerine de tam destek verme adına orada olsaydı, kalkar bir basın açıklaması da onlar yapardı. Yapmadı. ‘’Hekimler adına geldik’’ deseler, yanı başlarındaki KTTB, zaten bu iş gelmişti. Tıp-İş’in ziyareti bu bağlamda havada kaldı!

Açlık grevini sona erdirmek için gelmiş olabilirler diyebiliriz. Ama gerek KTTB Başkanı’nın, gerekse Tıp-İş Başkanı’nın, CAS çalışanları ile böyle bir pazarlığa girdikleri kamuoyuna yansımadı. Zaten, teknik ve yasal olarak da böyle bir konumda olmaları mümkün değildir.

Açık grevinden etkilenenlere yardım için oraya gittiklerini düşünsek, açlık grevi sırasında bazıları hastanelik olana kadar KTTB’nin veya Tıp-İş’in nerede olduklarını da sormak gerekir bu sefer.

Bağımsız bir hekim olarak yorumluyorum.

Gerek KKTB’nin gerekse Tıp-İş’in, açlık grevindeki CAS çalışanlarını ziyaretleri, grevde olanları elbette mutlu etmiştir. Ancak, iş niyeti okumaya geldiğinde, bu ziyareti ‘’durumdan vazife çıkarmak’’ olarak nitelendiriyorum.

Açlık grevi yapan CAS çalışanlarının sağlık durumları, Sağlık Bakanlığı’nın yasal sorumluluğundadır! Elinde tansiyon aleti ile kameralara poz veren, birkaç dakikalık ziyaretçi doktorların değil!

Eğer konu gerçekten açlık grevindeki CAS çalışanlarının sağlığı ise, ne yapılmalıdır?

 

Sağlık Bakanlığı derhal devreye girmelidir.

Açlık grevinde olan CAS çalışanlarının sağlık durumları, Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilecek hekim(ler) tarafından, her biri için ayrı ayrı dosya açılarak, an be an kayda geçirilmelidir.

Görevlendirilen hekimin gerekli görmesi durumunda, yasal prosedürlere bağlı kalınarak, Devlet ve/veya üniversite hastanelerinde, açlık grevinden etkilenenlere gerekli müdahale, Polis eşliğinde yapılmalıdır.

Tüm bu süreç, daha sonra doğması muhtemel yasal sorunlar açısından, resmi kayıtlara girmelidir.

Sağlığın hekim örgütleri de, ‘’biraz ziyaret, biraz siyaset, biraz da hekimlik’’ mantığından uzaklaşmalı, ne yaptığını ve ne yapacağını bilen tavırlar sergilemelidir.

CAS çalışanları, analarının ak sütü gibi helal olan emeklerinin karşılığını istemektedir.

Devletin HAKSIZLIĞI kadar HAKLI oldukları, herkes tarafından bilinen bir gerçektir.

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899