Yaşamın belkide en anlamsız yıkımıdır, oturduğun yerden geriye yaslanım, tüm olan bitenden haberdar olduğunu sanarak, daracık bir yerden dünyanın en anlamsız yerine odaklanıp, tüm küstahlığını kuşanıp, odasız bir kapının deliğinden gördüklerinle ne yaparsan yap olmaz demek.
* * *
Ne çaresiz bir kederdir, yüzünü gere gere zafer kutlamaları yapıp, kaybettiklerinin hesabını tutamamak, ne büyük bir kaybolmadır o vazgeçilmiş yaşam renklerinini bir fotoğraftan izler gibi bakıpta, siyah beyaz bir dünya da var olmak. Ne büyük bir kaygısızlıktır sizinle beslenip, sizi gün ve gün o anlamsız, mutsuz, dünsüz ve de yarınsız gülüşlerin zafer yalnızlığında boğulmanızı izlemeleri. Ve en korkuncu doğruyu bilip, ayni şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemeniz.
* * *
Kim kazandı? Bilmiyorum ancak kimin kaybettiği gayet belli iken halen ayni yerde, hiç istifinizi bozmadan, nefes almanın bir lütuf olduğunu düşünüp, daraltan boğan bir hayatı seçmeniz. Peki gerçekten öyle mi? Öylece oturup bekleyip tüm bu gerçeklikten uzak, yalanın varlığını bir kış gecesi soğuğu içerisinde, olmayan bir battaniyeye sarılıp donarak yok olmak mı?
* * *
Kimse size hak ettiğinizi düşündüğünüz yaşamı vermez, ilk önce olduğunuz yerden doğrulun, etrafınıza bir bakın kendinizi bir yoklayın, var mısınız? Kendi ekseninizde bir dönün, odası bir kapının deliğinden baktığınızda yalnızca istikametinizdeki, saatleri geçiren günün aydınlığı ve gecenin karanlığını yaşam sanmanız da ki yanılgıyı bir yakalayın.
* * *
Göreceksiniz ki yaşam yalnızca gün ve gece değil, yaşam mücadelenizle şekilenen koca bir evren. Ne kadar geniş düşünmek için caba harcarsanız, bir kitap, bir resim, bir tiyatro, bir konser kadar sanatsal olursunuz. Ne kadar insan olmak için caba harcarsanız bir kedi, bir kuş, bir ağaç, bir balık, bir çicek kadar yaşam bulursunuz. Ne kadar özgürlük için mücadele ederseniz bir nehir, bir rüzgar, bir yağmur, bir yıldız, bir evren olursunuz. tüm bunlardan önce siz sizi hatırlayıp kendinizi bulun, doğru siyaset yaşamınızı hayallerinizle sınırlar, yanlış siyaset sizi zafersiz zaferlerin hiçliğinde boğar.
* * *
Çare var hep vardı ve hep var olacak çare sizsiniz, çare emeğinizdir, çare saygıdır, çare insan olduğunu bilip, yaşam olduğunu anlayıp, hayatı yeniden kurmaktadır. Çare ne ubp ne ctp dir çare satılan hayalin umut tacirliği değildir. Çare insanın insanla barışını sağlayıp, insanın tüm dünyayla kucaklamasıdır.


Behiç Anibal.