Pandemi, okullarda yüz yüze eğitime engel; lakin kamplara değil!

Milli Eğitim Bakanlığı aracılığı ile Çanakkale’ye kamplara taşınan öğrenciler bu yıl da istikrarlı bir şekilde programa dahil ediliyor.

Anlayacağınız, 3750 öğrenci Çanakkale kamp yolcusu!

Garipsemez misiniz?

Ben aşırı pimpirik miyim? Ya da sinekten yağ çıkarmaya falan mı çalışıyor gibi görünüyorum?

Biz okullarımızda yüz yüze eğitime geçemedik. Ne kadar çabalamışsak da veli-öğretmen-öğrenci-bakanlık hatta devlet ekseninde titizlikle pandemi sürecini atlatmak, hastalanmamak adına çevrimiçi eğitimin yerine yüz yüze eğitimi koyamadık. Dahası bununla ilgili tartışmadık bile!

Bu hususta rahatsızlık oluşmaması ve konunun devlet katında hassasiyetle takip ediliyor olduğu mesajının alınabilmesi için Millî Eğitim Bakanlığı öğretmen, öğrenci ve tüm eğitim emekçilerinin aşılanacak ekibe dahil edilmesinin ardından yüz yüze eğitimin başlatılacağı açıklaması yapıldı.

Nitekim başarısız olundu ve aşılama gerçekleştirilemedi.

Aşılama henüz gerçekleştirilebilmiş değil.

Gerek yaş gerek özel sağlık durumu gerekse de torpil ile aşılananlar oldu.

Ama söz verildiği şekilde eğitimde özel bir aşılama planı asla gerçekleşmedi ve tamamlanamadı. Okulları ders yapmak için açamayan ve hastalıktan çekinen devlet çocukların kampa, üstelik de hastalıkla mücadelesini korkarak izlediğimiz bir ülkeye gitmesinde sakınca yok öyle değil mi?

Çocuklarını okula göndermeyi reddeden aileler de var mıdır sizce Çanakkale kamplarına çocuklarının gitmesini teşvik eden?

Peki okullara aşılı olmadığı ve önlemler alınmadığı için gitmeyerek yüz yüze eğitimi reddeden öğretmenlerden bu kamplara giderek çocuklara eşlik edecek olan var mı?

Memleketimde, kapılar kapalı ve yabancılar ile karşılaşma riski bulunmayan zamanlarda dahi okulları açmayıp öğrencilerin bir araya gelmesini önlemeye çalışan bunun adına da sağlık önlemi diyen Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın cesur atılımı karşısında şaşırmaz mısınız?

Yoksa tek şaşıran ben miyim?

Kıbrıs’ın yarısına sıkışıp kaldığımız ve koronaya yakalanmamak için tam kapalı ya da yarım kapalı hatta açık olduğumuz zamanlarda okullara gitmeyi sağlıksız bulan çeşitli kesimler karşısında Millî Eğitim Bakanlığı tavır ortaya koyamadı.

Açıklamalarında sağlık için tam aşılanmayı ileri sürdü.

Sıkı önlemler alınması için koşulların en mükemmel hale getirileceğini her fırsatta hedef kitlesini umutlandıracak şekilde dillendirdi.

Üstesinden gelemedi.

Kötü niyet yoktu ama hem profesyonel olmayan hem de ürkek biraz da popülist bir tavır vardı.

Şimdi şaşırmamak elde değil!

Anadolu coğrafyasının çeşit bin türlü köşesinden gelecek yüzlerce belki binlerce öğrenci, öğretmen ve görevliyle yetkililer her birlikte toplu yatakhanelerde uyuyacak.Topluca yemekhanelerde yemek yenilecek.

Toplu etkinliklerde sağlık koşullarının denetlenmesinin çok da mümkün olmayacağı aşikâr!

Benim hassasiyetim önlemlerin alınıp alınamayacağı noktası değil!

Sorun önlemler istenilen seviyede değil diye okullardaki sınıflara öğrenciyi sokamayarak, bunları Çanakkale’deki kamplara yönlendirmemizdeki tutarsızlıktır.

3500 öğrenci beyler!

Bu da minimum 3 ayda 4000 kişi demektir!

O zaman önümüzdeki eğitim öğretim yılı için hesaplarınız vardır elbet öyle değil mi?

Bir de yüz yüze eğitimi açmamaktaki gerekçeler de netleştirilmiştir ki bu hamleyi hayata geçirmek uygun görüldü?

Okula aşılama tamamlanmadığı için gitmeyen bu kampçılar, şimdi aşılı mı?

Dönüşte olası bir durum değişikliği hususunda karantina önlemleri ile ilgili planlamalar mevcut mu? Hangi karantina tipinde nasıl bir önlem ile halk sağlığı korunacak belli mi?

Özetle önümüzü gördük de mi böyle bir kararı aldık beyler?

Bunlar şimdiki sorularımız!

Daha aklımızda Çanakkale kampları ile geçmiş yıllarda düzenlenen bazı etkinlikler, bunlar ile ilgili basınımıza ve yakın çevremizin çocuklarının anlattıklarından endişelenmemize yol açan etkinlikler de vardı.Bunlar ile ilgili olarak ne gibi önlemler alınıp neler yaptığını sormuyoruz bile…

Dr. Çiğdem DÜRÜST