Çakıcı kamuoyunu kandırıyor!


Dünkü yazımız Sibel hanımı biraz üzmüş, aradı ve bazı açıklamalarda bulundu.
Önce şu meşhur mektup konusuna değindi…
Konuşmasının soncunda ortaya çıkan şudur:
TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, bu konuda kamuoyunu kandırıyor ve bundan siyasi rant elde etmeye çalışıyor…
Sibel hanımın söylediğine göre bu mektuptan hem Çakıcı’nın hem de TDP’li bakanların haberi var ama kimse üzerine düşmedi, hesap sormadı, şimdi seçimlere az bir süre kala yaptıkları siyasi şovdan öte bir şey değil!
Bunları Sibel hanım değil, onunla konuştuktan sonra bizim yaptığımız saptamalardır.
Sibel hanım bu konuda Mehmet Çakıcı ile konuştuklarını kamuoyuna anlatırsa, bence kendisini daha iyi ifade edecektir.

Şu sıralar ne üzücüdür ki TAK ve BRTK trajedisi yaşanmaktadır.
Hatırlarsanız dünkü yazımızda Geçitköy’deki 35 dönümlük araziden bahsetmiş, burasının CTP-DP döneminde kiralandığını yazmıştık.
TAK muhabiri nasıl böyle büyük bir hata yapar ve yapılan haber gözden kaçar bu çok ayrı bir konu ama bu konuda her ne kadar aynı gün düzeltme yapıldıysa da bir Başbakan’ın çok önemli sayılabilecek açıklamasında böyle isim yanlışlığı yapılması çok kolay affedilecek bir şey değildir.
BRT’nin Başbakan’ın açıklamalarını verememesi ayrı bir rezalet!
Kurumun müdürü bile bu konuda isyan edip bunu ‘sabotaj’ olarak nitelendiriyorsa, demek ki Sibel hanım iki kurumu da çok ciddi bir şekilde masaya yatıracak ve sabotaj varsa da bunun bedelini sormalıdır.
Devletin iki yayın organının, devletin Başbakanı’nı zor duruma sokması, başka ülkelerde yaşansa kıyametler kopar…

Türkiye’ye verilen taahhüde dönersek;
Bir kere herkes şunu iyi bilmeli ki, aslında bilmeyen de yok, Türkiye ile iyi ilişkiler olmadan Kıbrıs Türkünün ayakta kalması mümkün değildir.
Sağ cenap bunu, şükrancılıkla ile ifade ederken, sol cenap bunu kabul etmekte ama biraz da gösteriş olsun diye dayılanmaktadır.
Daha uç kesimlerin ise zaten fikir ve zikirleri belli olduğu için onlar Türkiyesiz olmayı siyaset haline getirmişlerdir.
Sibel hanım bu mektubu Başsavcılığın ‘etik olmaz’ demesi üzerine kamuoyuna açıklamazken, Mehmet Çakıcı da sözlü olarak bildiği mektubu, yazılı eline almadığı için cırlamış ama sonuçta vaat ettiği hükümetten çekilme yerine Başbakan’ı istifaya davet ederek kusura bakmasın ama biraz dansözlük yapmıştır…




Bant kayıtlarını kim dağıttı?

Sabah saatlerinde Karpaz’da ben alış veriş yaparken bölge insanından bir kaçı sordu;
Basında deşifre edilen Talat-Mungan ve Erçakıca’nın konuşma bantları CTP’yi olumsuz etkiler mi diye!
Onu seçim sonuçları elime gelince öğreneceğiz ama kamuoyunda böyle bir beklenti olunca bana da ilginç geldi…
Bu konuda kimi Talat’ı, kimi Erçakıca’yı az bir kesim de Mungan’ı suçluyor…
Neyse ne?
Bizim için daha önemlisi bu konuda basını kim susturmak istedi?
Sabaha kadar kimler operasyon yaptı?
Basın bu operasyonlardan bu kadar şikayetçiyse, baskı yapanları niçin koruyor?


Üstel ve Ünverdi!


Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Şerife Ünverdi basına da yansıyan Çalışma Dairesi’ndeki eski usulsüzlükler hakkında diyor ki;
“İktidara gelirsek yine yaparız!”
Eski Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel de bir konuşmasında vurguluyor;
“İktidar olup yine devlete istihdam yapacağız”
Bu konuda çok yorum yapmak istemiyoruz…
Ama tek kelimeyle ifade etmek gerekirse ‘yüzsüzlük’ten başka bir şey değil…
Devlet olanaklarıyla devletin koltuklarında oturma ve ömür boyu kalkmama mücadelesi.
Hepsi bu!



Okur Şikayeti:

Devlet Üretme Çiftliği hakkında!

“Devlet Üretme Çiftliği Müdürü Mehmet Altan’ı çiftlikte dikkate alan yok. Hatta çiftlik yerine Lefkoşa merkezde kalıyor tüm gün çiftliğe gitmiyor bile.
Çiftlik dingonun hanı… Oradaki inekler hep suni tohumlama ile üretilen inekler.
Piyasaya damızlık düve ve boğa satışı yapılır devlet üretme çiftliğinde. Bu çiftliğin kuruluş amacı da ülkede iyi ve verimli ırklar yetiştirip satmaktır. Yani hayvancılığı teşvik eder.
Ama gel görün ki orayı lise mezunu bir hayvancı idare eder. Teknisyendir.
Hüseyin Menteş isminde. Bu adamın kendi mandırası da var ayni zamanda ve bölgede en verimli hayvanlar o adamın mandırasında. 
Belli ki çiftliğin nimetlerinden faydalanmış. Oradaki veteriner ilaç ve yem katkı maddelerini de ihalesiz olarak yıllardır tek firmadan alıyorlar, yani devlet üretme çiftliği bu ilaçlar için dünyanın parasını atıyor peki neden Serakıncı Ltd. ile çalışıyor sadece!
Koskoca çiftlik bir adamın dudakları arasına terk edilmiş. Bu adamın adı sürekli oranın nimetlerinden faydalanır diye geçer 
Bu çiftlik dünya kadar zarar ettirildi bu adamın varlığı ile. Çok uçuk rakamlar var ortada yani trilyonlarca zarar. Araştırın lütfen.
İnekler gebelenmedi bu adam yüzünden. Süt sağımı bu çiftlikte Kıbrıs ortalamasının altında düşünebiliyor musunuz ne içler acısıdır bir devlet üretim çiftliğinde bunun yaşanması.
Burayı ben geçen hafta ziyaret ettim.. Orada 1-2 saat kaldım. Üstelik Mehmet Altan’dan da izin alarak gittim, müdürü tıklayan yok..
Oradakiler bu Hüseyin Menteş’in ağzına bakar.
Yetki karmaşası da cabası.. İletişimleri birbiriyle çok bozuk..
Dün biriyle görüştüm Menteş’in köylüsüyle..Kendi inek sayısından fazla buzağısı varmış mandırasında. İlgilenirseniz sevinirim…”
(İSMİ MAHFUZ)


“Seçim rüşveti istemiyoruz”


“Belediye'nin bana 3 aylık maaş vereceği varken sadece mayıs ayı maaşımı seçime bir gün kala vermesi hakkaten ironiktir. Geçen günkü basın toplantısını 100. gün o güne denk geldi o yüzden şimdi yaptık diye açıklamaya çalışanlar, maaşları niye ayın son günü ödemiyor her yerde olduğu gibi?... Şunun şurasında bir iki gün kaldı zaten ay sonuna... Keşke gününde ödeseydiniz ama tamamını ödeseydiniz... Bu maaşı şimdi göz boyamalık veriyorsunuz ama hala daha 2 aylık vereceğiniz var çalışanlara. Ne anladık biz bu işten?... Biz alın terimizin karşılığını istiyoruz, seçim rüşveti değil...”
(Deniz BİRİNCİ)

GÜNÜN FOTOĞRAFI



MESAJ KUTUSU


Sayın Ahmet ÇALUDA, ağzınızı açmadığınız sürece kazanma şansınız çok büyük. Seçim gününe kadar ağzınızın fermuarını kapatırsanız iyi olacak, zira bazı mekanlarda öyle konuşmalar yapıyorsunuz ki partililerinizi bile çileden çıkarıyorsunuz.

Sayın Halil TALAYKURT, bölgede dengeler sor birkaç gün içinde o kadar çok değişti ki ansızın potanın içine girdiniz. Sanki sihirli bir el hep sizin üzerinizde dolaşıyor. Bu fırsatı iyi değerlendirin…

Sayın Serdar DENKTAŞ, son haftada Ulusal Güçler kanadından mühür yerine karmaya dönenlerin sayısında artış gözleniyormuş. Kaşif ile oturup iyi bir değerlendirme yapmakta yarar var.

Sayın Kadri FELLAHOĞLU, sizi çok stresli ve sıkıntılı görmüştük ama bu kadarını ilk defa gördük. Siz vicdanen rahatsanız gerisini düşünmeyin ve işleri biraz da oluruna bırakın. Üç günlük dünyada bu kadar üzülmeye değmez…

Sayın Halil FALYALI
, hurda plastik işinde ne vardır bilinmez ama siz de bu konuda epey merak sarmışsınız. Hayırlı işler bol kazançlar dileriz…

Sayın Mehmet ÇAKICI,
mektup konusunda sanki de biraz şark kurnazlığı yapıyorsunuz gibi geldi bize…Yine de hükümetten çekilmeyip birilerini sevindirmemiş olmanız kamuoyunda memnuniyet yarattı.

Sayın Ömer TATLI, İskele’nin bir çok bölgesinde mühür kırmaya başladığınız bu konuda da epey başarılı olduğunuz söyleniyor. Bu arada el altından karma listesi de dağıttığınız gözlemlenmiş. Sizden korkulur doğrusu…

Sayın Dursun KOÇ, Girne’de yıldızı yükselen adaylar arasında yer aldığınızı biliyor muydunuz? Eğer seçmen gerçekten mecliste temiz siyasetçi görmek istiyorsa, bir sürpriz yapabilirsiniz.

Sayın Mehmet TEL, seçimlere bu kadar ciddi hazırlandığınızı bilmiyorduk doğrusu. Bir çok partiden çok daha etkin bir propaganda dönemi geçiriyorsunuz. Gönül isterdi ki bağımsız adayların da şansı olsun ve sizin gibi temiz yüzler de milletin vekili olabilsin…

Sayın Erdal ÖZCENK,
Mağusa merkezde tahminlerin ötesinde karma oya sahipsiniz ama son üç günde artık tamamen kırsala çıkmanız şart gözüküyor. Zira hala sizin isminizi bilmeyen seçmen kitlesi var, bizden uyarması…

Sayın Hüseyin ANGOLEMLİ, siyasetin sürpriz ve yeni ismi Fatma Solmaz’a siyasi taktikler verdiğiniz ve bu dönem olmasa da bir daha ki seçimlere hazırladığınız gözlemleniyormuş. Ha keşte tüm essi siyasiler sizin gibi bu kadar mütevazi olsalar…

Sayın Barış MAMALI,
bağımsız milletvekili olmanız TDP’ye Lefkoşa’da bir vekil kaybettirecek diyorlar. Eski partilileriniz bu konuda sizi görseler bir kaşık suda boğacaklarmış bilesiniz…

Sayın Gürsel UZUN,
seçimlerde en fazla harcama yapan adaylar listesinde üst sıralarda yer alıyorsunuz. İrsen beyin de büyük desteği ile 28 Temmuz akşamı herkesi şaşırtabilirsiniz.

Sayın Ali SANATKAR, son günlerde bir çok siyasetçi sizin telefon numaranızı bana sormaya başladı. Bu arada sosyal paylaşım sitelerindeki ifadeleriniz nedeniyle Londra dönüşü başınız ağrıyabilir, aman dikkat…

Sayın Zeren MUNGAN, kamu çalışanları ve emekliler geçmiş hükümetin bu ay sonu vaat ettiği 100 TL’lik artışı sormaya başladılar. Bazı söylentilere göre artışın yapılamayacağı öne sürülüyormuş, bir açıklama lütfen…

Sayın Fevzi TANPINAR, yoğun bir iş dönemi ve bir de şafak nöbetinden sonra aile boyu tatile çıktığınızı, kendinizi Bafra kıyılarına attığınızı öğrendik. Ne büyük şanssızlık değil mi, petrol sızıntısının tam da sırasıydı sanki…Havuz keyfi ile idare edeceksiniz artık…

Sayın Güner ÖZKARATAŞ, sizin dükkana davetsiz giren aracın sürücünün peşine bir dedektif gibi düştünüz söyleniyor. Bakalım çok ünlü bir politikacının akrabası olan bu hızlı gencimizi bulabilecek misiniz?

Sayın Başak TEKEREK, Girne’de parti içinde müthiş bir yükseliş içinde olduğunuz iddia ediliyor. Eğer partiniz üç vekil çıkarırsa döpiyesleri şimdiden hazırlamakta yarar görüyoruz. Hadi hayırlısı…





Günün Fıkrası


Bir profesör 3 kız öğrencisinin " durum değerlendirmesi" yeteneklerini sınamak istemiş... Durumu anlatmış üçüne de ..
-"Denizde bir salın üzerinde yarı çıplak ve yapayalnızsınız. Birden içi erkek dolu bir teknenin size doğru geldiğini görüyorsunuz. Hallerinden belli, bu balıkçı teknesi aylardır denizde ve hiçbiri aylardır kadın yüzü görmemiş. Hepsi aç kurt gibi size bakıyor. Sorunu çözmek için ne yaparsınız. ?"
Kumral kız yanıt vermiş...
-" Salın yönünü akıntıya doğru çevirir, kaçmaya çalışırım..."
Esmer olan daha kabadayı çıkmış...
-" Yanımda bir rambo bıçağı var..Ona sıkı sıkı sarılır, bakalım sala atlayacak erkek kimmiş
beklerim..."
Sarışın başını iki yana sallamış...
-" Durumu anladık Hocam da, sorun ne?"