Belli ki bizi ele güne karşı rezil rüsva edecekler…

Ülkedeki okullarda çadırda eğitim başlıyor!

Kıbrıs Türkü varoluş mücadelesinde belki çadırda kalmaya alışıktır o günler de çok eskilerde kalmıştır ama şimdi sıra çocuklarda…

Bakanlık karar vermiş, deprem riski olan okullar boşaltılıp öğrenciler bir süreliğine çadırda eğitime devam edecekmiş!

Bakan bunu önemli bir icraat olarak duyuruyor…

Veliler kesinlikte çocuklarını okula göndermemekte haklıdır ama bunun önlemi de çadırda eğitim ile giderilemez!

Bu karar beceriksizlik ve basiretsizlikten başka bir şey değildir…

Yazın bir kenara lütfen;

Birkaç güne kadar çadırda eğitimin fotoğrafları yabancı basında da yer alacak ve insanlar bizim ile resmen alay edeceklerdir…

Ha keşke, çadırda eğitim yerine gerekli işlemler yapılıncaya kadar salgın döneminden deneyimimiz olan uzaktan eğitim modeli seçilseydi!

Sevgili okurlar…

Aslında konu çadırda eğitimden ziyade bu devleti yönetenlerin yıllardan beridir süren ihmalkarlığıdır!

Maraş’taki deprem faciası olmasaydı bizim devlet erkanı uyumaya devam edecek ve çocukların ve öğretmenlerin can güvenliği konusunda tek bir adım bile atılmayacaktı…

Bari kamuoyundan bir özür dileseydiler!

Şimdiye kadar bir takım hayati konuları ihmal ettik, devletten çektiğimiz maaşları hak etmedik, diye…

Hani şu sıralar Türkiye’de büyük deprem sonrası tek bir makamın bile istifa etmediği yönünde tartışmalar yaşanıyor ya!

Aynen de öyle…

Bu ülkenin en üst makamlarını işgal ediyorsunuz ama ne yazık ki oturduğunuz makamların hakkını vermiyorsunuz!

Bakan Çavuşoğlu, deprem bölgelerinde uzun süre kalarak elbette katkı koymuş, hatta taktir kazanmıştır ama bu kendi makamındaki eksikliği ve ihmalkarlığını da örtmeyecektir…

Soru şudur;

Eğer Maraş depremi değil de Kıbrıs depremi yaşansaydı, Allah korusun okullar yıkılıp insanlar altında kalsaydı bunun hesabını nasıl verecektiniz?

Hadi buyurun cevaplayın lütfen!

Çadırda eğitim kararı utanç vericidir, umarız da bu hatadan çabuk dönersiniz…

Kadın arkadaşlar kızacak ama zararı yok…

Malum bir 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar Günü’nü daha geride bıraktık!

Kadınlara ne kadar değer verildiğini belirten açıklamalar yapıldı…

Bazı kadın örgütlerinin sert açıklamaları da dikkatlerden kaçmadı!

Yine kadın hakları için yollara döküldüklerini haykırdılar…

Ama nedense yolları bir türlü gece kulüplerinin yoğun olduğu bölgeye düşmüyor!

O süslü, ışıklı binalarda ekmek parası için hem de yasa dışı bir şekilde bedenlerini erkeklere satıyorlar…

Tabi ki paranın çoğunu patronlar cebine atıyor!

Nasıl olur da yasal olmayan yollardan para kazananlar varken bizim kadın örgütleri bir türlü bu mekanlara yürüyüş gerçekleştiremiyorlar…

Ya açıklamalarında samimi değiller ya da oralara gitmeye, hemcinslerinin dertlerini dinlemeye cesaret edemiyorlar!

Bir kez daha hatırlatalım istedik…

Ankara kulisleri…

Bahçeli neler söylemiş neler...

14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala arşivde duran açıklamalar da yine deşifre olmaya başladı.

Cumhur İttifakı'ndan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin geçmişte yaptığı açıklamalar bir keez daha yayınlanmaya başladı.

İşte Bahçeli'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yaptığı bazı suçlamalar;

“Pensilvanya eski sevdalısı kandil'in tavizsiz havarisi...

Ey PKK şubesi, ey İmralı sevdalısı...

Hey densiz hey kanun tanımaz...

Şerefsizlik yarışında hep kaybettin...

İmralı canisi ile mektup arkadaşlığı yapıyor...

Suda ateş yanmaz Erdoğan'dan Cumhurbaşkanı olmaz...

teröristlere kucak açandan Cumhurbaşkanı olmaz...

Bir kere satan yine satar, yine satar, yine satacaktır...

Anayasa senin vatana ihanet ettiğini çok iyi belgeleyecektir...”

İYİ Parti ve CHP'nin kurduğu Millet İttifakı'nın "Altılı Masa" ile birleşerek altı partili bir ittifaka dönüşmesi Cumhur İttifakı'nı da harekete geçirdi.

AKP, MHP ve BBP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı'na iki parti daha katılmaya karar verdi.

İktidara yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, Anavatan Partisi ve DSP'nin Cumhur İttifakı'nı katılacağını yazdı.

Övür yazısında, "Şu sıralarda Cumhur İttifakı'nda da bir hareketlilik var. Yeni siyasi aktörlerden, yakın tarihte iz bırakmış partilerden söz ediliyor. Ama ayrıntılarını önümüzdeki günlerde öğreneceğimiz şu iki gelişme dikkat çekici: Rahmetli Özal'ın kurduğu Anavatan Partisi ile solun efsanevi lideri Ecevit'in DSP'si de Cumhur İttifakı'na katılıyor" ifadelerini kullandı.

Sosyal medya hesabı Twitter'dan paylaşım yapan Deniz Baykal’ın kızı Aslı Baykal, "Kılıçdaroğlu’nun çoklu ittifak bloku türlü vaatlerle, kendinden başka aday çıkmasını önlemeye çalışıyor. İyi ki Erdoğan var da demokrasimizi yaşatabileceğiz. O da olmasa oluşan acayip blok tüm sesleri susturacak ve seçime tek aday girmesine izin verecek" dedi.

Ankara büyük Şehir belediyesi eski başkanı 14 Mayıs seçimlerinde AKP'den milletvekili adayı olmak istedi ama kabul görmedi.

AK parti Kurmayları Melih Gökçek'in değil ama oğlu Osman Gökçek'in adaylığına yeşil ışık yaktığı konuşuluyor.

Ancak buna da babası Melih Gökçek'in itiraz ettiği söyleniyor.

Melih Gökçek, adları Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı makamlarında geçen Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu için '4 yılda belediyede ne yaptılar da Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı görevinde başarılı olacaklar diye kararı protesto etti.

Oğlu Osman Gökçek de sahibi olduğu Beyaz TV'de Ak Parti destekçisi olarak tanınıyor

Türkiye şu sıralar hem siyasetin hem de medyanın rezilliğini yaşıyor…

Önce Sözcü TV’den kovulan Yılmaz Özdil dün de resmen Sözcü Gazetesinden kovuldu!

Güya Millet İttifakı iktidara demokrasi için geliyordu…

Özdil’in konuyla ilgili açıklaması şöyle:

“Sözcü gazetesinde buraya kadar…

Uğruna mücadele ettiğimiz insanlar tarafından taşlanmayı göze alarak, kalemin namusunu savunmak için elimden geleni yaptım, kariyerimi ortaya koyarak doğru bildiğimi dosdoğru anlattım, anlatmayı beceremediğimi hayat mutlaka anlatacak, hoşça kalın…”

MESAJ KUTUSU

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, günlerde Adıyaman’da enkaz nöbet tuttuktan sonra şimdi burada depremde yıkılma riski olan okullardaki öğrencileri çadırda eğitime başlatmanız bizim için ancak utanç vericidir. Ülkeyi savaş yıllarına geri götürdünüz ya artık ne diyeceğimizi bile bilemiyoruz…

Sayın Ersin TATAR, sosyal medyada eleştiri yağmuru devam ederken sizin sosyal medya ekibi de artık harekete geçip karşı saldırıyı başlattı. Yine de talimat verin ki uzlaşı kültüründen bir milim bile uzaklaşmasınlar, ülke huzuru için bu süreçte sorumluluğunuz çok büyük…

Sayın Salih GÜNEŞ, daha Orman Dairesi müdürlüğünde çok yenisiniz ama şu meşhur çam kese böceği ihalesine 3 yıldır niye çıkılmadığını bir araştırırsanız, perde gerisinde yaşanan çeteleşmeyi de belki deşifre etmiş olacaksınız. Zira bazılara çam kese böceklerinden çok daha fazla ülkeye zarar vermeye başladı…

Sayın Alişan ŞAN, deprem nedeniyle bir takım maddi sıkıntıların tasarruf tedbirleriyle bir nebze azaltılacağı konusunda hem fikiriz ancak bir de şu RHA’ları sivil plaka yaparak devletin aracını ve benzinini şahsi çıkarları için kullananlara da artık dur demesini bilmelisiniz değil mi?

Sayın Erhan ARIKLI, bakanlığınızdaki ani değişiklikler hem ilgiyle hem de soru işaretleriyle karşılandı. Konunun bir akaryakıt şirketi ile ilgili olduğu düşünülüyor, olayı takibe aldık haberiniz olsun istedik! Umarız da kulağımıza söylenenler doğru değildir!

Sayın Hüseyin AKCAN, Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü olarak mahkemelerle yapılan yazışma ve belgelerin devlet ciddiyetine yakışır bir halde yapmanız konusunda çalışanlarınıza talimat vermeniz bekleniyor. Zira şimdiye kadar yapılanlar bakkal defteri zihniyetiyle yapılıyormuş, uyaralım istedik!

Sayın Mustafa YEŞİL, son 6 ayda 3 makam birden değiştirerek sanırız bu konuda rekoru ele geçirdiniz. Bakanlık müdürlüğünüz hayırlara vesile olsun, böylelikle bir üst makama da iyice yaklaşmış oldunuz değil mi?

Sayın Ali TUNÇTAŞLI, partiniz içinde muhalefet fitilini çok yakında ateşleyeceğiniz bu konuda sıkı bir örgütlenme içinde olduğunuz konuşuluyor. Bu arada bir bürokratın görevden alınması içinde imza toplayacağınızı duyduk bu konuda bir değil çok kez düşünmekte yarar görüyoruz…

Sayın Cafer GÜRCAFER, beton şirketlerinin ürettiği betonun kalitesi konusunda size ve birliğinize de çok önemli sorumluluklar düşüyor. Konuyu geniş bir katılımla masaya yatırıp bu konuda denetleme görevini üstlenmeniz bekleniyor…

Sayın Dürdane Abi ACI, bakanlık müdürlüğünden karayolları dairesi müdürlüğüne atanmanız nedeniyle canınızın biraz sıkkın olduğu konuşuluyor. İnsanın hiç anlamadığı bir görevi üstlenmesi kolay olmasa gerek değil mi?