“Burası bir Tayyip ister!”

Sohbet toplantılarında son günlerde en fazla dile getirilen talep bu…
Hem de öyle çok sıradan insanlar değil!
İşadamları, sanatçılar, gazeteci dostlar, memur ve işçiler…
Toplum olarak öyle bir süreçten geçiyoruz ki ister sevin ister sevmeyin ama çok ciddi bir şekilde dile getirilen istek bu;
“Burası bir Tayyip ister!”
Hatırlanacağı üzere o zaman Başbakan iken ‘besleme’ sözüyle Kıbrıs Türkünden büyük tepki alan Erdoğan, şimdi önemli bir kesim tarafından taktir edilmeye başladı…
Tabi ki Kıbrıs Türklerine söyledikleri yüzünden değil, Türkiye’de gösterdiği liderlik yüzünden…
Onu seven de sevmeyen de şimdi artık burada onun gibi sert ve hatta ‘diktatör’ bir lidere ihtiyaç duyulduğunu dile getirmeye başladı.
Doğru ya da yanlış ama elini masaya vurup gerektiğinde önüne geleni fırçalayan!
İyi de vatandaş niçin çok da sevip tutmadığı, hatta bazen yerden yere vurduğu Erdoğan benzeri gibi bir lider ihtiyacı duyuyor?
Bunun için çok neden sıralayabiliriz;
Öncelikle ülkede çok küçük bir mutlu azınlık kesimi oluştu bunun aksine mutsuz çoğunlukta büyük bir artış oldu…
Özellikle ülke son 10 yıl içinde o kadar çok kötü yönetildi ki siyasetçiye güven dip yaptı bu devlete olan güveni de derinden sarstı!
Doğru bir tespittir bu zira bizde artık devlet, devlet olmaktan çoktan çıktı ve halkı kucaklayıp saracağına eziyet eder hale getirildi…
Hükümet olanlar muhalefetteki vaatlerini hep unuttu, koltuğa oturunca halkın içinden soyutlaşıp makam kapma ya da koruma derdine düştüler…
Kamuda vatandaşa insan muamelesi yapılmıyor…
Hastanelerin neredeye tümünden büyük şikayetler var…
Ulaşımda Türkiye’den sağlanan kaynakların dışında yatırım hiç yok, vatandaş aracı için büyük rakamlarda seyrüsefer parası ödüyor ama hizmet alamıyor…
Belediyelerin bir çoğu borç batağında olduğu için yeteri kadar iyi hizmet veremiyor, hatta bir çoğu yine çalışanların yatırımlarını yapmaktan bile aciz!
Eğitim sistemi çökmüş, güven azalmış ve çok da ucuz olmayan özel okullar tercih ediliyor…
İşadamı mağdur, memur ve işçinin gelir düzeyi çok düşmüş, toplumun genelinin refah seviyesinde azalma var!
On binlerce alacak-verecek davası var ama yoğunluk nedeniyle mahkemeler kilitlenmiş durumda…
Vatandaşın ve iş insanının, esnafın çoğu tefeciye teslim olmuş!
Ülke, ülke olmaktan çıkmış, fuhuş ve kumar cenneti haline gelmiş, bet salonları gençlerin canını yakıyor…
Uyuşturucu tam bir baş belası haline gelmiş ve gençliği kemiriyor!
Haksızlık ve adaletsizlik diz boyu ama radikal çözüm üreten yok, her şey lafta kalıyor…
Benim de Tayyip beyi çok sevdiğim söylenemez!
Ama artık benim de inancım vatandaşın genelinin düşündüğü gibi;
Bu arada bazı demokrasi zedelenmelerini bir kenara koyarsak liderlik vasıflarına kimse bir şey diyemez, ayrıca Türkiye’nin de bir çok konuda 12 yıldır olumlu gelişmelerini de göz önünde bulundurmak durumundayız…
Evet diktatörse diktatör, hatta bazen haddini aşıyorsa aşan, kötü yönetimlere karşı elini masaya vurabilen bir Tayyip bey modeline çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum…
Acı ama gerçek!
 
 
Fuhuş yasaksa kontrol niye var!
 
ABD Dışişleri Bakanlığı KKTC’de araştırma yapmış kadın ticaretini vurgulamış.
Şimdi herkes işi gücü bıraktı buna yorum yapıyor, kızan var destekleyen var.
Sanki de bilinmez bir gerçekmiş gibi!
Sanki de ilk kez duyuyormuşuz gibi her kafadan bir ses çıkıyor…
En güzelini ve anlamlısını UBP kadın Kolları Başkanı söyledi;
“Ülkede fuhuş yoksa niçin sağlık kontrolü yapılıyor?”
KKTC’de fuhuş yasak, yasalar böyle diyor!
Peki fuhuş yasak ise niçin devlet kendi eliyle bunları kontrol ediyor?
Hem de zührevi hastalıklar bölümünde…
 
 
İlkokul çocuğuna 2 bin TL’ye telefon!
 
DPÖ Müsteşarı geçen gün çok güzel bir konuya değindi ve çocukların pahalı telefon kullanmasını eleştirdi…
Bunun kesinlikle geçiştirilmemesi lazım!
Kimse kırılıp gücenmesin ama ailelerin büyük bir kısmı bu hatayı yapıyor…
Ülkede asgari ücret bin 600 TL iken ilkokul çocuklarına alınan 2 bin TL’lik akıllı telefonlar ne onların hayrına ne de bu toplumun!
Çocuklar çok küçük yaşlarda çocuk olmaktan çıkıyor ve hepsi birer makine haline geliyor…
Başta bilim adamları bunu mutlaka mercek altına alıp durumun vahametini ülke yöneticileri ile paylaşmalı…
 
 
Tirajlar niçin düşüyor?
 
Türkiye’de gazete tirajları geçen bir önceki yıla göre yüzde 7’lik bir düşüş göstermiş, aynı zamanda çok sayıda dergi ve gazete de kapanmış…
Elbette her tiraj düşüşü öncelikle bu mesleği icra edenleri derinden yaralar…
Bizde de durum çok farklı değil…
Hatta ben inanırım ki tirajlar değil yüzde 7, yüzde 50’leri varan oranda düştü.
Bu da camia için büyük tehlike demektir…
Bu arada bazı meslektaşlar tiraj düşüşünü sosyal medya ve internet gazetelerine bağlıyor.
Elbette internet medyasının büyük emeklerle hazırlanan haberleri kolaycılığa kaçıp sitelerine koyması çok da yakışık bir davranış değil ama bize göre fazla da haksızlık yapılmasın…
Televizyon kanalları her sabah bütün gazeteleri baştan sona kamuoyuna aktarırken bize göre en büyüt kötülüğü yapıyor…
Gazete yöneticileri bu konuyu mutlaka göz önünde bulundurmalı!
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Ahmet ATAKSOY, DP kanadından Kıb-Tek yönetim kurulu üyeliğine atanmıştınız ama hükümet bozulunca bir kez bile toplantıya girememekten hatta kuruma girişinizin yasaklandığından şikayetçi oluyormuşsunuz. Hayırdır oralarda vatan haini mi ilan edildiniz yoksa! Büyük geçmiş olsun…
Sayın Kemal DÜRÜST, burada yazdıklarımızı dikkate alıp Yeni Erenköy İlkokulu’nun tamiri için bölgeye iki kişi gönderdiğinizi memnuniyetle öğrendik. Ancak arkadaşlar bu sene tamiratın mümkün olmadığını söyleyip bölge halkını üzmüşler haberiniz olsun. Bu arada tüm okullarda ihtiyaç olan sıra/masa ihalesine ne zaman çıkacağınız da merak konusu olmuş.
Sayın Serdar DENKTAŞ, Ana muhalefet dönemi için hükümeti sıkı takibe almaya yönelik gölge kabine kurduğunuz söyleniyor. Desenize bundan böyle sizi medya önünde daha fazla göreceğiz. Bundan sevinenler olacağı gibi sevinmeyenler de olacak bilesiniz!
Sayın Ersin GÜRSAY, DP kanadından TAK yönetim kurulu üyeliğinize atandığınızı duyduk. Hayırlı uğurlu olsun, çok zor ve çetrefilli bir görev sizi bekliyor. Özellikle yeni ajans binasının bitirilmesi konusunu gündemde tutmanızı salık veririz…
Sayın Ersin TATAR, Ekim ayında yapılacak olan kurultayda genel başkanlığa aday olmak istiyorsanız kesinlikle disiplin suçu işlememeye bakın. Onun için tansiyonu biraz düşürmekte yarar var, zira disipline verilenler genel başkanlığa aday olamıyor…
Sayın Salih GÜRKAN, Teknecik’te görevli bir mühendisi hiçbir gerekçe göstermeden Lefkoşa sanayi bölgesindeki ambarlarda görevlendirmenize hiçbir mana verilemedi. Patron sizsiniz ama ha keşke bir de sürgünün nedenini açıklasaydınız, daha şık olacaktı!
Sayın Kutlu EVREN, yeni bakanlık binası nihayet bulunmuş ve Lefkoşa Yenişehir’deki eski bir banka binası size tahsis edilmiş. Buna da şükretmek lazım değil mi? Burada da en büyük sorunuz otopark olarak karşınıza çıkacak, şimdiden önleminizi almanızda fayda görüyoruz.
Sayın Faiz SUCUOĞLU, yani sizinki de şans mı şimdi bula bula sizin plakaya 13 rakamı tesadüf etmiş. Eğer batıl inançlarınız yoksa sakın dert etmeyin. Aksine benim uğurlu rakamım 13’tür…Bu arada ziyaretlere biraz ara vermek iyi olacak gibi gözüküyor…
Sayın Ejder ASLANBABA, Disc FM’de radyo programcılına başlamışsınız, hayırlı olsun. Siz dünyaya bir kez daha gelseniz kesin gazeteci olur ve çok kişinin canını yakardınız değil mi? Bu arada inşaat işlerini de epey ilerletmişsiniz, hayırlı işler dileriz.
Sayın Derviş EROĞLU, Meral hanım ile Salamis Bay Conti’de ikinci balayınızı yaptığınız söyleniyor. Uzun ve yorucu bir siyaset döneminden sonra mutlaka iyi gelecektir. Allah sevdiklerinizle birlikte sağlıklı ve mutlu bir yaşam nasip etsin…
Sayın Mehmet HARMANCI, ne yazıktır ki dorseyi esnafın önüne koyan arkada dün sabahtan akşama kadar aynı yanlışı yaptı. Bir an önce köklü önlem almasanız istenmeyen olaylar yaşanabilir bizden uyarması!
Sayın Fırat ATASER, ilk defa düzenlenecek olan Alsancak Deniz Festivali için arı gibi çalıştığınız ve çok farklı bir organizasyona imza atacağınızı duyduk. Bölge halkı da merak ve heyecanla o günleri bekliyor kolay gelsin diyoruz…
Sayın Serhat AKPINAR, spor camiasında bir ilke imzanızı atıyorsunuz ve Çetinkaya camiası sizden bomba transferler bekliyor. Umarız bütün üniversiteler hatta büyük kuruluşlara örnek teşkil eder. Zira sporumuzun içinde bulunduğu durum içler acısıdır. Hayırlı olsun.
Sayın Menteş GÜNDÜZ, bakanlıktan giderayak bir üniversiteye tanınan ayrıcalık iddiaları konusunda kamuoyuna bir açıklama borcunuz var. Daha fazla gecikmeden geniş bir açıklama yapmanız bekleniyor…