Modern hemşirelik ve hastane sanitasyonu ilkelerini kuran Florence Nightingale'nin doğumunun 200’üncü yılı olması nedeniyle, Dünya Sağlık Örgütü, 2020 yılını ‘Hemşire ve Ebe Yılı’ olarak ilan etti.

Bizim ülkemizde ne oldu peki?

Dünya Sağlık Örgütü tarafından, bu yılın, hemşireler ve ebeler yılı olarak ilan edilmesi konusu, hiçbir sağlık kurum ya da kuruluşu tarafından işlenmedi bile!

Sağlık Bakanlığı ise resmen uyudu.

Ülkemizde hemşire ve ebelerin durumu nedir diye soracak olursak, sağlık sistemimizin doktorlar üzerinden tartışılması nedeniyle, adeta kenara itilmiş bir konu olarak durdu hep!

Devletteki hemşire ve ebelere baktığımızda, ek mesaileri bırakın, sürpriz nöbetlerden dolayı adeta nefes alamaz hale gelmiş durumdalar.

Özeldeki hemşirelerin durumu ise daha da içler acısı!

İki günden fazla nöbet tutturulan hemşirelerin olduğu saklanıyor örneğin.

Bazı özel hastanelerin, hemşirelerini sadece hemşirelik değil, bırakın hasta bakıcılığı, yatakları, serum askılarını silme gibi temizlik işlerinde de kullanıldıklarını biliyoruz.

Devletteki hemşirelerin lojmanlarında, bu devirde hala ocakta ısıttıkları su ile banyo yaptıklarını kim biliyor mesela?

Kaldıkları lojmanların adeta hastalık kaynağı olduğunu söylesek kimin ilgisini çeker ki?

Devletteki hemşirelerin görev yerlerinin, amirleri ve doktorlar arasındaki çekişmelere nasıl kurban edildikleri ise, ‘’kol kırılır, yen içinde kalır’’ türünden örneklerdendir.

Özelde çalışan bir hemşirenin, şansı varsa maaşını tam ve zamanında alıp alamadığını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hiç takip etmiş mi?

Peki hiç mobbing veya taciz olayları araştırılmış mı hemşireler üzerinde kara bulut gibi dolaşan?

Yakışmıyor.

Bu ülkede, sağlık hizmetlerinin, sadece doktorların fedakarlıkları ile döndürülüyormuş gibi gösterilmeye çalışılması, hiç de yakışık almıyor.

Medya aracılığı ile doktorlar, istifa söylemleri ile halkımızı diken üzerinde tutarlarken, işten çıkarılan, ezilen, görev yeri değiştirilen, mobbing e uğrayan ama seslerini çıkarmaktan korkan, baskı altındaki hemşirelerimizin haberleri para etmiyor adeta.

Tüm dünyada alanlarında branşlaşan hemşireler varken, ülkemizde inatla branşlaşmanın önüne geçiliyor sanki.

Peki ne yapılmalı?

Hiç olmazsa bu yıl için, sağlıktaki sistem arayışları bahanesi ile doktorların, özellikle de Tıp-İş’in vaveylalarının önüne, sağlığın gizli kahramanları, emekçi hemşirelerin ve ebelerin sözlerine daha çok yer verelim medyada.

Onların ihtiyaçlarımın yine onların ağızlarından dinleyelim.

Ülkemizdeki hemşirelik ve ebelik hizmetlerini, sadece devletle sınırlı gibi algılamaktan vazgeçip, özelde çalışanların da sorunlarını aynı masanın üzerine koyalım.

Hemşirelik ve ebelik hizmetlerinin ortak sorunlarına, devlet/özel fark etmez, ortak çözümler bulunası için çaba gösterelim.

Madem bu 2020 yılı Hemşireler ve Ebeler Yılı, bu yıl doktorları değil, hemşirelerimizi ve ebelerimizi konuşalım, konuşturalım!

Sağlık sisteminin yeniden yapılandırılması çalışmalarına onları da daha aktif dahil edelim.

Tıbbın görünmeyen yüzündeki gizli destekçilerimizin, gizli kahramanlarımızın; çaresizlik içerisinde yataklarında yatan hastalarımıza uzanan şefkat ellerinin, manevi anne ve babalarının da birer insan olduklarını hatırlayalım.

Hem insani yönleri hem de meslekleri, bu yıl biraz daha yükseklere çıkaralım…

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899