<br /> <div>Züleyha KARAMAN/HALKIN SESİ</div> <br /> <div>Başbakan ÖzkanYorgancıoğlu, elektrik fiyatlarının genellere orantılı olarak pahalı olduğu bir</div> <div>gerçek olduğunu ifade ederek, “Bugünkü yapı ile enerji fiyatlarının istenilen düzeye</div> <div>düşmesi mümkün değildir. Çünkü enerji üretmek için kullanılan dizel ve buhar</div> <div>santrallerin minimum düzeyde ürettikleri enerji miktarı ve maliyeti belidir. Bunun</div> <div>düşmesi de mümkün değildir” dedi.</div> <div>Halkın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Başbakan Yorgancıoğlu, elektrikte farklı seçeneklere</div> <div>bakmaları gerektiğini, kablo ile enterkonnekte sisteme bağlı olmalarının kaçınılmaz bir</div> <div>gereklilik olduğunu vurgulayarak, “Biz hükümet olarak enterkonnekte sisteme bağlı</div> <div>olmamızın doğru bir seçenek olduğunu düşünüyoruz. Türkiye ile kablo aracılığıyla bağlı</div> <div>olmamızın bir zorunluluk olduğunu da düşünüyoruz. Bununla ilgili çalışmalar yürütülüyor”</div> <div>diye konuştu.</div> <div>Ankara’ya yaptıkları son ziyarette, narenciyede yaşanan sıkıntıların da gündeme geldiğini ve</div> <div>sıkıntıların nasıl aşılacağı konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını aktaran Başbakan</div> <div>Yorgancıoğlu “Şuanda bilebildiğim kadarıyla Türkiye’de bu konuda değerlendirmeler</div> <div>yapılıyor. Önümüzdeki günlerde bunun sonuçları çıkacak. Ben, umarım ve dilerim ki</div> <div>gerçekten bu konudaki sıkıntılarımızı aşma yönünde Türkiye hükümeti yapıcı bir tavır</div> <div>sergileyecek. Yani bizim edindiğimiz, aldığımız bu yöndedir. Umarım sonuçta böyle olur”</div> <div>dedi.</div> <div>Cypfruvex’in yeniden yapılandırılması ve belki de üreticilere devredilmesinin gündemde</div> <div>olduğunu kaydeden Yorgancıoğlu, bunu narenciyecilerle de paylaştıklarını söyledi.</div> <div>Yorgancıplu, şuan Meclis’te olan Kamu Reformu Yasa Tasarısı’nın 150 maddeden</div> <div>ouştuğunu ve 120 maddesinin komitede görüşülüp kabul edildiğini ve hedefin, bütçe</div> <div>görüşmelerinden hemen sonra, yani yılbaşından önce bu yasa tasarısını Mecliste</div> <div>yasalaştırmak olduğunu kaydetti.</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu, Kamu Reformu Yasa Tasarısı’yla ilgili olarak, “Testiyi boş götüren</div> <div>ile dolu götüreni ayırt eden bir anlayışla hazırlanmış bir tasarıdır. Bu tasarı yasalaştıktan sonra</div> <div>buna bağlı olarak bütün dairelerin yeniden şemalarının ve yapılarının değiştirilmesi gerekir.</div> <div>Hemen arkasından da o çalışmalara başlanacaktır” dedi.</div> <div>Türkiye’den gelecek suyun yönetiminin nasıl olacağı konusundaki çalışmaların devam ettiğini</div> <div>ifade eden Yorgancıoğlu, muhtemelen ideal olan modelin kamuözel</div> <div>ortaklığı olduğunu,</div> <div>belediyelerin hak ve menfaatlerinin de korunması gerektiğini söyledi.</div> <div>Müşavirlik sisteminin sonunu getirmek istediklerini ve bunun ilacı da kamu görevlileri yasası</div> <div>olduğunu dile getiren Yorgancıoğu, yasa çıkana kadar da daireleri boş bırakmamanın da</div> <div>kimsenin yararına olmadığını kaydetti.</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu, Halkın Sesi’nin sorularını şöyle yanıtladı:</div> <div>Soru: Türkiye ile imzalanan ekonomik programı uyguluyor musunuz, göreve</div> <div>geldiğinizden bu yana hangilerini uyguladınız?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu:Türkiye ile imzalanan protokol konusunda, daha önce de ifade ettik,</div> <div>bazı konularda endişelerimiz vardı ve biz bunu Türkiye ile paylaştık. Hatta bazı konuların</div> <div>revize edilmesiyle ilgili mutabakatlarda vardı.</div> <div>Soru: Hangi konulardı?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Elektrik konusu olsun, ekonomik politikalarla ilgili yeni açılımlar</div> <div>yapmamızla ilgili olsun. Ancak tabi bu protokollar kamu yönetimin daha verimli hale</div> <div>getirilmesi konusunda sıkıntımız yoktu. Onunla ilgili kamu görevlileri yasası Meclis’tedir.</div> <div>Veyahutta mesai saatlerinin halkımızın yararına düzenlenmesiyle ilgili konularda sıkıntımızı</div> <div>yoktu, onlarda çalışılıyor. Dolayısıyla bazılarını hayata geçirmiş olduğumuzu söyleyebilirim,</div> <div>bazılarının yürürlüğe girmesi için adımlar attığımızı söyleyebilirim, bazılarında da geri</div> <div>olduğumuzu söyleyebilirim. Bütünüyle ilgili hiç birini uygulamıyoruz diye bir durumumuz</div> <div>yoktur. Ama içinde bulunduğumuz durumu da gözeterek ve bir seçim yaşadığımızı belirterek,</div> <div>bizim bu konuda çalıştığımızı söyleyebilirim.</div> <div>NARENCİYE ANKARA’DA MASAYA YATIRILDI</div> <div>Soru: Ankara’ya yaptığınız son ziyarette kaynak talebinizin olduğu basına da yansıdı,</div> <div>talebiniz Ankara’da nasıl karşılandı?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Son Ankara ziyaretinde iki gündemimiz vardı; bir Kıbrıs sorunu, bir</div> <div>e ülkemizle ilgili, tabi beklenmeyen alanlarda yaşanan giderlerin veyahutta geriye</div> <div>dönüşmeyen eldeki mevcut stokların ekonomiye kazandırılması adına, veyahut finansal, ilgili</div> <div>sektörlere kaynak aktarılmasında neler yapabiliriz diye tartıştık.</div> <div>Şunu söyleyebilirim. Kıbrıs konusunda Ankara hükümeti ile aynı düşündüğümüz, yani ,</div> <div>Kıbrıs sorununu siyasi eşitlik temelinde, iki bölgeli, iki toplumlu bir federal çözüm için aynı</div> <div>noktada olduğumuzu bir kez daha teyit ettik. Yine, yaşanan krizin bir an önce masada</div> <div>çözülmesi gerektiği konusunda hem fikir olduk. AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan</div> <div>Bozkır’ın geçen geldiğinde yaptığı açıklamalar da vardır; artık bu bölünmüş başkentin, bunu</div> <div>bölen duvarlardan kurtulması gerektiğini, bunun bir utanç vesilesi olduğunu sayın bakan da</div> <div>ifade etti. Bu bizim açımızdan da doğrudur, bunun biran önce de, bu ülkede yaşayan hem</div> <div>Kıbrıs Türkler, hem Kıbrıslı Rumlar adına ortadan kaldırılması gerektiğine inanıyoruz.</div> <div>Kıbrıslı Türklerin de artık uluslararası hukukun bir parçası olması gerektiğini düşünüyoruz ve</div> <div>bunun için zaten uğraşıyoruz. Onun için mücadele yapılması da gerekiyor.Onun için tabiî ki</div> <div>olaya baktığımızda Kıbrıs konusunda Türkiye hükümeti ile Kıbrıs sorununun çözümü adına</div> <div>ortaya konan çabaları birlikte yürütüyoruz ve aynı anlayışa sahibiz.</div> <div>Yine öteden beridir, genel olarak, sıkıntılı dönemlerde özelikle Türkiye hükümetleri Kıbrıs</div> <div>Tük halkına yardımlar yaptığını da hepimiz biliyoruz. Burada bir açmazımız vardı. Narenciye</div> <div>sektörüyle ilgili. Özellikle Cypfruvex’in satın aldığı ürünlerin konsantreye çevrilmiş olması</div> <div>nedeniyle satılmamış olmasında dikkate alarak, üreticilere ödeme yapma konusunda sıkıntılar</div> <div>yaşadığımızı biliyoruz. Burada tabi, bu sıkıntıyı nasıl aşabileceğimiz konusunda görüş</div> <div>alışverişinde bulunduk. Şuanda bilebildiğim kadarıyla Türkiye’de bu konuda</div> <div>değerlendirmeler yapılıyor. Önümüzdeki günlerde bunun sonuçları çıkacak. Ben, umarım ve</div> <div>dilerim ki gerçekten bu konudaki sıkıntılarımızı aşma yönünde Türkiye hükümeti yapıcı bir</div> <div>tavır sergileyecek. Yani bizim edindiğimiz, aldığımız bu yöndedir. Umarım sonuçta böyle</div> <div>olur.</div> <div>Burada önemli olan, bir taraftan bu yardımlar yapılırken, bir taraftan da ülkemizde reformlar</div> <div>yaparak bazı alanlarda değişimler giderek, bugün yaşadığımız sıkıntıları yeniden</div> <div>yaşamamaktır. Biz bu konuda da kararlıyız. Artık, narenciye fazlasını giderebilmek adına bir</div> <div>taraftan tür çeşitlenmesine giderken, ki biz bunu geçtiğimiz günlerde bakanlar Kurulu’nda</div> <div>yaptığımız bir kararnameyle bu yıl için 6 bin dönümlük bir valansiye ürünün ürün</div> <div>değişikliğine gidilmesini öngören bir destek programı açıkladık ama aynı zamanda bundan</div> <div>sonra bu piyasanın kendi koşulları içerisinde yürütülmesi gerektiğine de inanıyoruz.</div> <div>Piyasasının kendi kendini regule emesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu bakımdan Cypfruvex’in</div> <div>yeniden yapılandırılması, belki de üreticilere devredilmesi gerekir diye düşünüyoruz ve bunu</div> <div>da kendileri ile paylaştık.</div> <div>Soru: Cypfruvex’in yeniden yapılandırılması özelleşeceği anlamına mı geliyor, bunu</div> <div>biraz açar mısınız?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Özelleşme değil ama narenciye üreticileri kooperatiflerine devretme.</div> <div>Daha doğrusu kooperatifleşmesini teşvik etme. Kendi ürününe sahip çıkma duygusu yüksek</div> <div>olan üreticilerin aynı zamanda yönetici durumuna gelmesini sağlamak modelini önerdik,</div> <div>kendilerine. Umarım bunda da bir sonuca ulaşacağız. İlk yaptığımız önerilerde itiraz</div> <div>olmadığını gördük. Tabi bunun zamanlaması olur, mevcut yapının nasıl devredileceği,</div> <div>borçlarının nasıl olacağı ayrı bir konu ama önemli olan üreticilerin kendilerin, kendi</div> <div>sorunlarına ve kendi ürünlerine daha yoğun bir şekilde sahip çıkmalarını sağlamaktır. Bu</div> <div>konuda da bir sonuç alacağımızı düşünüyorum.</div> <div>KAMU REFORMU YASASI YILBAŞINDAN ÖNCE</div> <div>Soru: Çok tartışılan konulardan biri de kamu reformu. Kamu reformu ne zaman</div> <div>hayata geçecek, reform neyi değiştirecek?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Kamu Reformu Yasa Tasarısı şuanda Melis’tedir. Yaklaşık 150</div> <div>maddeden oluşmaktadır ve 120 maddesi, bilebildiğim kadarıyla komitede görüşülüp kabul</div> <div>edilmiştir. Geriye 3035</div> <div>madde kalmıştır. Bildiğim kadarıyla da komite çalışmalarına devam</div> <div>etmektedir. Bizim hedefimiz, bütçe görüşmelerinden hemen sonra, yani yılbaşından önce</div> <div>bu yasa tasarısını mecliste yasalaştırmaktır. Burada esas olan kamu görevlilerinin kamu</div> <div>görevi yürütürken hem görevlerini, hem sorumluluklarının ne olduğunun yasada belirtilir</div> <div>olmasıdır, terfilerinin, atamalarının belirli likayatlara bağlı olmasıdır. Çünkü hepimiz</div> <div>biliyoruz kişimdi kamu görevine bir insan girdi mi otomatik olarak sürekli bir üst bareme</div> <div>çıkma şansına sahiptir. Halbuki, çalışkanlık, verimlilik, vatandaşa karşı takınılan tavırların bir</div> <div>üst amir tarafından rapor edilerek yani iyi çalışanın terfi etmesi mekanizmalarını hayata</div> <div>geçirerek, bu mekanizmaların oluşturulması gerekir. Kamu Görevlileri Yasası bütün buları</div> <div>içeren bir mantıkla hazırlanan bir tasarıdır, bu nedenle verimliliği artıracak inancındayız.</div> <div>Uygulanan ülkelerde de bu verimlilik esas alınmaktadır ve sonuçlar üretilmektedir. Yine aynı</div> <div>yasada kamu çalışanlarının hakları ve menfaatleri de teyit edilmektedir ama bir denge</div> <div>içerisindedir. Testiyi boş götüren ile dolu götüreni ayırt eden bir anlayışla hazırlanmış</div> <div>bir tasarıdır. Bu tasarı yasalaştıktan sonra buna bağlı olarak bütün dairelerin yeniden</div> <div>şemalarının ve yapılarının değiştirilmesi gerekir. Hemen arkasından da o çalışmalara</div> <div>başlanacaktır.</div> <div>SUYUN YÖNETİMİ NASIL OLACAK?</div> <div>Soru: Türkiye’den gelecek suyun yönetimiyle ilgili çalışmalar ne aşamadadır.</div> <div>Hükümetiniz, suyun idaresi konusunda ne düşünüyor?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Bu konuda nasıl bir model olacağıyla ilgili tartışmalar sürüyor. Bir</div> <div>su yönetimi çalışmaları yürütülüyor, henüz tamamlanmış değildir ama burada amaç gerek</div> <div>Türkiye’den gelecek olan suyun, gerek ülkemizdeki su kaynaklarının en verimli, en</div> <div>sürdürülebilir bir şekilde, en kaliteli ve en ucuz bir şekilde halka sunulmasını gözetmektir.</div> <div>Bunu yaparken de bir taraftan belediyelerimizin hak ve menfaatlerini korumak gerekir ama</div> <div>aynı zamanda yönetim açısından da yeni yatırımlara olanak verecek bir anlayışın da hakim</div> <div>olması lazım. Bütün bunları, prensipleri ortaya koyduğumuzda nasıl bir model ortaya çıkacağı</div> <div>önümüzdeki yakın bir tarihte belli olacaktır. Muhtemelen ideal olan, tabi anayasal</div> <div>haklarının kamu tarafından yürütülürken diğerlerinin kamu özel ortaklığı gibi bir</div> <div>modele dönüşebilmesini sağlayabilmektir. Burada bütün paydaşların otak bir noktada</div> <div>buluşabilmesini sağlamak önemlidir, bunun için de çalışılıyor.</div> <div>Soru:Telekomunikasyonun da özelleşeceği ve özerkleştirileceği konuşuluyor, ki</div> <div>özelleştirilmesi ekonomik programda da var. Telekomunikasyon konusundaki</div> <div>düşünceleriniz nedir?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: O konuda bir tartışma yeni yeni başladı. Nasıl bir noktaya varacağı</div> <div>şimdiden belli değildir ama bütün devlet yapısını yeniden organize etmek gerektiği bir</div> <div>gerçekliktir. Çalışma mekanizmalarını yeniden oluşturmak, verimliliği artırmak, vatandaş</div> <div>eğer müşteri gibi algılanır ise, ki para vererek devletten hizmet alıyor, müşteri memnuniyetini</div> <div>en üst noktaya çıkarmak olmalıdır. Olaya bu açıdan bakmak gerekir diye düşünüyorum. Ama</div> <div>henüz bu konuda bir model oluşmuş değildir. Yeni yeni başlayan bir tartışma süreci vardır ve</div> <div>bu süreçte önemli olan devlet dairelerin halka hizmet götürürken, bu hizmetin, kalitesinin,</div> <div>suretinin en yüksek noktada olasını sağlamaktır.</div> <div>ERCAN’DA YER GÖSTERME SORUNU</div> <div>Soru: Eran Havaalanı’nda, işletmeciye yer gösterimi yapılmadığı için, inşaata</div> <div>başlayamıyor ve devlet de hasılattan payını alamadığı için de gelir kaybına uğruyor. Yer</div> <div>gösterme neden gecikiyor, bu konudaki çalışmalar ne durumdadır?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Ercan Havaalanı’nda belirli bir alanında askeri birlikler de var.</div> <div>İkinci pistin yapılabilmesi için de bu askeri birliklerin oradan çıkmış olası gerekir, oradan</div> <div>çıkabilmesi için de onlara başka mekanlar yapılması gerekir. Biz hükümet olarak, 2014 yılı</div> <div>içerinde, 10 milyon TL’lik bir kaynak ayırdık ve binalar için bunu bloke ettik, ihalelere</div> <div>çıkılıyor. Dolayısıyla askerin önümüzdeki günlerde ya oradan çıkacak olması gerekir, ya da</div> <div>şuana kadar çıkmış olması gerekir. Ama olayı geciktiren yalnızca işin bu yanı değildir. Olayı</div> <div>geciktiren etkenlerden bir tanesi de müteahhit firmanın ihale edilen modeli değiştirmek</div> <div>istemesidir. Biz de bunu kabul etmiyoruz. Bunu doğru bulmuyoruz. Çünkü ihaleye çıkılırken</div> <div>ortaya konulan koşullar, ihaleye katlan herkes için eşittir. Bunu değiştirme demek ihaleye</div> <div>katılan ve ihaleyi kazanmayan firmaların hukuka başvurmasının önünü açmak, onlara</div> <div>haksızlık yapmak demektir. Bunu doğru bulmuyoruz.</div> <div>Soru: İlgili firma neyi değiştirmek istiyor?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Mevcut projeye göre binaların güney kısmında, yani askerin</div> <div>bunduğu yere yapılası geriyor, onlar bunu şuandaki binaların yanına yapılması önerisini</div> <div>getiriyor, dolayısıyla biz bunu uygun bulmuyoruz.Önümüzdeki gülerde yer teslim denen işin</div> <div>de biteceğini biliyorum. Biz ilgili şirketten yeniden inşanın bir an önce başlatılması</div> <div>gerektiğini düşünüyoruz, bunu kendisinden isteyeceğiz. Çünkü sizin de ifade ettiğiniz gibi her</div> <div>geçen gün bu bir kayıp vesilesi oluyor ve bu aslında devletin kaybıdır ki buna da hiç kimsenin</div> <div>göz yummak gibi bir hakkı yoktur, biz de dahiliz buna.</div> <div>ELEKTRİK KONUSU</div> <div>Soru: Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros’un elektrik ücretleri konusunda çarpıcı bir</div> <div>açıklaması vardı. 19 kuruş olması gereken elektriğin kilowatsaatine 60 kuruş ödendiğini</div> <div>ve bunun intiharla eş değer olduğunu söyledi. Elektrik fiyatlarının ucuzlatılması yönde</div> <div>nasıl bir çalışma yapmayı planlıyorsunuz ve Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesine</div> <div>hükümetiniz nasıl bakıyor?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Elektrik fiyatlarının genellere orantılı olarak pahalı olduğu bir</div> <div>gerçek ama dünyanın en pahalı elektriği olduğu iddiası doğru değil. Çünkü hemen</div> <div>yanımızdaki Güney Kıbrıs’ta elektrik fiyatları bizden daha pahalıdır. Ama bu bizi haklı</div> <div>kılmaz. Yani onlarınki bizden daha pahalıdır da biz ucuz demek gibi bir durumda değiliz.</div> <div>Burada önemli olan, ülkenizde yeni bir anlayışla bir enerji sektörü oluşturmaktır. Şimdiki</div> <div>duruma baktığımızda Kuzey Kıbrıs’ta enerji üreten iki aktör vardır; bir tanesi devlet, bir</div> <div>tanesi özel. Devlet Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KıbTek)</div> <div>aracılığı ile enerji üretiyor, özel</div> <div>AKSA ismiyle enerji üretiyor. Ve AKSA’ya 2014 yılına kadar alım garantili bir bağlantımız</div> <div>vardır. Ben şunu söylüyorum; bugünkü yapı ile enerji fiyatlarının istenilen düzeye</div> <div>düşmesi mümkün değildir. Çünkü enerji üretmek için kullanılan dizel ve buhar</div> <div>santrallerin minimum düzeyde ürettikleri enerji miktarı ve maliyeti belidir. Bunun</div> <div>düşmesi de mümkün değildir. Dolayısıyla bizim daha farklı seçenekler de, yani bu iki</div> <div>üretimin yanında farklı seçenekler de yaratabilmemiz gerekir. Bunlardan bir tanesi güneşten</div> <div>enerji elde etme yöntemidir, bir tanesi rüzgar enerjisi, bir tanesi de enterkonnekte sisteme</div> <div>bağlı olmak demek. Şimdi rüzgar ve güneş enerjilerinin elde edebileceği, yani alternatif enerji</div> <div>dediğimiz, ki bir tane de katı atıktan enerji elde etme projesi vardır, alternatif enerji dediğimiz</div> <div>bu tür enerjilerin üretilebileceği miktar bellidir. Yani enerji ihtiyacınızın yüzde 2025</div> <div>kadarını bu tür modelden üretebilirsiniz, fazlasını üretmezsiniz ama bu bile olsa güneş,</div> <div>rüzgar ve benzeri enerjiler devreye girmediği sürece anlamlı bir fiyat düşüşünü</div> <div>beklemek mümkün değildir. Onun dışında siz hep ithal ettiğiniz fueloilin fiyatına</div> <div>bağımlısınız, gün gelir fiyatı düşer düşürürsünüz, ama gün gelir artar, artırmak zorunda</div> <div>kalırsınız. Bu bir istikrarsızlıktır. Esas olan, üretim maliyetlerinin düşürülerek sürdürülebilir</div> <div>bir enerji politikasına sahip olmaktır. Bu açıdan baktığımızda, bizim, kablo ile enterkonnekte</div> <div>sisteme bağlı olmamız açınılmaz bir gerekliliktir. Ama bunu Türkiye ile de Güney Kıbrıs’la</div> <div>da yapabilmemiz gerekiyor. Bu aslında bizim enerji sistemlerimizin, enerji iletim hatlarımızın</div> <div>da güven altına alınmasıyla ilgilidir. Herhangi bir arıza olması durumunda, eğer yedekleme</div> <div>söz konusu ise, enterkonnekte sisteme bağlı olmamız söz konusu ise, bizim enerji arz</div> <div>güvenliğimiz güvenlik açısında daha iyi noktada olacak. Şimdi herkes, Türkiye’den buraya</div> <div>kablonun gelmesini ille de sonsuza kadar bizim Türkiye’den enerji alacağımız gibi yorumlar.</div> <div>Ben bunu böyle yorumlamıyorum. Gün gele bu ülkenin solar (güneş) enerji üretme</div> <div>kapasitesini yeterince kullanırsak ve bunu ucuza mal edersek, aynı zamanda belki Türkiye,</div> <div>belki Türkiye’deki enterkonnekte sistem üzerinden başka ülkelere enerji ihraç etmemiz de</div> <div>mümkün olacaktır. Olaya bu açıdan da bakmak gerekir diye düşünüyorum. Biz hükümet</div> <div>olarak enterkonnekte sisteme bağlı olmamızın doğru bir seçenek olduğunu</div> <div>düşünüyoruz.</div> <div>Soru: Enterkonnekteye bağlanma, Türkiye ve Güney Kıbrıs’la aynı zamanda mı</div> <div>olacak?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Aynı anda demiyoruz ama arz güvenliği açısından iki tarafa da bağlı</div> <div>olursak daha güvende olduğumuzu söylüyorum. Yani eş zamanlı olası iddiam yoktur.</div> <div>Türkiye öncelikli de olabilir, Güney Kıbrıs hiç de olmayabilir ama olması halinde bunun</div> <div>enerji sistemleri açısından, enerji güvenli açısında hem bizim, hem Güney, hem Türkiye için</div> <div>daha güvenli olacağını düşünüyorum.</div> <div>Soru: Böyle bir durumda, bir sonraki adımı düşündüğümüzde, Güney Kıbrıs’ın</div> <div>enterkonnekte sistem üzerinden Türkiye’den elektrik alma ihtimalini de gündeme</div> <div>getirecek midir?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Tabiki, dediğim gibi onların fiyatı şuanda bizimkinden daha</div> <div>pahalıdır. Çünkü yeni yatırım yaptılar, yatırım maliyetleri üretim maliyetinin üstünde yük</div> <div>olarak durmaktadır. Yani biz de 50 kuruş ise onlarda şuanda enerji fiyatları 6570</div> <div>kuruştur.</div> <div>Bütün bunlara baktığımızda bizim, Türkiye ile kablo aracılığıyla bağlı olmamızın bir</div> <div>zorunluluk olduğunu da düşünüyoruz. Bununla ilgili çalışmalar yürütülüyor ama şuanda karar</div> <div>verilecek olsa bile iki buçuk, 3 yıl sonra bunun realize olması mümkündür. Çünkü, bunu</div> <div>üreten firmaların azlığı nedeniyle ve dünyada yüksek talep olması nedeniyle, talepkar olan</div> <div>firmaların ve ülkelerin sıraya girmesi gerekir. Ama prensip olarak biz bunu benimsiyoruz,</div> <div>kabulleniyoruz ve zorunlu görüyoruz.</div> <div>DAÜ YASASI MECLİSE SUNULUYOR</div> <div>Soru: DAÜ’de devam eden rektör krizinin DAÜ yanında eğitim sektörüne de zararları</div> <div>olacağı değerlendiriliyor. DAÜ’deki bu sorunun giderilmesi için Hükümet olarak bir</div> <div>müdahale etme düşünceniz var mı? Bir de “siyaset DAÜ’den elini çeksin” eleştirileri</div> <div>var, tüm bunlarla ilgili ne diyeceksiniz?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Siyaset toplumdışı bir şey değil, insanların siyasetten ürkmemesi</div> <div>gerekir ama siyaseten birine müdahale etmek doğru değildir. Çünkü, bugün akademisyenler</div> <div>de eski rektör de, senato da aslında siyaset yapıyor, aslında baktığınızda. Kendi mantıklarının,</div> <div>kendi doğrularının, kendi öngörülerinin hayat bulması adına siyaset yapıyorlar. Ama</div> <div>siyaseten, siyasi çıkar elde etme adına eğer hükümet DAÜ’ye müdahale ediyor ise eleştirileri</div> <div>haklıdır.Bizim dediğimiz şudur, düzletilmesi gereken DAÜ yasası vardır. Biz, bu yasansın</div> <div>düzeltilmesi için daha önceden bu arkadaşlarla görüştük, bir noktaya varma adına çaba ortaya</div> <div>koyduk, bunu başaramadık. Ama başarmayacağımız anlamına gelmez. Dolayısıyla herkesin</div> <div>bu konuda yorum yapmak yerine herkesi n kendi bulunduğu konumu korumak yerine</div> <div>demokratik bir anlayışla bir uzlaşı yolunu bulmak konusunda çaba ortaya koyması gerekir.</div> <div>Biz, muhtemelen pazartesi günü (bugün), kısa da olsa yeni bir yasa tasarısını, hemen</div> <div>arkasından da bütünlüklü bir DAÜ yasasını Melis’e göndereceğiz. Burada amaç</div> <div>üniversitesinin kendi demokratik yapısı içerisinde kendini yönetecek kurumsal yapıyı</div> <div>oluşturmasını sağlamaktır. Buna nasıl ki hükümet hassasiyet gösterir, DAÜ’nün görevlilerinin</div> <div>de hassasiyet göstermesi gerekir. Biz sorunu çözmek adına DAÜ’nün zarar görmesini</div> <div>engellemek adına üzerimize düşeni yapmaya hazırız.</div> <div>2 MİLYON DOLAR KONUSU MAHKEMEDE</div> <div>Soru: Gazimağusa Belediyesi’nin ve DAÜ’nün sahibi olduğu Rauf Denktaş Kongre ve</div> <div>Kültür Merkezi’nin inşaatını yapan Tosunoğlu firmasının DAÜ’den, kur farkı olarak</div> <div>önce 4 milyon dolar istediği sonra fiyat indirimi yaparak 2 milyon dolar istediği ve</div> <div>önceki rektör Abdulah Öztoprak’ın buna karşı ve ayrıca kur farkı talebinin de</div> <div>sözleşmede yer almadığı bilgileri var. Bu konu sizin bilginize geldi mi?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Tabi ben böyle şeylere müdahil olmak istemem ama benim bildiğim</div> <div>bu konu mahkemededir. Mahkeme ne karar verirse taraflar buna razı olmak zorundadır. Ama</div> <div>bildiğim başka bir şey daha vardır, ki iddialar bu yöndedir ve bunlar doğru değildir, iddialar</div> <div>şöyledir; yeni Vakıflar Yönetim Kurulu karar alıp bunu ödeyecek. Ben de diyorum ki, böyle</div> <div>bir karar almayacak ve mahkeme kararı ne ise ona saygılı olacak. Burada esas olan</div> <div>mahkemenin vereceği karardır. Çünkü olay mahkemeye taşınmıştır.</div> <div>MÜŞAVİR ATAMALARI</div> <div>Soru: Hükümete, müşavir atamaları konusunda da yoğun eleştiri var, müşavir</div> <div>atamaları devam edecek mi?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Müşavirleşmeyi engelleyecek yasa tasarısı kamu görevlileri</div> <div>yasasıdır. Son süratle bunu çıkarmaya çalışıyoruz ama şöyle bir örnek vermek istiyorum; 1</div> <div>yıldır hükümetteyim Devlet Planlama Örgütü’nün (DPÖ) bir müsteşarı, bir de daire müdürü</div> <div>vardı, üç daire müdürü boştu. Müsteşarı emekli oldu, daire müdürünü müsteşar yaptım, dört</div> <div>dairesi vardır, dördü de 1 yıl süreyle boştur. Yasanın geçmesi halinde bu müşavirlik sistemi</div> <div>ortadan kalkacak ama yasa geçene kadar ben ne yapayım, bu daireler boş mu kalsın? Böyle de</div> <div>bir realite vardır. Dolayısıyla esas olan bana göre, hedeflerdir, prensiplerdir. Biz müşavirlik</div> <div>sisteminin sonunu getirmek istiyoruz. Bunun ilacı da kamu görevlileri yasasıdır. Ama</div> <div>bu yasa çıkana kadar da daireleri boş bırakmak kimsenin yararına değildir. İsabetli,</div> <div>haklı olmak kaydıyla, kamu vijdanında bir iki sıkındır ama kamuoyu vijdanında</div> <div>sorgulatmayacak insanları atamak kaydıyla da, işleri vatandaşın lehine yürümesine</div> <div>çalışacağız.</div> <div>Soru: Hükümetinizin 2015’de öncelikli hedefleri nelerdir?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Hükümetin öncelikli hedefleri hedefleri programıyla ilgili konulardır</div> <div>ama programda olmayan ve günlük ihtiyaç olarak beliren konular da öncelikli hedefler arasına</div> <div>girecektir. Bizim için esas olan halkımızın refahını, mutluluğunu artırmaktır ve</div> <div>memnuniyetini sağlamaktır. Hedefimiz, bir taraftan program, bir taraftan da günlük yaşam</div> <div>içerisinde öne çıkan haklı ihtiyaçları tespit edip onların sorun olmaktan çıkarmaktır.</div> <div>YENİ VATANDAŞLIK YASASI ADALET SİSTEMİ GETİRECEK</div> <div>Soru: Yeni vatandaşlık yasası ne zaman Meclis’e gelecek, neler değişecek?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Ayrıntıları İçişleri Bakanı biliyor. Genel hatları ile biliyorum. Tasarı</div> <div>bazı değişikliklere de uğruyor. Ama geçmişten farklı olarak bir adalet sistemi getirecek, bir</div> <div>sıra sistemi getirecek, en önemlisi bir beyaz kimlikle ilgili, insanlarımızın vatandaş olmasalar</div> <div>bile yaşadığı sıkıntıları önleyecek bir formülasyon gelecek. Bu ülkede doğan ve vatandaş</div> <div>olmayan, yani doğan büyüyen, yaşayan ve vatandaş olmayan insanlarımıza vatandaşlık</div> <div>konusunda bir öncelik getirecek. Vatandaşlığın artık siyaseten istismar edilmesini</div> <div>istemiyoruz. Çok yaşadık, gerek vatandaş olan veyahut da vatandaşlık hakkı olduğu halde</div> <div>olmayanlar arasında bir çelişki yarattı bu siyasi istismar. Gerekse de eskiden vatandaş olup,</div> <div>sonradan vatandaş olanlar arasında çelişki yarattı. Düşünün ki, 1980’li yıllarda gelip vatandaş</div> <div>olan Türkiyeli vatandaşlarımız bile şimdiki bu vatandaşlık furyasına karşıdırlar. Adaletli</div> <div>sistem kurmak istiyoruz. Tabi bunun eksiği –fazlası olabilir ama onlarda düzeltilir. Esas olan,</div> <div>adaletli bir sistem ve yapı kurmaktır. Meclise, Ocak ayında gelecek diye biliyorum.</div> <div>Soru: Kamunun ve piyasaların beklediği 13. maaşlar Aralık ayı içinde ödenecek mi?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Bu konu da Maliye Bakanımız benden çok daha net söyledi: 13.</div> <div>maaşlarda bir sıkıntı olmayacak.</div> <div>Soru: Aralık ayında ödenecek mi?</div> <div>Başbakan Yorgancıoğlu: Bilebildiğim kadarıyla öyle olacak<br /> <br /> <img src="/images/upload/H_SESİ.jpg" width="387" height="498" alt="" /></div>