Hükümetin yeni yıldan hemen sonra yerini başka bir hükümete bırakacağı konuşuluyor…

Sadece konuşulmuyor bu söylentilerin basında yayınlanması için bir takım taktikler deneniyor…

UBP-HP hükümeti bozulur mu bilemeyiz ama en azından şimdilik uyumlu olduklarını söyleyebiliriz ama yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de hesaba katmak gerek!

Bakanların da heyecanlı ve kendilerinde bir şeyler yapmak istediklerini de kabullenmek gerek

Zira heyecan bittiği an işte o an her şey biter…

Bu arada vaatler de hala devam ediyor, oysa vatandaş vaat değil artık icraat istiyor

Bir yere kadar vaatler kabul edilir ama!

Peki bu hükümet seçimler dışında ülkenin gerçek sorunlarını görebiliyor mu?

Ülkenin gerçek sıkıntılarını gündeme taşımaktan bahsediyoruz…

Siyaset filan değil bunlar…

Dedik ye sanal değil gerçek sorunlar!

Örneğin kanser konusu!

Bu ülkenin en büyük sorunlarının başında gelmektedir…

İstatistikler en fazla hem de genç ölümlerin bu illet hastalık nedeniyle meydana geldiğini göstermektedir!

Ve ne yazıktır ki bütün bu gerçekler bilindiği halde bu hastalık bir türlü devlet politikası haline getirilememiş, ölen ölür kalan sağlar bizim mentalitesi hakim olmuştur…

Lütfen hastanelerin bu konudaki ilgili birimlerini geziniz!

Her gün yüzlerce hasta şifa bulmak için uzun kuyruklar oluşturmakta, şifa aramakta ama işte hizmetler yeteri kadar olamadığı, devlet bu konuya yeterli ciddiyeti göstermediği için sonuç genelde kötü bitmektedir…

Burada kendine bu hastalara adayan Raziye Kocaismail’in ‘her gün derneğimize en az iki kişi kayıt yaptırıyor’ açıklaması bile durumun vahametini gözler önüne sermektedir!

Bu arada vatandaş da bilecek ki bu hastalık herkes içindir, kimin başına ne zaman geleceği de belli değildir…

Uyuşturucu belası ona keza…

En az kanser kadar tehlikeli!

Yayıldıkça da yayılıyor…

Tüm gençlerimiz için büyük bir tehlike potansiyeli!

Narkotik elinden geldiği kadar işini yapıyor ama…

Ya uyuşturucu batağına saplananlar!

Çırpındıkça da daha fazla batanlar…

Bu ülkede o kadar çok tanınmış ailenin çocukları ve torunları bu işe bulaşmış ki, inanın bunlardan bir ikisini burada yazsam dudaklarınız uçuklar!

Uyuşturucu tacirleri ile mücadele çok başka, bu batağa girenleri hayata döndürme çok başka…

Gençlerimiz gözlerimizin üzerinde eriyip bitiyor ama!

Bir iki dernek kurup bir iki spor faaliyeti ile bunun önüne geçeceğini zannedenler çok yanılıyor…

Çağdaş ülkelerde neyse bizde de o olmalı!

Göstermelik bir iki etkinlik değil, çağdaş standartlarda, bilimsel çalışmalar öncülüğünde…

Her ölümlü trafik kazası bize göre pisi pisine ölümlerdir…

Dikkat ediniz lütfen, ölümlü kazaların çoğunluğunda gencecik, hayatının baharında olan gençlerimizi ağıtlara toprağın altına göndeririz!

Ateş düştüğü yeri yakar…

Anaların, babaların acısı yüreklere dağlanır!

Ama devletin makamları bir türlü açı gerçeği kabul etmezler…

Ta ki yeni bir ölümlü trafik kazasına kadar!

Bu konularda ağlamanızı, diz dövmenizi filan istemiyoruz…

Ülke insanımızın en büyük sorunlarının başında gelmektedir kanser, uyuşturucu ve trafik kazaları!

Bunlar da çene yormakla değil, sadece işin uzmanlarıyla, bilimsel çalışma ve araştırmalarla ancak halledilebilecek şeylerdir…

Onun için ısrar ediyoruz…

Bu ülkenin gerçek sorunu Cumhurbaşkanlığı seçimleri filan değildir!

Geleni de gördük gideni de…

Çünkü çözül konusu sadece bizim elimizde değil!

Ama içimizde yaşananlar bizim elimizde…

Bu üçlüye dikkat etmeleri gerek hükümet edenlerin!

Kanser, uyuşturucu ve trafik kazaları…

Bermuda şeytan üçgeni gibi!

Ufukta da elle tutulur pek bir şey yok…

En kötüsü de bu zaten!

MERAKLI KÖŞE?

Bu anket merakı niye?

Birileri anlaşılan fazlasıyla sıkışmış gibi geliyor bize…

Anket üstüne anket yayınlamaya başladılar!

İşin ilginci anketlerin sonucu da belli diyorlar…

Al gülüm ver gülüm meselesi anlayacağınız…

Çok da bilimsel anket sonuçları yayınlayıp yine birilerini avlamak!

Yani bunun üstünden baskı kurmak…

Sonra da devletin kesesini açmasını sağlamak!

Ekonomik sıkıntıları gidermenin en güzel yolu bu olsa gerek…

Hayırlı işler!

Yüzde 15’i kim veriyor!

Değirmenlik Belediye Başkanı Ali Karavezirler’i tebrik ederiz…

Bölgesindeki liseye 2 derslik kazandırdığı için!

Zaten kendisi de açıkladı;

Emlak vergilerinin yüzde 15’i okullara harcanıyor diye…

Haliyle akla diğer belediyeler geliyor!

Onlar bu kurala uyuyor mu?

Okul tamir ettirip, derslik yapan var mı?

Eğitime ne gibi katkılarda bulunuyorlar?

Ya da bunları denetleyen ve hesap soran birileri var mı?

Hadi bakalım uzmanlık sorusu bunlar…

Gazeteciler niye susar?

Aslında bizim en büyük eksikliğimiz bu…

İşinden ayrılırken perde gerisinde yaşananları açıklamamak!

Yapılan baskıları…

Siyasi nedenleri!

Patronların yakın akrabalarının yanlış icraatları…

Maaşlardaki içler acısı durumları!

Sağlık nedeni der geçiştiririz genelde…

Buna kendimiz bile inanmayız aslında!

Kendimizi değil aslında toplumun geneleni kandırırız…

Oysa böyle mi olmalı?

Haktan hukuktan bahseden gazeteciler kendi sorunları olduğu zaman niye derin bir sessizliğe gömülürler ki…

Gerçeklerle yüzleşmezsek, bu mesleği ve demokrasiyi nasıl yüceltiriz ki?

Oysa her fırsatta susma sustukça sıra sana gelecek diyen yine bizler değil miyiz?

MESAJ KUTUSU

Sayın Mustafa AKINCI, şu örtülü ödenek konusunda daha fazla ne kadar sessiz kalmayı bekliyorsunuz. Belli ki seçim sürecinde sizi bu silahla vurmaya hazırlanan çok sayıda siyasi var! Açıklayın da hem siz hem de meraklılar kurtulsun fena mı olur yani!

Sayın Mehmet HARMANCI, Lefkoşa genelinde yapılan denetimler memnuniyet ile takip ediliyor ama özellikle marketlerde açıkta satılan hamur işleri ve bazı yiyecekler vatandaşın büyük tepkisine neden oluyor. Konuya duyarlılık göstermeniz bekleniyor!

Sayın Dağhan AKARI, yıllar önce bir kriminal olayda verdiğiniz talimatların şimdi sorgulanmaya başladığını ve yakında bu konuda kapınızın çalınacağını belirten mesajlar alıyoruz. Hazırlıklı olmakta yarar var değil mi?

Sayın Erhan ARIKLI, yeni hükümet söylentileri artık ayyuka çıkmaya başladı ve yeni kabinede Çalışma Bakanlığı’nın sizin partiye verileceği konuşulmaya başlandı. Acaba birileri dereyi görmeden paçaları sıvamaya mı başladılar dersiniz!

Sayın Mustafa AKTUĞ, borcu borçla ödeyen belediye başkanlarının akıbeti belli olduğu halde bu yöntemi sizin de uygulamaya koymanız epey yadırgandı doğrusu! Geçmişteki hesapları hani su yüzüne çıkarıp onları yargıya teslim edecektiniz?

Sayın Ersin TATAR, tezgahtan öte bir şey olmayan anlaşmalı anketlere bakıp da ipleri elinizden bırakmayın deriz. Bir de siz parti olarak bu işi profesyonel olun birine yaptırmayı düşünmez miydiniz? Umarız elinizi verirken kolunuzu kaptırmazsınız!

Sayın Kudret ÖZERSAY, Kıb-Tek’e alınması büyük tartışma konusu olan jeneratörler hakkında çok fazla sessiz kalmadınız mı? Devleti büyük borç yüküne sokacak olan bu ihale konusunda şu anda kilit isimsiniz ve bütün gözler sizin üzerinizde!

Sayın Faiz SUCUOĞLU, imzalanan protokolle hastaların bundan böyle dilediği hastanede dilediği hekime muayene hakkı çalışma hayatında son yılların en büyük icraatı olacak gibi görülüyor. Uygulamaya geçilmesini dört gözle bekleyeceğiz…

Sayın Armağan CANDAN, Başbakanın Londra ziyaretinin faturasını meclis oturumunda hem de canlı yayında sorgulamaya kalkmak en azından sizin gibi ağır bir vekile yakışmadı. Bu konuda bir soruşturma önergesi verseniz daha iyi olmaz mıydı?

Sayın Ali PİLLİ, kız çocuğunu devlet hastanesine götürüp 500 TL değerindeki rahim ağzı aşısını yaptıran bir anne dün arayarak şahsınıza teşekkür ettiğinizi iletti. Demek ki iyi şeyler yapınca vatandaş bunları da taktir ediyor olsa gerek değil mi? Devamını bekleriz!

Sayın İnci Pars ÖZGÜRGÜN, yeni bir dizi çekimi için uzun bir süredir İstanbul’da olduğunuzu duyduk. Bu arada eşinizin de dizide yer alıp almadığı da merak konusu olmuş. O kadar yakışıklılığa neden olmasın ki? Dostlarınız özledi haberiniz olsun istedik…