Başak Ekenoğlu’nun paylaşımı bu;

“Bu akşam beni çok üzen çok da canımın sıkıldığı bir olay yaşadık. Sn. Bakanımız ile bulunduğumuz bir meyhanede gözümüzün içine baka baka içilen sigara ‘ya yönelik işlem yapmak isteyen personelimizin üstüne saldırıldı, Bakanımıza hakaret edildi. “Geldiniz de mekanın ağzına s...tınız” laflarına maruz kaldık.

Neden “tütün ve tütün ürünleri yasası” gereği Sağlık Bakanlığı denetçisi personelimizin yasayı uygulamaya çalıştığı için... Ülke olarak geldiğimiz durum budur arkadaşlar...”

Aslında Başak hanım cümlesinin sonunda olayın asıl özetini de yapmış…

“Ülke olarak geldiğimiz durum budur…”

Bu yorum üzerine başka bir yorum yapmak abesle iştigal ama!

Sustukça da bu tür olayların önüne hiçbir zaman geçilemez…

Adı üstünde devlet!

Bir takım yasalar belirlemiş…

Sigaranın zararlarına karşı kapalı alanlarda içilmesini yasaklamış!

Gayet de güzel yapmış…

Denetleme elbette çok önemli ve bu da muhakkak ki bir takım olanaklar ister, personel ister ama!

Asıl olan devletin yasalarını bu kadar ayaklar altına alan hatta devletin memuruna hakaret edenlerin bir bedel ödeyip ödemediğidir…

Başak Ekenoğlu, şikayet mesajında meyhane ismi belirtmeyerek bir de nezakette bulunmuş…

O zaman biz verelim bu meyhanenin ismini!

Gönyeli’de Eski Konak Meyhanesi…

Devletin memuruna resmen sözlü tacizde bulunmuş!

Hem bakana hem de devletin memuruna…

Birinci merakımız şudur;

Bu meyhane halen açık mı?

Bir cezai işlem uygulandı mı?

Birkaç yüz lira ödeyip bu olaydan sıyırdı mı?

Ya da Bakan Besim bu olayın üstüne bir bardak soğuk su içip konu kapandı mı?

Kapandıysa yazıktır…

Hem meyhaneci hem de oğlu…

Kendi mekanlarında sigara denetimleri yapan ekibe ağza alınmayacak hakaretlerde bulunmuşlar!

Bakanın da gözünün içine baka hem de…

Bu olay yenir yutulur bir olay değildir!

Ortada bir yasa vardır, yasanın mimarı devletin çalışanı ve bakanı oradadır ve yasaların uygulanmasından sorumludur, bir meyhaneci yasalara aykırı davrandığı yetmezmiş gibi bir de devletin makamlarına hakaretler yağdırıyorsa, onun mekanı da hala açıksa burada kesinlikle devlet otoritesinin büyük bir eksikliği vardır…

Bu konudaki gelişmeleri yakından takip edeceğiz sizlere muhakkak paylaşacağız!

Bu arada…

Ne yazıktır ki sadece Eski Konak değil, ülke genelinde bir çok meyhane ve eğlence yerinde yasak olmasına rağmen sigara içilmesine izin verilmektedir…

Kimi mekanını bir bölümünü sigara içilen yere ayırmıştır, kimi de her masada içilmesine izin vermektedir!

Hatta bazıları da ‘belli bir saatten sonra gelmezler’ diyerek saati geldiğinde masalara sigara küllükleri dağıtmaktadır…

Çok az sayıda kurallara uyulan mekanlar olsa da bunları bir yana koyuyoruz!

Ama çoğunluk, yasalardan daha ziyade, müşteri sigara içilmeyen mekana müşteri gelmez diye keyfi davranmakta ve yasa çiğneyici olmaktadırlar…

Bu son olayda da ilk kez bir bakan ve devletin memuruna ağır hakaretlerde bulunulmuştur!

Bundan sonra devlet ne yapar bilemeyiz…

Hatta kendi bileceği iştir ama eğer bu konuda otoritesini ortaya koymazsa bu olay bir örnek teşkil edeceğinden yapanın yanına kalır mantığı devam edecektir!

Devlet deşifre etsin!

Dedik ya şu sigara illeti yasalara rağmen bir çok mekanda kullanılıyor…

Devletin denetim olanakları da çok kısıtlı!

Ama yapacak da çok şey var…

Yasaları ayaklar altına alan mekan sahiplerine kesilen cezayı yükseltmek!

Sonra da bunları kamuoyuna deşifre etmek…

Hatta daha da ileri gidelim;

Devletin yasalarını uygulamayan mekanlar gerekirse geçici süreliğine kapatılmalıdır…

Ta ki devleti, devlet yerine koyuncaya kadar!

Sadece Merak İşte?

Nöbetçi doktor niye yok?

Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde…

Bazı hastalıklarla ilgili olarak nöbetçi hekim bulunmayınca vatandaş zor anlar yaşıyor!

Başka hastanelere gitmek zorunda kalıyor…

Parası olan var olmayan var!

Adı üstünde nöbetçi doktor…

Nöbetini tutmuyor mu?

Yoksa hekim azlığı nedeniyle bazı servislere nöbetçi yazılmıyor mu?

UBP CAS çalışanlarını istihdam eder miydi?

Hükümet aslında CAS çalışanlarının açlık grevinde sıkıntılı bir dönem yaşıyor…

Hele de başta iki sol parti olunca sıkıntı daha büyük oluyor!

Çünkü iki parti de sürekli olarak kendini işçinin ve emekçinin partisi olarak sattı yıllardır…

Şimdi ise emekçiler çadır içinde açlık grevinde!

Bu arada UBP de hükümeti yıpratmak için bastırıyor ve diyor ki;

CAS çalışanları devlette istihdam edilsin!

Soru gayet basit;

KKTC’de artık istihdamlar yıllık bir sayıya göre yapılıyor…

Kendileri iktidarda olsa bu sayıya rağmen istihdam ederler miydi?

Dome Hotel bilmece gibi!

10 yıllık sözleşme bitti ama…

Yeni sözleşme de imzalanmadı gitti!

Olay özellikle CTP için gurur meselesi haline geldi…

Zira Dome Otel Vakıflar İdaresi’ne bağlı ve burası da Başbakanlığa!

Bu arada iş artık sidik yarışına girdi bu birincisi…

Bir de yeni sendikalar çıktı bu otele talip oldu bu da ikincisi!

Tesettür oteli mi?

Başaran Düzgün yılların tecrübeli gazetecisi…

Havadis’te dün çok büyük iddialarda bulundu ve bu otelin Türkiyeli bir sermaye grubuna verileceğini ve otelin tesettür oteli olacağını yazdı, bizim de ağzımız açık kaldı!

İşte CTP’nin asıl imtihanı bu saatten sonra başlıyor…

MESAJ KUTUSU

Sayın Filiz BESİM, Gönyeli’de Eski Konak Meyhanesi’nde sigara denetimi yaparken büyük hakaretlere maruz kalmışsınız büyük geçmiş olsun! Umarız bu kepazeliğin üstüne giderek mekan sahiplerinin ciddi bir bedel ödemesi için sinip kalmaz aksine olayın üstüne gidersiniz!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, başta İlaç ve Eczacılık Dairesi olmak üzere bazı devlet dairelerinden vatandaş ve işletmelere CTP piyangosu almaları yönünden telkinlerde bulunulduğunu biliyor musunuz? Hele de sizin partiye hiç yakışmayan hareketler bunlar, gereğini yapın deriz!

Sayın İbrahim BENTER, Dome Hotel olayı artık çığırından çıktı ve çok ciddi iddialar ortaya atılarak peşkeş çekileceği söylentileri yapılmaya başlandı. Bu konuda size de bir takım suçlamalar yapılıyor, cevap hakkınızı kullanacak mısınız?

Sayın Münür RAHVANCIOĞLU, bir vekilin işletmesinin çalışanların yatırımlarına yapmadıkları konusundaki iddianıza ne o vekilden ne de sizden yeni bir açıklama gelmedi! Olayın peşini bıraktınız mı yoksa yasal mevzuatlar yerine getirildi mi?

Sayın Erkut ŞAHALİ, bazı Kazafanalı hemşerileriniz sizden bir konu hakkında ricacı olmuşlar ama bir türlü olumlu yanıt vermemişsiniz. Bu konuda kızgın telefonlar ve mesajlar alıyoruz, bölgeye bir ziyaret şart oldu sanki değil mi?

 Sayın Başaran DÜZGÜN, sizin gazeteye yeni bir alıcının çıktığı ve epey de ciddi teklilerde bulunduğunu öğrendik. Çok iyi düşünmek gerek zira şu an ki gibi özgür bir yayın politikası izleyemeyebilirsiniz. Havadis yine gazetecilerin gazetesi olarak kalsın deriz…

Sayın Okyay SADIKOĞLU, çevreyi katledenlere karşı büyük bir mücadele başlattığınız ve bu konuda gönüllü denetçilik yapmaya başlayarak araç plakalarını deşifre etmeniz gayet şık oldu. Bakalım ilgili birimler bunları dikkate alacak mı?

Sayın Mustafa AKTUĞ, aileden gelme UBP’li olduğunuz biliniyor ama şu anda bağımsız belediye başkanı olarak çok yakında UBP rozeti takacağınız konuşulmaya başlandı. Giden partili, gelen yine aynı partili olacak desenize! Hadi hayırlısı artık!

Sayın İsmet ESENYEL, bakanlığınızın teşvikleri konusunda artık top tamamen sizin kucağınıza atılmış ve araştırma görevi de size verilmiş. Bunu yaparken de işletmeleri rencide etmeden yapmanız ve bu konuda hassasiyet göstermeniz bekleniyor!

Sayın Ahmet İŞCAN, Teknecik Elektrik Santralının bacasından tüten zehirli duman için çok yakında bir ekiple eylem başlatacağınızı duyduk. Umarız destek de görürsünüz zira devletin sınırları içinde yaşayan vatandaşlarına verdiği değer artık tartışılır duruma geldi!

Sayın Ahmet DİRGEN, futbolcuların maaşlarını ödemeyip sonra da bu tavırların yakışmadığı yönündeki açıklamanıza yine futbolculardan ve camiadan tepki büyük! Bir an önce kaynak yaratmanız ve ödemeleri yapmanız öneriliyor zira boykot gerçekleşecek gibi geliyor bize!

Sayın Arda GÜNDÜZ, Lefkoşa’da bazı kesimler artık iyice sizin üzerinize yürümeye başlamış ve mekanın kapatılacağı yönünde asısız söylentiler çıkarma cüretini göstermişler. Birilerinin nasırına fena bastınız desenize!

Sayın Hasan TOPAL, son dönemdeki sessizliğiniz gözlerden kaçmıyor olsa gerek ki yakın dostlarınız bunu fırtına öncesi sessizlik olarak algılamaya başladılar. Hayırdır yine ne gibi projeler peşindesiniz!

Sayın Kubilay ÖZKIRAÇ, kurumun menfaatleri yanında halkın sağlığı konusunda da sorumluluk alıp santralin bacasına filtre konulması konusunda inisiyatif üstlenmesini isteyen mesajlarınız geliyor, hadi bakalım artık sıvayın kolları!

Sayın Sinan GÜNEŞ, bir üniversite sahibinin Girne kıyılarında yaptığı malikaneler nedeniyle bazı komşu evlerin bahçelerinde çökmelerin meydana geldiğini biliyor muydunuz? Yoksa devletin kuralları kendini devletin üstünde gören bazıları için geçerli olmuyor mu?