Sevgili okurlar,

Tabi ki hükümet edenler…

Lütfen aşağıda yapılan çağrıyı bir kere değil birkaç kere okuyun!

Çünkü sıradan bir çağrı değildir bu…

Genç bir girişimci ve yatırımcının çığlığıdır aslında!

Devlete kapak istemeyen…

Her türlü bürokratik engele rağmen doğduğu, büyüdü ülkesine yatırım yapan bir gencimizin çığlığı!

Oysa istese çoktan babasının makamını kullanarak bir bakanlığın arka kapısından devletten iş alır, sırtını devlete dayar ve hayatın keyfini çıkarırdı…

O öyle yapmadı işte!

Çünkü bu ülkenin geleceğinin üretmekten geçtiğine inanmıştı…

Hep deriz ya;

İlla ki üretim!

Üreteceğiz ve var olacağız…

Çünkü o da çok iyi kavramış ki sadece tüketen, tüketmeye alıştırılan toplumlar gün gelir tükenir giderler!

Tuygun Töre’den bahsediyoruz…

Yıllardır bu ülkede siyaset yapan halen Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Zorlu Töre’nin oğlu, Tuygun Töre!

Yerli malı kullanılması çağrısında bulunuyor…

Hem vatandaşa hem de hükümete!

5 yıldızlı otellerin niye yerli ürünleri tercih etmediğini sorguluyor…

Fabrikasında ürettiği alt tarafı naylon poşet demeyin lütfen!

Bu işi burada yapan birkaç yatırımcı var ama nedendir otellerin geneli bu ihtiyaçlarını hep dışarıdan getiriyorlar…

Aslında burada daha ucuz ve daha kaliteli!

Bunun da garantisini veriyor…

Ürettiği malzemeyi şu anda evinde kullanan birisi olarak yazıyorum bu satırları!

Lütfen aşağıdaki yazıyı daha doğrusu çığlığı okuyun ve başınızı iki elinizin arasına alın ve düşünün…

Özellikle de yeri geldiğinde ‘üretim’ diyen siyasiler, asıl sözümüz sizedir;

“Üretim Artsın
Ülkemiz Kazansın.

Yıllardır hep söylenir
“bizi üretimden kopardılar”
“biz Üreten değil Tüketen insanlarız”
“Kıbrıs Türkü üretemez sadece tüketir”

Ülkemizde işçilik çok pahalı ve kalifiye eleman her alanda çok az, Elektrik inanılmaz pahalı, devlet dairelerinde işler ve anlayış çok Hantal ve yetersiz, bankalarda faizler çok yüksek hatta devlet bankalarında bile yatırımcıya üreticiye zorluklar çıkarmak alışkanlık haline gelmiş durumda.

Bu yazdıklarımı uzatabilirim ama bir kaç saat durmadan yazmam gerek!
O yüzden ana başlıklarla yazıp bırakıyorum..

Bu zorluklara ve olanaksızlıklara rağmen ben üretim yapmayı seçen bu ülkenin girişimci bir insanıyım, bu güne kadar her zorluğa göğüs gerdim çözümler ürettim…
Lakin;

Ülkemizde hizmet veren BAZI ;

Otellerin, marketlerin, restoranların, üniversitelerin “Daha iyi kalitede Daha uygun fiyat” olmasına rağmen yerli ürünü değil de, kendisine sırf daha çok ürün çeşidi getiriyor diye sermayenin yanında olması çok üzücü ve düşündürücüdür.

Başbakan Sayın Ersin Tatar ve Ekonomi Bakanı Sayın Hasan Taçoy ‘a açık çağrımdır;

Bir an önce bu ülkede Üretimi olan ürünleri destekleyecek Ciddi ve Kalıcı adımlar atın, aksi taktirde gerçekten Üreten değil sadece Tüketen insanlar topluluğu olarak kalacağız.

Ürettiğimizi zaten İhraç edemiyoruz veya başarabilenler de çok çok kısıtlı, kendi ürettiğimizi kendi insanlarımız, işletmelerimizde kullanmayacaksa kapatalım dükkanları hepimizi memur yapın, müdür müsteşar yapın yiyelim birbirimizi….”

(Tuygun TÖRE)

MERAKLI KÖŞE?

Yasayı takan kim?

Gelen de giden de çok farklı değil…

Engelli insanlarımızla resmen dalga geçiyorlar!

Hoş engelli insanımızın örgütlendiği dernekler de biraz siyasete alet oluyorlar…

2006 yılından beri;

Tam 13 senedir devlete engelli istihdamı yapılmıyor…

Oysa bu yasayla belirlenmiş bir konu!

Yasa var uygulayan yok…

Sorgulayan hiç yok!

Arka kapıdan istihdam var ama iş engelliye gelince vaatlerden öteye gidemiyor…

Al birini vur ötekine misali!

Verilen sözler seçim süreçlerinde kalıyor sonra da unutulup gidiyor…

İlla ki partili olmak zorunda mı?

Devletin bankalarında atama sıkıntısı yaşanıyor…

Çünkü yeni yasadan sonra Merkez Bankası artık bankalara atamaları mercek altına aldı!

Hükümetin atadığı çok isim de Merkez Bankası’ndan boykot yiyor…

Sanki de partili birilerini makam sahibi yapmak çok mühim bir iş gibi!

Ülkede yığınla bankacılık konusunda uzman olmuş kişi varken niye illa ki partili ki…

Kalk Arap otur Arap olsunlar diye mi?

Bir telefonla talimatlarınızı yerine getirmeleri için mi yoksa?

Kasaplar ne kadar dürüst?

Aslında daha sağlıklı olduğu biliniyor ama …

Fırın kebabı dışında bizde keçi etine pek rağbet yok!

Bu arada kasapların genelinin bir sıkıntısı var…

Belli bir miktarda keçi eti almayana koyun ve kuzu da vermiyorlarmış!

Demek ki bir çok kasap ta keçi eti de var…

Soru şudur;

Kasaplar bu etleri müşterilerine satarken keçi olduğunu söylüyorlar mı?

Yoksa kuzu etlerinin arasında hem de yine kuzu fiyatına tüketiciye satıyorlar mı?

Ya da bunu denetleyen, sorgulayan bir makam var mı?

MESAJ KUTUSU

Sayın Hasan TAÇOY, genç yatırımcı Töre’nin çağrısı ve tabi ki çığlığının asıl adresi sizin makamdır. Kimi gencimiz devlete göz dikip kimi de geleceğini yurt dışında ararken ülkesinde alın teri ile üreten gençlerimizin çağrısını umarız dikkate alır ve üreten insanlarımızın da önünü açarsınız…

Sayın Ersin TATAR, YÖDAK genel sekterlik ataması için bir an önce karar verin deriz zira bazıları buraya da göz dikerek kendine yakın insanları atamak için yarış içine girdiler. Oysa bu konuda sizin çoktan karar verdiğinizi biliyorduk, daha fazla süreci uzatmayın deriz…

Sayın Kudret ÖZERSAY, Vakıflar Bankasına atamalar konusunda bütün gözler sizin üzerinizde. Zira yeterli sayı olmayınca toplantı da yapılamıyor ve alınması elzem olan kararlar alınamıyor. Konusunda bir uzman bulmak bu kadar zor olmasa gerek değil mi? Bu arada Kıyı Emniyeti ve Kurtarma Şirketi’ndeki işlerinden olan insanlarımızın işlerine geri dönecek olması doğru ve yerinde bir karardı…

Sayın Hüseyin AMCAOĞLU, iki hükümet partisinin İçişleri Bakanlığı’na müsteşar atanmanız için pazarlık içinde oldukları iddia ediliyor. Yakında müjdeli haberi alırsanız hiç şaşırmayın deriz zira popülizm herkese zarar, en çok da devletin kurumlarına!

Sayın Serdar DENKTAŞ, bazı basın mensuplarıyla dirsek temasına başladığınız ve serin Lefkoşa akşamlarında meyhane gecelerine başladığınız gözleniyormuş. Acaba diyoruz hem kamuoyu hem de iktidar partileri bu konuda nasıl bir mesaj almalıdır dersiniz?

Sayın Cem PİŞMİŞ, bir devlet bankasının yönetim kuruluna atanmanız beklenirken Merkez Bankası’nın bu kararı veto ettiği konuşuluyor. Tamam iyi ve katıksız bir partilisiniz de her dönem illa ki bir yerlerde görev almak gibi bir zorunluluğunuz mu var?

Sayın Necdet OSAM, YÖDAK’a yapmanız gereken savunma için artık son iki güne girmişsiniz. Eğer tatmin edici bir açıklama yapabilirseniz ne ala, aksi halde sizin koltuk fena halde sallanıyor demektir. Dua etmeye başlayın deriz!

Sayın Nidai SALIŞ, TÜK yönetim kurulu üyeliği sözü yerine getirmeyince bundan böyle bayramlık ağzınızla konuşacağınız ve parti içi muhalefetin dozunu en yüksek seviyeye çıkaracağınız iddia ediliyor. Umarız bu kararınızdan ileride pişmanlık duymazsınız…

Sayın Turgay DENİZ, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın önerisine destek kararınız her ne kadar hatanızı affettirmek için olsa da kendisinden özür dilemedikçe ne oda yönetimi ne de kamuoyu sizin affetmeyecektir. Bu arada yaptığınız açıklamalarda imzanızı kullanmamanız dikkatlerden kaçmıyor bilesiniz!

Sayın Hüseyin MACİT, hükümet değiştikten sonra Ercan-İstanbul seferlerini bir hayli artırdığınız gözlemleniyormuş. Uçak bileti paraları tavan yapmışken vardır elbet bu ziyaretlerin bir nedeni değil mi? Yakında kokusu mutlaka çıkacaktır elbet!