Maraş depreminde en fazla tartışılan konu;

Bu deprem ve sonuçları kader miydi değil miydi?

Kaderciler bir yanda diğerleri başka yanda…

Aslında kadercilik kolaycılıktan başka bir şey değil!

Buna iş bilmezlik ve basiretsizlik bile diyebilirsiniz…

Ancak deprem konusunda en büyük gerçek bilimselliktir!

Kurallara uyup güçlü yapılar inşa edersen en azından az zararla kurtulur, can güvenliğini sağlamış olursun…

Yok malzemeden çalıp sonra da bina çökerse bunun adı asla kader olamaz!

Aksine eğer can kayıpları yaşanırsa da ‘cinayet’ ile eş anlamlı hale gelir…

Adil bir yargılama olursa da cinayeti işleyenler yargı önünde bunun bedelini muhakkak ki öderler!

Ödemek de zorundadırlar…

G.Mağusa’mız artık eskisi gibi değil…

O kadar can gittikten sonra yüzler gülmüyor!

İnsanların yüzü daha soluk daha düşünceli…

Sohbet konuları hala canlara mal olan deprem faciası!

Hemen herkes birbirini tanıyor olduğu için işte orada kader birliği yapılıyor…

Mümkün olduğu kadar insanlar birbirini teselli etmeye çalışıyor!

Ama acılı ailelerin yürekleri bir kez daha eskisi gibi olmayacak…

Ortak paydaları cinayete neden olan otel sahiplerini demir parmaklıklar altında görmek istemeleri!

Hatta cezanın en ağırını istiyorlar…

Öyle cezalar verilsin ki bir daha gün yüzü görmesinler!

Çöken otelin dosyasının ‘gizli’ olmadığını öğrenmeleri bile onlar için şimdi yeni bir bekleyiş umudu yarattı…

Elbette canlar geri gelmeyecek ama belki de ağır cezalar onların yaralarına bir nebze merhem olacak!

Vakıflar İdaresi’nin dünkü açıklamasını hayretle okuduk…

Deniz Yıldızı Apartmanı sakinlerinin büyük bir bölümü binaları boşaltmamak için direniyorlarmış!

Hatta bir kısmı belediyeden ihbar gittiği halde binayı boşaltmama kararı bile almışlar…

Büyük ihtimalle de eylem yapacaklarmış!

Direniyorlar yani…

Hem de canları pahasına!

Bu nasıl bir mantıktır anlamak çok zor…

Hem de yaşadıkları kent evlatlarına ağlarken!

Gerçekten inanılması güç…

Bir de diyorlar ki;

Burası birilerine peşkeş çekilecek…

Doğrudur aylar önce burası için bir takım iddialar atıldı ama hükümet bu konuda geri adım attı!

Hele de bundan böyle aynı kararların gündeme gelmesi imkansız…

Eğer yaparlarsa da bölge halkının büyük tepkisine neden olurlar!

Maraş’ta meydana gelen depremden sonra burada bir kez daha deprem ölçümleri yapıldı…

Sonuç daha kötü çıktı!

Binada zaten yılların yorgunluğu vardı, son depremle tehlike daha da büyüdü…

Bunun riskini almak kahramanlıkla eş değer mi olacak zannediyorlar yoksa!

Ne demekmiş boşaltmayacaklar…

Bu hakkı kimden alıyorlar!

Sonuçta orada kiracı durumundalar…

Babalarının malı filan da değil!

Tamam taşınacak yeni yer konusunda da kesinlikle devlet onlara destek olmalı barınma ihtiyaçlarını bir süreliğine karşılamalıdır ama…

Onu da artık devlet erkanı yerine getirecek!

Devlet olduğunu bir şekilde ispatlayacak…

Vakıflar İdaresi’nin bu binalar hakkındaki çabasını takdirle izliyoruz…

Uyarıyı yeni değil çoktan yaptılar!

Dünkü açıklamalarında çözümü bile bulduklarını anladık…

Bu binalar yıkılsın, yerine halka açık park alanı yapılsın!

Bundan daha güzel bir teklif olabilir mi?

Bundan böyle artık top belediye ile devletin kucağındadır…

Hatta bizden bir öneri;

Buraya yapılacak olan tesisler meleklerimizin adıyla çok daha anlamlı bir şekilde tüm bölge insanına büyük bir lütuf olacaktır…

Hele de onları unutmamak için güzel bir fırsat!

Binalar gitti gidiyor, cana mala zarar gelmesin diye…

Başka deprem acıları yaşamak istemiyoruz!

MESAJ KUTUSU

Sayın Fırat ATASER, salgın döneminin başında jet krizi adıyla bilinen skandala neden olan bölgenize marina ve 5 yıldızlı otel projesinin önümüzdeki günlerde bir kez daha yaşanabileceğine dair ihbarlar almaya başladık. İlgililerin sizinle de görüştüğü yolunda bilgiler gelmeye başladı, bu sıralar kapınızın fazlasıyla çalınacağı söyleniyor!

Sayın İzlem Gürçağ ALTUĞRA, ülkeye getirilmeye çalışılan kanser ilaçlarının ihalesinde bir takım sıkıntılar yaşandığına dair bilgiler gelmeye başladı. Konuyu İlaç ve Eczacılık Dairesi ile masaya yatırıp yaşanan sorunları gecikmeden çözmeniz öneriliyor, haberiniz olsun istedik…

Sayın Ersin TATAR, yaşanan deprem felaketi nedeniyle açtığınız bazı davaların hoşgörü göstererek geri çekmeniz ve toplumun daha fazla gerilmesinin önüne geçmeniz için girişimde bulunmanızı isteyen mesajlarınız gelmeye başladı. Hoşgörülü özelliğinizi tam da bir kez daha gösterme zamanıdır…

Sayın İbrahim BENTER, miadı dolan ve deprem riski olan Deniz Yıldızı Apartmanlarının yıkılıp yerine halka açık park alanı öneriniz peşkeş iddialarını da ortadan kaldıracaktır. Umarız hükümet edenler bu güzel teklifi değerlendirip gerekeni yapacaklardır…

Sayın Şener ELCİL, Bafra’daki bir arazinin bir siyasetçiye rezerve edildiği yönündeki açıklamanızı eksik bulanlar bu konuda isim de deşifre etmenizi isteyen mesajlar göndermeye başladı. Tüm siyasiler zan altında kalmasın diye bize göre de artık isim olarak açıklamanız gerekmez mi?

Sayın Kemal ALTUNCUOĞLU, Türkiye’de TESKOMB yönetim kurulu üyeliğine atanarak bir ilki gerçekleştirdiğiniz konuşuluyor. Bu makamdan sonra esnaf kredilerinde yeni projelerle gündeme geleceğiniz ve Kıbrıs Türk esnafına dessteğin artırılmasını sağlamanız bekleniyor, tebrik ederiz…

Sayın Orhan TOLUN, 72 yaşında olduğunuza kimseyi inandıramadığınız konuşulmaya başlandı. Gerçekten de buna inanmaz hayli zor, bunun formülünü isteyenler kesinlikle sıraya girecektir, Allah nazardan, hasetten korusun inşallah…

Sayın Hüseyin AMCAOĞLU, belediyeler arasında bir ilki gerçekleştirerek iklim değişikliği konularında çalışma başlattığınızı memnuniyetle duyduk. Umarız bu girişim Belediyeler Birliği tarafından da benimsenir ve ortak bir çalışma başlatılır. Özellikle bölgenizde fazlasıyla bulunan dere yataklarındaki yapılaşmaya aman dikkat…

Sayın Fikri ATAOĞLU, Girne antik limanda tarihi demiryolu enkazlarının ortaya çıkması aynı projelerin şimdi de uygulanabileceği hatta toplu taşıma için de örnek teşkil etmesi gerektiği yönünde mesajlarınız gelmeye başladı. Konuyu Girne Belediyesi ile masaya yatırmakta yarar görüyoruz…

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, Fenerbahçe camiası son maçta hükümeti istifaya çağırınca hayli zor bir süreç yaşadığınız hatta sizin de istifa edip etmeyeceğiniz konuşulmaya başlandı. Bu sıralar en iyisi fazla medya ile haşır neşir olmamak gerekiyor değil mi?