Adaylar var, aday adayları var, kendini seçimden önce seçilmiş görenler var...

Hatta ve hatta bazı bakanlıkları şimdiden garanti altına aldıklarını söyleyenler bile var!

Uzaktan bakıldığında bu heyecan iyidir...

Hayal etmek de iyidir!

Bunları birleştiren bir de kendini iyi anlatan, seçmeni inandırmasını bilenlerin seçimi olacak gibi geliyor bizi bu kez...

Olması gereken de bu zaten!

Bu ülkede seçmen ve seçilen statükosu yıkılmadığı takdirde zaten ülkenin önünün açılmasına ihtimal bile yoktur...

Bir takım seçmeni, bireysellikten başka bir şey düşünmeyenleri bir yana bırakıyoruz!

Ama bu ülkede ciddi bir sessiz çoğunluk vardır ki o da artık sadece adalet, eşit muamele istiyor...

...

Örneğin ihaleler...

Hiç bir ihale yoktur ki ardında siyasiler olmasın!

Çünkü bizde ihale demek rant demektir...

Onun için her siyasetçinin hatta her bakanın ihaleleri kazanmasın istediği işletmeler vardır!

Burada ciddi bir iş takipçiliği başlar...

İhalelerin şartnameleri adrese teslim haline getirilir, haksız rekabet ortamları yaratılır ve hem işletme kazanır hem de onu destekleyen siyasetçi...

Bir siyasetçi niye iş takipçiliği yapsın ki?

Elbette kara kaşı kara gözü için değil...

Vardır elbette bir avantaları, hele de ülkede seçim havası var ya, bütün ülkeyi gezecek, yeme içmeler düzenleyecek paraları nereden bulsunlar ki?

...

Devlet bankalarından kredi koparmak için de siyasileri büyük görevler düşer...

Kredi isteyenleri yanlarına takarlar ve kapı kapı gezerler!

Devletin üst makamlarında oturanların kapında saatlerce beklerler...

Siyasetteki tüm güçlerini bu krediyi koparmak için kullanırlar!

Genelde de koparırlar...

Ama koparamadıkları zaman ya da yasal sıkıntılar önlerine konulduğunda da küserler, hatta hükümeti bozmakla bile tehdit ederler!

Bir süre küserler ama artık bu onlar için bir meslektir ta ki yeni kişi ve yeni kredi istemleri oluncaya kadar...

...

Geçmişte verilen vatandaşlıklar da ona keza...

Gidin bakanlığa hemen her gün göreceksiniz ki yanında bir kaç kişi ile odaları dolaşan, bu konuda iş takibi yapan çok sayıda siyasetçi görürsünüz!

Burada avanta tamamen siyasi ranttır, üç-beş oy kapma meselesidir sadece...

Çünkü biz de ne kadar oy o kadar koltuğu kaptırmama demektir!

Toplum için değil bireyler için iş takibi yapacaksın ki günü geldiklerinde seni görsünler...

Bu arazi dağıtımlarında da böyledir, istihdamlarda da, terfi ve nakillerde de!

İş takibi yapan kazanır, yapmayan değil meclise girmek meclisin kapısını önünde bile geçemez...

...

Bütün bunların toplamına biz kasaba politikacılığı diyoruz!

Toplumun geneli için ülkenin önünü açmak için yasalar yapması gerekenler eğer bunu yapmayıp, bireysel menfaatler için iş takibi yaptığı sürece toplumun ezici bir çoğunluğu bu ülkede mutsuz bir çoğunluk olarak yaşamaya mahkumdur...

Zira, ne kadar çok iş takibi yapan siyasetçi o kadar kötü yönetici demektir!

Partiler seçim bütçesini de açıklasın

Seçim demek bizde para demek...

Miting demek, yeme içme demek, broşür bildiri dağıtmak demek!

Siyasi partilere devlet desteği ortada...

Bu paralar genelde ilçe binalarının kiralarına, sekreter ödemelerine gidiyor!

Onun için seçim için para gerek...

Bu paralar nereden gelecek, kaynakları nedir, bazı siyasilerin de kabul ettiği gece kulübü ve kumarhane sahipleri mi akıtacak parayı?

Peki sonra bunun bedeli ne olacak?

Onun için seçim bütçeleri baştan açıklanmalı ve devletin bağımsız organları da bunu hassasiyetle takip etmelidir...

Siyaset ve siyasetçi karanlık ellere teslim edilmesin diye!

Ve ülkenin talihsizliği buradadır işte…

Biz bunların tümüne kasaba politikacılığı diyoruz!

Tabi ki seçmenin de buna büyük katkısını unutmamak gerek…

MERAKLI KÖŞE?

Vatandaşlık sözünü kim verdi?

Geçtiğimiz yıl yaşanan sel felaketinde hayatını kaybeden Tolga Bekçi’nin ailesi…

Sitem ediyorlar!

Çünkü kendilerine birileri söz vermişler…

Vatandaş yapılacakları söylenmiş kendilerine!

Haliyle bu beklenti içindeler de…

Bu sözü kim vermiş, hangi nedenle vermiş oraya takıldık biz!

Gencecik ölümlerden dolayı da siyasi rant peşindeler diye…

Çok garip doğrusu!

Daha önce aklımız neredeydi?

Poliste hızlı bir değişim görülüyor…

Artan asayiş olaylarında her gün yapılan kontrollerde ülkede kaçak yaşayanlar ele geçiriliyor!

Sonrası ihraç tabi ki…

Bu arada asayiş olaylarında artık çevik kuvvet ekiplerinin de dahil olması memnuniyet vericidir!

Zira onlar bir anlamda sürekli eğitim halinde olan ‘göbeksiz’ polislerdir…

Ha keşke yeni sistem çok daha önceden akla gelse ve dizimizi dövmeden böyle doğru bir karar alınsaydı!

Hak hukuk böyle mi korunur?

AKEL’den AP milletvekili seçilen Niyazi Kızılyürek propaganda sürecinde adaylığının nedenlerini Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak için olduğunu söylemişti…

Bu sözünü çabuk unutmuş demek!

Şimdi bunun tam aksini söylüyor…

Kıbrıs’ta garantörlük kalkarsa çözüm de beraberinde gelirmiş!

Ha şunu bileydiniz Sayın Kızılyürek…

Zaten yıllardır Rum’un da derdi tasası bu değil miydi?

Kocaman alkışlar size!

Demek ki hak hukuk derken bizi kastetmemişsiniz…

MESAJ KUTUSU

Sayın Faiz SUCUOĞLU, birçok üniversitenin çalışanlarının yatırımlarını gerçek maaşlarının üzerinden yapmadığını biliyor muydunuz? Ülke çalışma hayatının patronu olarak konuya ciddiyetle eğilmeniz bekleniyor, zira çalışanların mağduriyeti söz konusudur…

Sayın Merter REFİKOĞLU, emirname konusunda ara emri almanız bölge insanı tarafından memnuniyetle karşılanırken bazı inşaat baronlarının ise tadı tuzu kaçtı. Bu konuda ciddi bir eyleme başlayacakları söyleniyor taarruza hazır olun deriz!

Sayın Arif SONUÇ, Piyangolar Birimi Müdürlüğünüz hayırlı ve uğurlu olsun. Çok yakında atamanız yapılacak ve yeni görevinize başlayacaksınız. Bu arada geçmiş dönemlerde yapılan bazı yolsuzlukları umarız gündeminizden düşürmezsiniz…

Sayın Süleyman MANAVOĞLU, asayiş olaylarında yeni bir setsem getirerek ada çapında önlemleri artırmanız ve yol devriyelerini artırmanız vatandaşlar arasında memnuniyetle karşılanıyor. Ha keşke bu sistemi çok daha önceden uygulamaya soksaydınız değil mi?

Sayın Harun MADEN, son günlerden özellikle Lefkoşa’nın çeşitli semtlerinden internet hızı konusunda şikayetler gelmeye başladı. Kızgın vatandaşlar verdikleri paranın karşılığını almak istediklerini belirten mesajlar gönderiyor haberiniz olsun istedik!

Sayın Olgun AMCAOĞLU, bazı kesimler belki de bilinçli olarak ay sonu çalışana ödenmesi gereken hayat pahalılığı ödeneklerinin ödemesinin yapılmayacağı yönünde yorumlarda bulunarak vatandaşın kafasını karıştırıyor. Küçük bir açıklama şart oldu gibi geldi bize…

Sayın Mehmet HARMANCI, Lefkoşa’da son bir hafta içinde başlatılan temizlik seferberliği vatandaşı epey memnun ederken çalışanların kıyafetleri de dikkatlerden kaçmıyor. Belediyenin ciddiyeti açısından doğru bir icraat gerçekleştiriyorsunuz tebrik ederiz…

Sayın Fikri ATAOĞLU, bakanlık görevini terk ettikten sonra bile turizm konularında görüş belirtip katkı koymakla hem en doğrusunu yapıyorsunuz hem de örnek siyasetçi modeli çiziyorsunuz. Zira vekiller muhalefette olmak sadece eleştirip kuru gürültü yapmak değildir…

Sayın Reşat ALTINÖR, hafta sonu devletin zirvesinin otelinizde yapıldığını öğrendik. İyi de yapmışlar çünkü sıkıntı çeken turistik işletmelerin derdine derman olmak da hükümetin görevleri arasındadır. Umarız toplantı olumlu sonuçlanmıştır…

Sayın Hasan TAÇOY, genel sekreterlik görevinden ayrılacağınızı açıklayarak parti içinde büyük bir krizin yaşanmasının önüne de geçmiş oldunuz. Partinin ağır toplarından birisi olarak iç huzur için sizin de büyük sorumluluklarınız var…

Sayın Oshan SABIRLI, eşinizin atanması nedeniyle pek yakında uzun bir Macaristan ziyaretine çıkacağınız konuşuluyor. Bu arada kiralayacağınız evin epey geniş olmasını isteyen yakınlarınız var zira sıklıkla ziyarete geleceklerini söylüyorlar…