Son birkaç gündür gülelim mi ağlayalım mı biz de bilemedik…

Zaten epey stresli olduğumuz için gülmeye gayret ediyor gerisine de pek düşünmüyoruz!

Doğal olarak sayısız telefonlar geliyor…

Ve genelde de şöyle başlanıyor söze;

“Senin kulağın deliktir…”

Gerisinde ne geleceğini bildiğimiz için hemen soruya soruyla karşılık veriyoruz…

“Bizimkisi delik de seninki tıkalı mı” diye!

Buna hiç aldırış etmeden devam ediyorlar…

“Söyle bakalım kabinede kimler var” diye!

İnanın yemin ediyorum bilmiyorum diye…

Bu sözüme küsen var, darılan var, sitem eden var!

Bu arada elbette tabi ki sadece bizi aramıyorlar…

Bütün meslektaşları tarıyorlar resmen!

Hatta bazı vekiller var ki kendileri aramaya çekindiği için ortak dostlarımızı araya koyuyorlar…

Mikrofonun açık olduğunu da bilmiyoruz sanmasınlar!

Onlara da aynı cevabı veriyoruz…

Üstüne basa basa, ‘bilmiyorum’ diye!

Bu arada bir dipnot, bu konuda son zamanlarda hayli sık görüştüğümüz Ersin Tatar’ı aramadık bile…

Zaten arayanı fazla, salataya maydanoz olmayalım diye!

Bugün kabineyi Cumhurbaşkanına sunacaklar, herkes de öğrenmiş olacak…

Ve yine bugün itibarıyla kimin bakan olacağı merakları da zaten kendiliğinden silinip gidecek!

Kim bakan, kim müsteşar ya da müdür yönetim kurulu başkanı, üyesi olacak umurumuzda bile değil…

Bu konuda kesin bildiğimiz tek şey var;

Onların hepsinin makamları gelip geçici olacak ama biz hep aynı meslekte kalmaya devam edeceğiz…

Elimiz kalem tuttuğu müddetçe!

Kabine ve yeni makamlar onlara kalsın da…

Bizim de kendimize göre elbette bir kabinemiz var!

Hem de bu ülkenin gerçek değerlerinden…

Onların derdi ise makam değil hayat mücadelesi sadece!

Hatta hayatta kalma mücadelesi bu, onurlu bir şekilde hem de…

Örneğin evlere temizliğe giden bir emekçi kadın!

Kısa bir sohbetimiz oldu kendisiyle eşi inşaatlarda kendi temizlikte çalışıyor…

Büyük oğlunu okutamamış ama küçük oğlu üniversiteye başladı bu sene!

İçlerinde uhde olmuş her pahasına okutacağım onu diyor…

Ama okutmakta hayli zorlanıyorlar işte!

Örneğin şu kitap meselesi…

900 TL değerinde bir kitap!

Toparlayamamışlar bir türlü…

Komşularından borç almak zorunda kalmışlar!

Konu tabi ki sadece kitap değil ki…

Ev kira, elektrik, su, mutfak giderleri ve tabi ki dahası var!

Hayat onlara herkese güldüğü gibi gülmemiş ki…

İş varsa çalışacaklar yoksa 900 TL değerindeki kitabı almakta bile zorlanacaklar!

Bunun gibi yüzlerce örnek verebilirim sizlere hem de yakın çevremizde…

Onun içindir…

Yeni hükümetimiz memlekete hayırlı olsun da!

Eğer işleri güçleri bakanlık derdi, makam tasası ise bu ülkenin hele de dar gelirlisinin işi hiç de kolay değil…

İşte tam da bunun bilincinde olmaları gerek!

Bu ülkede artık bir şeyler değişmelidir…

Kötü gidişi değiştirmek zorundadırlar!

Gelen de aynı giden de aynı dememek için…

Bu ülke insanının devletine güveni daha fazla ayaklar altında sürünmesin diye!..

“Kimin cebine ne kadar girdi?”

“Devlet teşviki 1.5 Milyon Euro'nun kaynağını da açıklasın adayarısı, "dezavantajlı gruplar için alınan fon" olarak dağıtılan paraların proje koordinatörlerinin kimler olduklarını ve kaç para yıllık banka hesaplarına girdiğini de açıklasın. Ama öyle yuvarlak kurumlara giren paraları değil, kişilerin cebine düşen miktarları söylesinler. O zaman şeffaf ve utançsız bir şekilde her kesimin dezavantajlı gruplar için kaç paraya "aktivizm" yaptığını ve utançsız bir şekilde kaç paraya ilkeli duruş sergilediklerini de görebiliriz. Dezavantajlı gurpların kırılganlığından para tokatlayan büyük aktivist imajların kaç para ettiğini bilmek zamanı geldi de geçti bile.

(Umut ÖZKALELİ)

MERAKLI KÖŞE?

Kim bu yatırımcı?

British Culture College diye bir okul…

30 öğrencisi vardı!

LTB tarafından kapatılmış…

Önceki gün de velilere telefon gitmiş!

Gelin alın öğrencinizi diye…

Vatandaş hem şokta hem de isyanda!

Okulların kapanmasına az bir süre kala bu ne rezalet diye…

Yönetimde iki kişi var KKTC’li karı koca ama!

Yatırımcı Türkiye’de…

Kimin nesi bilmiyoruz!

Bildiğimiz olan genelde hep çocuklara olduğudur…

Devlet niye yapamıyor?

KKTC’de uyuşturucu ile mücadele için çok özel ve modern bir özel hastane yapılıyor…

Gönülden alkışlıyoruz!

Alkışlarken de içimizden geçmiyor değil…

Şu anda ülkenin en büyük baş belası uyuşturucuyken, gençler hızla bataklığa sürüklenirken bu devlet nerede diye!

Cevap aslında çok basit…

Bu memlekette uyuşturucu konusu hiçbir zaman devlet politikası haline getirilmedi!

Getirilemedi…

Yanarız da buna yanarız işte!

Bakanlar nereye bakacak?

Vekiller heyecanla yanıp tutuşa dursunlar…

Bakan olmak, koltuk kapmak için!

Vatandaşın derdi bambaşka…

Dar gelirli, esnaf ve emekli merak ediyor!

Bakanlar koltuğa oturunca nereye bakacak diye…

Umarız ara sıra aynaya da bakarlar ve gerçek görevlerinin ne olduğunun bilincine varırlar!

MESAJ KUTUSU

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, yeni hükümetin Meclis’te yapılacak olan güven oylamasında tüm gözler sizin üzerinizde olacak. Zira size yakın olanlar bu hükümete el kaldırmayarak tepki koyacağınızı iddia eden mesajlar göndermeye başladılar. Yine şu kahve meselesi değil mi?

Sayın Ayşegül BAYBARS, yeni hükümetin görev başlamasından hemen sonra Karpaz’daki bazı arazi meselelerinin gündeme getirileceğini biliyor muydunuz? Şimdiden savunmaları hazırlayın deriz bakalım perde gerisinde kim çıkacak?

Sayın Teberrüken ULUÇAY, hükümet değişince Meclis başkanlığını bırakma yönünde eğilimde bulunduğunuz ancak partiden gelen istekler nedeniyle görevi bırakmayacağınız konuşuluyor. Zira bilirsiniz o koltukta gözü olanlar çoktur umarız göze gelmezsiniz…

Sayın Tufan ERHÜRMAN, şu akaryakıta yapılacak olan zammı yeni hükümet dönemine bırakmış olmanız sizi tanımayanlar için intikam için yapılmış olarak algılandı. Bu konuda bir açıklama yapmayı düşünür müydünüz?

Sayın Kudret ÖZERSAY, UBP ile hükümet kurmak için pek de yanıp tutuşmadığınızı biliyoruz ama artık işte ne yapacaksınız vatan sağ olsun deyip yükün altına girmekten başka da bir şansınız kalmadı değil mi?

Sayın Ersin TATAR, parti içinde Başbakanlık döneminde polis koruması tartışmaları yaşandığını biliyor muydunuz? Bu arada Erhürman koruma amiri istemeyip bütçeyi düşünmüştü umarız siz de bu konuda tasarruflu olup 3 memur ile yetinirsiniz…

Sayın Zeki ÇELER, kuşkusuz ki yeni hükümet döneminde de eskilerde en fazla konuşulan zatı aliniz olacaktır. Bakalım muhalefette nasıl bir strateji izleyeceksiniz sürekli takipte olacaksınız. Bu arada yemek tarifi meselesini yeni duyduk günü gelince herkes öğrenecek…

Sayın Hüda HÜDAVERDİ, ülkeye yeni bir sağlık sektörü kazandırmak için çok modern ve olması gereken bir hastane projesini çok yakında hayata geçireceğinizi öğrendik tebrik ederiz. Devletin bu konudaki eksikliklerini de tamamlamış olacaksınız…

Sayın Ahmet HAVUTÇU, kabile listesinde en fazla merak edilen isimlerin başında siz geliyorsunuz. Her ne kadar bakanlık istemeseniz de bakalım Ersin bey sizin için nasıl bir sürprizle kamuoyunun karşısına çıkacak biz de merak etmeye başladık…

Sayın Biray DELİCEIRMAK, 4’lü koalisyon hükümetinin gayet güze bir şekilde 15 aylık dönemini yorumladınız da biz asıl beklerdik Türkiye’deki şampiyonluk yarışının da yorumunu yapasınız. Neyse artık belki seneye değil mi?