Başbakan Tufan Erhürman dün sabah sevgili Hüseyin Ekmekçi’nin programında epey manidar açıklamalarda bulundu…

Konu medya ile ilgili olunca haliyle kulaklarımızı kabarttık!

Medya ile şikayetlerini birkaç defadır yapıyor…

Ama ‘kimse üstüne almıyor’ diyor!

Birden çok şikayeti var yani…

Şikayetini eleştirmiyor hatta haklı buluyoruz!

Ama ortaya atması da isim vermeden doğru değil…

İsimleriyle ve gerekçeleriyle bir açıklasa, kimin ne haltlar yediğini deşifre olsa daha şık olacak düşüncesindeyiz!

Yine de uyarılarda bulunduğu için tüm camia adına kendine teşekkür ederiz çünkü gerçekten de artık bizim meslekte de iyi ve kötü birbirinden ayırt edilmeli, yaşın yanında kuru da yanmamalıdır…

Mevcut durumdan biz de şikayetçiyiz Sayın Başbakan…

Ama şunu çok iyi bilin ki medyadaki kirlenmenin ana sebeplerinden bir tanesi siyaset ve siyasilerin ta kendisidir!

İster hükümette isterse muhalefette olsun siyasiler gazetecileri senin, benim, onun diye ayırt etmişler, ayırımcılık yaparak fitili ateşlemişlerdir…

Zaten çok da ayakta duramayan basın ve mensupları da kendilerini bu rüzgara kaptırmış olup bu işlerine gelmiş ve özgür gazetecilik yapanların sayısı hızla düşüş göstermiştir!

Emek veren, özveri gösteren medya gitmiş hazıra konan, siyaset kulvarlarına çekilen biraz da zavallı duruma düşen bir gazetecilik mesleği yaratılmıştır…

Onun içindir, medyadan şikayet edecek olan tüm siyasiler öncelikle aynaya bakmalı, bunda kendilerine de pay çıkarmak durumundadırlar!

Konuya objektif bakılmadıkça sorunların kaynağına inilmedikçe çok yakında özgür basın diye bir şey kalmayacak, mesleğin adı da tetikçiliğe kadar çıkacaktır…

Sonra son zamanlarda iş dünyasının medya hevesi başlamıştır…

Madem ki Başbakan isim vermeden şikayet etti biz de öyle yapalım;

Son birkaç aydır gazetelerde atılan manşetler bile kamuoyunun genelini ilgilendiren konular değil aksine tamamen gazete patronlarının çıkarlarını korumak için atılan manşetler ve haberlerdir…

Bir iş insanının gazete çalışanına talimat verdikten sonra çalışanların ya da yöneticilerin emri yerine getirmeme gibi bir lüksleri yoktur bu ülkede!

Anlayacağınız bazı iş dünyası insanları basın özgürlüğü adı altında aslında kendi menfaatleri için haberler yaptırmakta, gerekirse buna kötüleme ve karalamayı da dahil ederek kamuoyunun yanlış bilgilendirerek etik kuralları dışına çıkarak mesleğe zarar vermektedirler…

Bunun önüne geçmek ise imkansız gibi bir şeydir sadece!

Ve çok daha kötüsü var önümüzde…

Adına ister mafya ister bet ve kumar baronları deyin bu kesim de son yıllarda hem de çok hızlı bir şekilde basını abluka altına almış, hele de bazı kilit isimle ile çıkar ilişkilerini maddi katkılarla geliştirmiş, bazı organları ve mensuplarını tamamen silahşör gibi kullanmaya başlamışlardır…

Çünkü bu memlekette artık para sadece onlardadır ve paranın gücü de zaten bilinen bir gerçektir!

Burada şunu da önemle vurgulamak gerekir ki bunlar sadece bir kısım basını değil bazı siyasetçileri de kucaklarına oturtmuşlardır…

Siyasetçiyi kucağına oturan bir kesim basını ve mensuplarını ele geçirmekle hiç ama hiç zorlanmaz…

Başbakan şikayetlerinde haklıdır…

Ama sadece şikayet ederek de sorunlara çözüm bulmak olası değildir!

Çünkü artık bizim ülkede basının büyük bir bölümü özgür değil siyasilerin ve iş dünyasının elindedir…

Başbakan bu konuda bir girişim başlatabilirse eminim ki bizim gibi düşünenler buna desteğini esirgemeyecek ve en azından bizden sonra gelen genç meslektaşlarımız için bir umut ışığı doğacaktır!

Umarım anlatabilmişimdir…

Gazeteler televizyonda niye okunuyor?

Şu anda ülkemizde son yayın hayatına giren Kıbrıs Radikal Gazetesi ile birlikte 20 günlük gazete vardır…

Gazetelerin sabahları televizyonlarda okunması belki kamuoyuna hizmet için olumlu görülebilir ama bunların önemli bir kısmı da işte sabah yayınları için bu işe girişmişler, sesleri bu şekilde duyurma yolunu seçmişlerdir!

Bu sabah yayınlarını yasaklayın göreceksiniz ki belli bir kesimi yayından kaldırılacak, yeterli kitlelere ulaşamadıkları için bu işten vazgeçeceklerdir…

Başbakan ve ilgili meslek örgütlerinin bunu düşünmesini tavsiye ederiz!

Sadece Merak İşte?

Sloganlar gerçek olsa?

24 Haziran’da hem Türkiye’de hem de ülkemizde seçim var…

Her ikisini de takip etmeye çalışıyoruz!

Siyasi partilerin ortak paydaları ise tamamen eleştiriye ve sloganlara dayalı…

Atanların tutanların haddi hesabı yok anlayacağınız!

Seçmen tercihinde özellikle vaatlere ve sloganlara değil de mantığına yönelirse çok daha iyi olacaktır görüşündeyiz…

Sadece 15 kişi!

Öncelikle tebrik ederiz…

Lefke’de bir avuç insan çevre farkındalığı için CMC atıklarını protesto etti!

Sadece 15 kişiydiler…

Ne yazık ki bizde çevre bilinci sadece bu kadar sayıyla sınırlı!

Her yıl 5 Haziran geldiğinde tüm memleket ansızın çevreci kesilir ama bu günün tek bir günüyle kalınca ne sağlık çevre olur ne de başka bir şey…

16 TL’yi ne yapayım?

Trafik kazası geçiren bir vatandaş şikayet etti…

Kaza sonrası 3 ay çalışamaz raporu almış hastaneden!

Sonra sigortalara gitmiş…

Kendisine her gün için 16 TL ödeneceğini söylemişler!

Soruyor çalışmadığı sürede bu parayla her gün sandviç mi yesin yok da bet mi oynasın diye…

Meclis seçim yasaklarını çiğnemiyor mu?

Uluslararası KKTC Fuarı sessiz sedasız açıldı bu kez…

Çünkü seçim yasakları vardı!

Siyasiler konuşmasın diye tören yapılmadı…

Tamam da siyasiler Meclis kürsüsüne çıkıp da seçim yasaklarını çiğnemiş olmuyorlar mı?

Hem de propagandanın daniskasını yapıyorlar ama bu kimin umurunda ki!

10 TL’ye limon olur mu?

Şimdi ülkemizde yetişmeyen meyve sebzeler çarşıda pahalı satılsa bir nebze anlarız da…

Ülkeyle özdeşleşen bir narenciye ürünü olan limon pazarda bile 10 TL’ye satılınca insanın canı sıkılıyor!

Dahası bu kadar pahalıya satılan bir limon üreticisi hala niye ağlıyor o da ayrı bir tartışma konusu!

MESAJ KUTUSU

Sayın Zeki ÇELER, parti içinde bakanlık görevinden alınmanız için bir takım kulislerin yapıldığını biliyor muydunuz? Yerel seçimlerden hemen sonra bir takım gelişmelere hazır olmanız tavsiye ediliyor haberiniz olsun istedik!

Sayın Güneş GÜNEŞOĞLU, seçim propagandanızda kullandığınız bir fotoğrafın sahibi kendinden izin alınmadan bunu yapıldığından şikayetçi oldu. Kendinden hiç gecikmeden özür dileminizi bekliyormuş bilesiniz!

Sayın Erçin TEKAKPINAR, Çalışma Dairesi G. Mağusa amirinin bir kadın çalışanın üstüne yürüdüğünü ve ağır hakaretlerde bulunduğunu biliyor muydunuz? Çok yakında ilgili sendika greve gidiyor elinizi çabuk tutun deriz!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, biz nasıl siyasileri eleştirirken isim cisim kullanıyorsak sizin de medyayı eleştirirken bunu yapmanız gerekiyor. Aksi taktirde herkes üstüne alacağından ortaya çok da hoş bir durum çıkmayacak değil mi?

Sayın Asım VEHBİ, hem sizin hem de GAÜ’nün efsane takım GAÜ’yü bırakması camiada büyük şok ve üzüntü yarattı. Bu arada bu kararın ardında yatan gerekçeleri de açıklamayı düşünüyor musunuz acaba diye sorular geliyor!

Sayın Gülşah Sanver MANAVOĞLU, siz sosyal medyada gayet art niyetli olmayan paylaşımlar yapsanız da bunların bazıları fazlasıyla yanlış anlaşılıp doğal olarak da yanlış yorumlara neden oluyor. Daha seçici olmakta yarar görüyoruz…

Sayın Sümer AYGIN, evinizin bulunduğu yolun çalışmalar nedeniyle kapatıldığından şikayetçi oluyormuşsunuz. Acaba bu sıradan bir çalışma mı yoksa yerel seçimlere yönelik bir operasyonun parçası mı dersiniz?

Sayın Osman BİCAN, bölge insanı ilk kez bu kadar kazanmaya yakın olduğunuzu konuşmaya başladı. Eğer verilen desteklerde sapma olmaza potanın hemen içinde olduğunuz söyleniyor. Yine de başkanı yabana atmayın deriz zira artık bu işlerin kurdu oldu!

Sayın Cenk MUTLUYAKALI, köşe yazarlarını yorumları genelde okunur ama kimisi dikkate alınırken işlerine gelmeyen konular nedense siyasiler tarafından görmemezlikten gelinir. Acaba biz de mi şikayete başlasak dersiniz?

Sayın Buran ATAKAN, satılamayan ve elde kalan KTHY binası konusunda endişelerinizde yerde göğe kadar haklısınız zira bastırmaya başlayan bazı isimlerin bile artık anılmaya başlandı! Peşini sonuna kadar kovalayın deriz…

Sayın Serhat İNCİRLİ, bir izleyeniz sitem etti ekranda sabah kahvesin öyle bir keyifli içiyormuşsunuz ki bir seferinde neredeyse orucunu bozmayı bile düşünmüş. Hadi bakalım gelin çıkın işin içinden!

Sayın Çelebi ILIK, Güzelyurt’ta bu kez seçim sonuçları burun farkıyla olacağı inancıyla destek vereceğiniz adayın bir adım önde olacağı iddia ediliyor. Bakalım parti kararına mı uyacaksınız yoksa duygusal mı takılacaksınız merak konusu olmuş!

Sayın Özdemir TOKEL, seçim sürecinde bir hayli yoğun çalışırken bu sıralar telefonlarınızı kapalı tutuğunuzdan yana şikayetler de gelmeye başladı. Bu arada sır gibi sakladığınız yeni numaranızı ele geçirmek için büyük bir mücadele var bilesiniz…

Sayın Kudret AKAY, uzun bir dönemden sonra yeniden dünya evine girdiğinizi duyduk tebrik ederiz. Bu arada eşinizle hayli yakıştığınız yorumları yapılıyor kıymetini bilin olur mu? Biz genelde kız tarafından yana oluruz bunu da bilin istedik…

Sayın Mehmet HARMANCI, rakibiniz Gencay hanımın küçük bir kaza geçirmesinden dolayı kendisine geçmiş olsun dileklerinizi iletmeniz tam bir centilmenlik örneği oldu. Bakalım bu jestten sonra kahve teklifinize olumlu yanıt verecek mi?