<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 22px; text-align: justify;">"Uzun yıllar süren taleplerimiz karşısında son hükümet oluşumu ile birlikte ülkedeki ‘‘çevre sorunlarına odaklanacağına inandığımız’’ bir ÇEVRE VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANLIĞI oluşturması çevreye duyarlı tüm kesimleri mutlu etmişti. Bununla birlikte, hükümet programı içerisinde yer alan çevre başlığı altında ilk kez çevre sorunlarının çözümü konusunda somut ifadelerin yer alaması da bizleri umutlandırmışdı. Ne var ki, aradan geçen yaklaşık bir yıllık süreçte Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın ve bakanlık koltuğuna oturan sayın Hamit Bakırcı’nın ‘‘ortaya koyduğu uygulamalar ve çevreye yaklaşımları’’ bekleneni karşılamaktan çok uzak bir noktaya ulaşmıştır.</span> <p style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 22px; text-align: justify;">Bugün itibarıyla Çevre Bakanı sayın Bakırcı, çevre örgütlerinin kendisine sunduğu beklentiler listesindeki tek bir maddeyi bile yerine getirmediği gibi hükümet programında yazan tek bir vaadi dahi hayata geçir(e)memiştir. Özel çevre koruma bölgelerinin yönetim planları yürürlüğe girecekti, çevre denetimleri artırılacakı ve kamuoyu ile paylaşılacaktı, çevre kirliliği ile envanter belirlenip veri bankası oluşturulacaktı, CMC atıkları ile ilgili gerekli projeler başlatılmış olacaktı, çevre yasasında değişiklik yapılarak iyileştirme sağlanacaktı, katı atık yönetim planı yeniden hayata geçirilecekti, Stratejik ÇED tüzüğü uygulamaya konacaktı, su yönetim poltikası oluşturulacaktı, su yasası ve kimayasallar yasası çıkarılacaktı, elektrik santrallerin bacalarına filte takılacaktı... Ama, bunların hiçbiri gerçekleşmedi.</p> <p style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 22px; text-align: justify;">Aksine, göreve geldiği ilk günlerde farklı sinyaller vermiş olsa da giderek sivil toplum örgütleri ile diyaloğu tamamen kesmiş, ‘‘çevreyi korumak’’ yerine ‘‘çevreyi kullanmak’’ anlayışı ile hareket ederek birçok sorunu görmezden gelmiştir. Öyle ki, bu anlayış çevre örgütlerinin içerisinden gelen müsteşarının istifa etmesine dahi neden olmuştur. Anlaşılan odur ki, sayın bakanın ‘‘çevreyi korumak için birşeyler yapmaktan’’ çok daha önemli işleri vardır. Başına DSİ şapkasını takarak poz vermeyi marifet sayan sayın bakan KKTC hükümetinin çevre bakanı değil de sanki Türkiye Cumhuriyeti DSİ'nin KKTC müdürü gibi hareket etmektedir. Bunun sonucu olarak da başbakandan bile daha ayrıcalıklı bir şekilde özel helikopterle İstanbul’a giderek, TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşebilen ilk ve tek bakan olarak da tarihteki yerini almıştır.</p> <p style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 22px; text-align: justify;">Tüm bunlarla birlikte Çevre ve Doğal Kaynaklar bakanı sayın Hamit Bakrıcı’nın tartışmalı bir şekilde ‘‘sözde’’ taş ocakalarını incelemek üzere Fransa’ya ziyarette bulunması bardağı taşıran son damla olmuştur. Basın danışmanı tarafından ‘‘bir işadamının yaptığı davetle eşi ile birlikte katıldığı’’ açıklanan bu seyahate sayın bakanın, eşi ve daire müdürleri ile birlikte bir ‘‘taş ocağı rehabilitasyon firması’’ sahibi işadamının davetlisi olarak katıldığı ortaya çıkmıştır. Bu seyahetin birçok açıdan kafalarda soru işareti uyandırmış olması bir yana, en hafif tabirler son derece ETİK DIŞI bir davranıştır. Geldiğimiz aşamada çevre adına bu ülkeye artık verecek birşeyi kalmadığına inandığımız sayın bakanın söyleyecek çok fazla sözü de kalmamıştır. Bu seyahat dönüşü sayın bakan ve çalışma arkadaşlarının istifa etmesi bu noktadan sonra ülkeye verebilecekleri en büyük hizmettir. Kamu oyuna saygı ile duyurulur."</p> <p style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 22px; text-align: justify;"><br /> Hasan SARPTEN<br /> Yönetim Kurulu adına<br /> (Başkan)</p>