Demek durum görünenden daha vahim…

Bunu artık vatandaş hissetmiyor hükümet edenler de seslendiriyor!

Maliye Bakanı Serdar Denktaş dün meclis kürsüsünde ağzındaki baklayı çıkardı ve Türkiye’nin katkılarının artık önceki yıllara göre azalacağını ifade etti…

Demek hükümet şimdiye kadar yaptığı söylemlerde bizi resmen kandırmış!

Oysa ki şimdiye kadar Türkiye’deki  yeni sistemi gerekçe gösteriyorlardı…

Yeni sistem nedeniyle para akışı gecikmiş filan!

Biz de ne güzel inanmıştık onlara…

Yeni sistem yürürlüğe girecek ve para akışı yine başlayacak!

Piyasalar rahatlayacak filan…

Demek ki Denktaş’ın da ifade ettiği gibi hele de önümüzdeki yılın hemen başından itibaren gerçekten kötü günler bekliyor!

Zaten bütçe rakamlarında eskiye rağmen 850 Milyon TL gibi çok büyük bir rakamın azaltılması da bunun bir göstergesiydi…

Denktaş kamu maliyesi çok etkilenecek dedi ama bunun vatandaşa ve çarşıya yansımalarından bahsetmedi!

Hep yazarız ya…

Asıl yeni yıldan itibaren gemisini kurtaran kaptan döneminin içinde bulacağız kendimizi!

Anlaşılan beklenenden çok daha şartlar bizi bekliyor…

Hükümet ne kadar önlem almak istese de artık bu saatten sonra önem almak sadece tasarrufla eş değerdir!

Oradan buradan kesip çalışanın ve emeklinin maaşını ödemek birinci görevleri olacak…

Her zaman olduğu gibi de özel sektör ve çalışanları Allah’a emanet!

Bunun içindir geminizi kurtarmak için şimdiden önleminizi alın deriz…

Şimdi artık şunun sorgulanması gerekmektedir…

Madem ki artık bizimkiler baklayı ağızlarından çıkarıp gerçekleri ortaya koymaya başladılar, ne oldu da Türkiye’nin yardımlarında kesintiye gidildi?

Zira bunun mutlak mantıklı bir açıklaması olmalı…

Örneğin madem ki bu kesinti ortaya çıktı bizden birisi gidip de Ankara’ya bunun gerekçelerini öğrenmek istedi mi?

Yoksa o cesareti gösteremediler mi?

Bize göre ikinci şık geçerlidir…

Para elbette onların ister verirler ister vermezler ama bu konuda bir ilki yaşanmaktadır!

Eksik para bizim için çok büyük ve hayati olabilir ama Türkiye için öyle mi?

Peki neden böyle bir karar alındı…

Hem de TL kullanmamızdan dolayı KKTC ekonomi tepe taklak olmuşken!

Biz her ne kadar ekonomist olmasak da bu durumlarda piyasaya para pompalanması gerektiğini bilirdik…

Öyle değilmiş demek ki!

Ya da Türkiye öyle buyuruyor…

Bunun Türkçesi de şudur;

Ekonomisi bitmiş, batmış bir KKTC’yi ve halkını bundan böyle çok daha kötü günler bekliyor!

Sanki de kendi kaderimize terk edildik gibi bir şeydir bu…

Ne halin varsa gör meselesi mi?

Yoksa bir kulak çekme mi!

Yoksa yoksa cezalandırılıyor muyuz dersiniz acaba?

İyi de neden?

Birileri açıklasın lütfen…

Başka bir düşünce daha milletin kasında oluşmaya başladı!

Hani şu artık ne zaman başlayacaksa onu da bilmiyoruz ama Kıbrıs müzakereleri var ya sözde önümüzde…

Gerçekten bazı beklenmeyen gelişmeler mi yaşanacak da Kıbrıs Türkü böyle bir cenderenin içine sokulmak isteniyor!

Yani kimse de kusurumuza bakmasın artık…

Haliyle Kıbrıs Türkünün canına okuyacak bazı kararlar alındıysa perde gerisinde biz de bunda bit yeniği ararız!

Yoksa da çıksınlar açıklasınlar ki bilelim kaderimizin ne olacağını…

Demek ki en büyük derdimiz patates değilmiş!

Toplum olarak düştük patatesin peşine…

Torbası 20 TL’yken yüzüme bakmazken şimdi hepimiz patates sevdalısı olduk çıktık!

Bir anlamda toplumsal muhalefetti bunu adı…

Sonra sosyal medya kahramanlıkları!

Herkes bir şekilde içini dökmüş oldu…

Bu arada diyet yapacaklar diye yıllardır patatesi evinden içeri sokmayanları da bir yana koyuyoruz…

Onlar kör öldü badem gözlü oldu kulvarında koştular!

Artık şu patates konusuna bir nokta koymak gerek…

Şimdi önümüzde çok daha büyük tehlikeler var bunlara odaklanmak gerek!

Bütçede ciddi bir eksikliğe gidiliyor…

Bir çok devlet kurumunun yıllık bütçesi geçen yıla göre neredeyse yüzde 30 azaltıldı!

Bu da demektir ki çok ciddi tasarruf önlemleri var önümüzdeki aylarda…

Bu arada biz HP artışının ödenip ödenmemesini tartışadururken kesinti yapma durumuna bile gelineceği söylenmeye başladı!

Bu da ne demektir, gereksiz tartışmaları bir yana koyup asıl konuya odaklanmak şart oldu…

Sadece Merak İşte?

Kim bu dayakçı şube amiri?

Son iki gündür ihbarlar geliyor…

Belediyenin birinde bir şube amirinin bir kadına uyguladığı şiddet iddiaları konusunda!

Dayak önce evde başlamış sonra sokakta devam etmiş…

Konun polise intikal ettiği söyleniyor!

Hani dedik tam da kadına şiddet konusu bir kez daha gündeme gelmişken, bu konuda sadece ahkam kesenler için çok iyi bir fırsat olabilir bu…

Şiddet yanlılarının da sabıka kaydı silinecek mi?

Sabıka kayıtlarını silinmesi konusunda çalışmalar nihayet sonlandı ve konuyla ilgili aınna kararlar mecliste onaylandı…

Şimdi haliyle akla şu soru geliyor;

Geçmişte, karısını, kız arkadaşını dayaktan geçiren magandalar da bu yasadan faydalanacak mı?

Sabıka kayıtları silinip aklanıp paklanacaklar mı?

Bizimkisi sadece merak işte!

Kaç kişi andı?

Rahmetli Bülent Ecevit ölüm yıldönümünde bir kez daha anıldı…

Bu konuda basın bildirileri uçuştu havalarda!

Unutmayacağız, unutturmayacağız diye şahlandı millet…

Peki Ecevit’in ölüm yıldönümünde Göçmenköy’deki heykelinin önünde kaç kişi anma törenine katıldı biliyor musunuz?

Ya da merak ediyor musunuz?

Hemen söyleyelim:

Sadece 5 kişi!

Organlarınızı bağışladınız mı?

Organ bağışı konusunda son aylarda çeşitli seminerler veriliyor, açıklamalar yapılıyor…

Vatandaşı organ bağışı konusunda bilgilendirmek için!

Peki kaçımız bağışta bulundu acaba?

Ya da bunu düşünüyor muyuz?

Düşünün, düşünelim deriz…

Bu dünya da cana can katmak kadar çok daha değerli bir şey olabilir mi?

MESAJ KUTUSU

Sayın Mehmet HARMANCI, LTB’de bir şu amirinin kız arkadaşını feci şekilde darp ettiğini biliyor muydunuz? Yurt dışı ziyareti sonrası konuya hassasiyet gösterip gerekli önlemleri almanız isteniyor, haberiniz olsun istedik!

Sayın Ömer GÜR, Mağusa Hastanesi sınırları içinde bulunan mandıranın buradan taşınması için nihayet mahkeme kararı çıkmış. Bundan böyle artık arazi sıkıntısı kalmadığına göre burasının çok iyi bir projeyle değerlendirilmesi bekleniyor…

Sayın Mete BOYACI, bölgenizdeki üst geçit konusunda madem ki devlet gerekli duyarlığı göstermiyor, UKÜ olarak buraya yakışan bir üst geçit yapmaya ne dersiniz? Zira bu bölgede artık trafik kazası yaşanmasını kimse istemiyor. Bir düşünün deriz…

Sayın Dursun OĞUZ, Genel Sekreterlik makamı için bir kez daha aday olacağınızı açıkladıktan sonra parti tabanından yoğun destek mesajlarınız gelmeye başladı. Desenize ipi bir kez daha göğüslemek için artık sayılı günler kaldı, hayırlara vesile olsun artık!

Sayın Asil NADİR, Bakanlar Kurulu’ndan Geçitkale’deki yüksek gerilim hatlarının kaldırılması konusunda karar çıktığına göre artık dev projeleri de hayata geçirmek yakındır değil mi? Allah kolaylıklar versin artık…

Sayın Serdar DENKTAŞ, Türkiye’den kesilen para akışı konusunda önce oradaki sistemi gerekçe gösterdiniz şimdi de katkıların azaltıldığı açıklamasında bulundunuz? Bu konuda daha önce bilgilendirme yapıldı mı yoksa size de mi sürpriz oldu!

Sayın Önder SENNAROĞLU, ülke tarım politikalarında sıkıntılar en üst safhaya çıkmışken bu konuda partiniz adına muhalefet etmeyi hiç düşündünüz mü? Zira partiniz de artık muhalefetin dozunu artıracağını açıklamışken tam zamanıdır deriz!

Sayın Tufan ERHÜRMAN Türkiye’ni katkılarını azaltılması konusunda yapılan açıklamalar kamuoyunun üzerine resmen bir karabasan gibi çöktü. Bir de iş karıştırıcılar var 13. Maaşlar konusunda olumsuz yayınlar yapmaya başladı. Bir açıklama lütfen!

Sayın Erdal ÖZCENK, bir dönem partinize küskün devrini artık sona erdiğini ve yeniden bir takım görevler üstlenmek için kolları sıvadığınız gözleniyormuş. Sizin gibi bir kişilik kesinlikle tüm partilere gerekli, hadi bakalım hayırlısı…

Sayın Erçin TEKAKPINAR, izine çıktıktan hemen sonra telefonlar susmayıp, vatandaş kapıda imza için kuyruklar oluşturunca gönlünüz el vermemiş ve yeniden i başı yapmışsınız. Ne mutlu ki bize hala sizin gibi duyarlı bürokratlarımız var…

Sayın Ersin TATAR, sizin de gönlünüzde bir genel sekreter ismi yattığı ama bunu kimseyle paylaşmadığınız konuşuluyor. En doğrusunu yapıyorsunuz zira daha yolun başında taraf olmak çok da hoş durmayacaktır değil mi?

Sayın İsmail ARTER, bölge insanınız şu anda flamingolarla süslenen Gülseren Göleti çevresinde hiç gecikmeden bir temizlik seferberliği yapılmasını isteyen mesajlar gönderiyor. Umarız gerekli hassasiyeti gecikmeden gösterirsiniz…

Sayın Ersan SANER, Lefkoşa’da artık sabahları bir mekanda hem kahvaltı hem de langırt oynamaya başladığınız görülüyormuş. Bu arada oyunda fena olmadığını ve gençlik gürlerinizin de canlandığı söyleniyor, devam edin deriz…

Sayın Tolga ATAKAN Girne ve civarında Arap plakalı su tankerlerinin cirit attığını biliyor muydunuz? Bu konuda talimat verip işin aslını astarını ortaya çıkarmanız bekleniyor, zira ipin ucu kaçmadan bir yerlerden yakalamak gerek değil mi?

Sayın Resmiye CANALTAY, internetin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini dile getirin dünkü meclis konuşmanız yerinde ve isabetli oldu. Umarız hükümet üzerinde de etkili olur ve hayati bir konuyu artık gündemlerine alırlar…