Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi tarafından “Kadına Yönelik<br /> Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü” etkinlikleri çerçevesinde “Görünür<br /> ve Gizil Şiddet” konulu konferans düzenlendi.<br /> LAÜ Rauf Raif Denktaş Eğitim Kompleksi Konferans Salonu’nda gerçekleşen konferansın<br /> açılış konuşmasını Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Saadettin Yıldız yaptı.<br /> Okray: Flört şiddetine 13-24 yaş arasındaki bireyler maruz kalıyor<br /> Konferansta, LAÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Psikoloji Bölüm Başkanı<br /> Doç. Dr. Zihniye Okray, “Şiddet: Flört Şiddeti” konulu sunumunda, şiddeti siyasal, kültürel,<br /> ekonomik, politik ve sosyo-bilişsel anlam kodları açısından farklı biçimlerde meşrulaştırılan<br /> ve normalleştirilen bir kavram olarak tanımladı. Flört şiddetini, ilişki içerisinde bulunan<br /> kişilerden birinin diğerine fiziksel, cinsel, sosyal ve dijital şiddet içeren davranışlarda<br /> bulunması olarak açıklayan Okray, flört şiddetine genellikle 13-24 yaş arasındaki bireyler<br /> maruz kaldıklarını dile getirdi.<br /> Arkonaç: Şiddet birçok kavramı içinde barındırır<br /> Prof. Dr. Sibel Arkonaç, “Şiddetin Psikolojikleştirilmesi” konulu sunumunda, insanların<br /> ahlaki değerlerinin eskisi gibi olmadığını, yeni ahlaki değerlerin ne olacağını da yeni kuşağın<br /> belirleyeceğini ifade etti. Arkonaç, 20-30 yıl önce gündelik dilin içinde sıradan insanların<br /> şiddet uygulama gibi bir ifade kullanmadıklarını, bunun yerine dövmek, küfür etmek, hakaret<br /> etmek, alay etmekten bahsettiklerini bugün ise şiddetin bu kavramların tamamını içinde<br /> barındırdığına dikkat çekti.<br /> Dürü: Kişinin kendi bedenine yaptığı saldırı da şiddettir<br /> “Psikanalitik Açıdan Şiddet” konusuna değinen Dr. Çağay Dürü, şiddeti bedenin işin içine<br /> girdiği, bir kişinin diğerinin beden sınırını ihlal ettiği ve zarar verdiği eylem olarak<br /> açıklayarak, kişinin kendi bedenine yaptığı saldırının da eklenebileceğini söyledi. Dürü,<br /> “Kişinin kendine zarar vermesi durumunu açıklamasa da kendi bedenine yönelik bir saldırı,<br /> insanın içine attığı ve nefret ettiği bir ötekine saldırı olarak da yorumlanabilir” dedi.<br /> Eren : Bebek, çocuk ve ergenlik, gelişimin şiddete en duyarlı olduğu evredir<br /> “Çocuk ve Şiddet” başlıklı sunumunda, “Bebek, çocuk ve ergenlik, gelişimin şiddete en<br /> duyarlı olduğu evredir” diyen Yrd. Doç. Dr. Enil Afşaroğlu Eren, çocuğa karşı şiddet ve<br /> istismarın, çocukların anne-babaları gibi, onlara bakıp gözetmek ve eğitmekle görevli,<br /> sorumluluk, güç, güven ilişkisi içinde oldukları kişiler ya da yabancılar tarafından; bedensel<br /> veya psikolojik sağlıklarına zarar verecek, sosyal gelişimlerini engelleyecek biçimde <br /> uygulanan tüm fiziksel, duygusal ya da cinsel tutumları, ihmali, ticari amaçlı sömürüyü<br /> kapsadığını belirtti.<br /> Okumuşoğlu: Yaşlıya yönelik ihmal ve istismar oranları % 3,2 ile %35 aralığında<br /> değişiyor<br /> Yrd. Doç. Dr. Sultan Şehitoğlu Okumuşoğlu, “Yaşlıya Yönelik Şiddet: Yaşlının İhmali ve<br /> İstismarı” konulu sunumunda, Dünya çapında 60 yaş ve üzerindeki nüfusun 650 milyon<br /> olarak bildirildiğini, çeşitli ülkelerde yaşlıya yönelik ihmal ve istismar oranlarının % 3,2 ile<br /> %35 aralığında değiştiğini dile getirdi. Yaşlıya yönelik kalıpyargılardan/önyargılardan yola<br /> çıkarak yaşlıya olumsuz ve ayırımcı davranmanın sinsi ve yaygın bir sorun olduğunu<br /> söyleyen Okumuşoğlu, yaşlı birey için bu önyargıların günlük yaşamının her anında yaşadığı<br /> bir meydan okuma ve zorluk olduğunu belirtti.<br /> Şimşek: Tecavüz 1970’li yıllardan sonra ortaya çıktı<br /> Anjelika Hüseyinzade Şimşek, “Tecavüz Diye Bir Şey Yoktur: Cinsel Şiddetin Haklı<br /> Kılınması” konulu sunumunda, tecavüze uğrayan kadınların durumu bildirmeleri sonucunda<br /> 1970’li yıllarda keşfedildiğini, günümüze kadar birçok açıklama ve modelin ortaya<br /> konulduğunu ve bu modellerde kurbanı, kadını esas suçlu olarak gösterip tecavüzü anlamaya<br /> ve anlatmaya çalıştığını söyledi.<br /> Direktör : Birçok tecavüz rapor edilmiyor<br /> Cemaliye Direktör ise sunumunda “Tecavüz” konusunu ele alarak, tecavüzün polise<br /> başvurularak rapor edilen bir durum olduğunu fakat büyük çoğunluğunun rapor edilmediğini<br /> belirtti. “Kadın olmak tecavüze uğramak için yeterli bir neden” diye bir yargının bulunduğunu<br /> söyleyen Direktör, kadınların giyim tarzı, saç şekli, sokakta yalnız gezmesi, okumak, para<br /> biriktirmek adına gece çalışması gibi konuların bahane edildiğini belirterek, güncel örnekler<br /> verdi.<br />