Bilen Sayılı: Bu kızı kullandılar!


Bu ihbar bize de geldi ve biz de kullandık, sadece küçük bir mesajla!
Ama baktık gördük ki, başka yayın organları buradan yola çıkarak olayı epey büyüttüler ve sanırız biraz da abartarak siyasete alet ettiler!
Onların ne yaptığı bizi çok ilgilendirmez…
Ama bir gerçek var ki sosyal medya denenen canavarla habercilik hem çok kolaylaştı hem de amacından saptırıldı…
Buna kim, ne zaman, nasıl dur diyecek o da tam bir muamma!

Sağ olsun Bilen hanım, kimseye yapmadığı ya da gerek görmediği açıklamayı bize yaptı…
Bir anlamda içini döktü!
Biz onu dinledikçe, siyasetin geldiği noktayı biraz daha iyi gördük…
Telefonda kendisine söylemeyi unuttuk ama buradan hem ona hem de kamuoyuna duyuralım;
Bize bu ihbarı yapan her hangi bir rakip parti mensubu filan değildi!
Tamamen kendi partisinden bir arkadaş ve bundan ne medet umdu haberimiz yok!
Pir parti içi hesaplaşma olabilir, ya da çekememezlik onu da bilmeyiz!
Ama ismi bizde mahfuzdur ve hep de öyle kalacaktır…

Bilen hanımda telefondaki sohbetimizde anladığımız şudur;
Burcu Uzun adlı çalışan işten durmuştur ama durdurulmamıştır!
Kendi rızasıyla bundan böyle işe gelmeyeceğini de ifade etmiştir…
Peki gerçekten kendi isteğiyle mi işten durdurulmuştur, yoksa bu olayın arkasında başkaları mı vardır?
Ya da başka siyasiler ve adaylar mı?
Yine Bilen hanımın kendi ifadesine göre bu olayın ardında başka bir belediye başkan adayı vardır…
İsmini söyledi ama burada yazmak yakışık almaz!
Hayli varlıklı olan bu aday sırf CTP oyları haliyle Bilen hanımın oyları olumsuz etkilenmesi maksadıyla bu aileye yüklü bir maddi yardımda bulunmuş…
Sonra da gofa getirmiş!

“Ben öncelikle bir anneyim” diyor…
3.5 yıldır yanında çalıştırdığını, kendi çocuklarından ayırt etmediğini ve özellikle de ailesi içinde yaşanan bir takım sorunlardan zarar görmesin diye kol kanat gerdiğini ifade ediyor…
Belli ki aile yüklü bir yardım aldı ve kızlarını yanlış önlendirdi…
Oysa Burcu Uzun zorla biraz da gofa gelerek işi bıraktı ama bilen hanıma attığı mesajlarda ‘Babam böyle istedi, bundan sonra işe gelmeyeceğim. Seni annem kadar çok seviyorum ve yerel seçimlerde de oyum senindir…” diyor…

Bilen hanım bize de dediği gibi vicdanı rahatsa, gerisi de zaten teferruattır…
Ama olaydaki çirkinlik de göz ardı edilemez!
Eğer genç bir kızı kullanarak siyaset yapıp belediye başkanı olacaksınız, olmaz olsun!
Böyle çarpık düşünen bir zihniyetten ne bölgeye ne de millete bir yarar gelmez…


“Onurumla geldim, onurumla ayrıldım”


“Bugün KTÖS Yönetim Kurulunda yapılan seçimle 5 Haziran 2014 tarihinden itibaren istifamla boşalan KTÖS Genel Başkanlığına Yürütme Kurulu Üyesi Semen Yönsel arkadaşımız seçilmiştir. Semen Yönsel arkadaşımızdan boşalan Eğitim Sekreterliği Yardımcılığına da Besim Baysal seçilmiştir. Her iki arkadaşımızı da kutlar yeni görevlerinde başarılar dilerim.
2007 yılından beri sürdürmekte olduğum KTÖS Genel Başkanlığım süresince Sendikamızın KIbrıslı Türklerin Toplumsal Varoluş mücadelesindeki öncü rolünü hiç unutmadan tüm üyelerimize karşı birleştirici olmaya ,sevgi ile yaklaşmaya sendikamızın mozaik yapısı içerisindeki farklı renkleri koruyarak toplumumuza dayatılan asimilasyon ve entegrasyon politikalarına hep birlikte karşı çıktık. Sadece sendika üyesi öğretmenlerimizle değil, Kıbrıs Sorununun çözümü,Barış,Demokrasi ve Emek Mücadelesini birlikte verdiğimiz tüm siyasi parti,sendika ve sivil toplum örgütleri ile de dostane ilişkiler geliştirilerek birlikte mücadele zemininin kaybedilmemesi noktasında katkılar koymaya çalıştım.Bu mücadelede başta vefakar KTÖS Üyeleri olmak üzere bana destek olan herkese teşekkür etmeyi bir borç sayarım.KTÖS Genel Başkanlığı benim için hayatımın sonuna kadar gururla taşıyacağım ve başka hiçbir görevle kıyaslanamayacak kadar çok önemli bir gurur abidesi olacaktır.Öğretmenler Bankasında bir vesile ile karşılaştığım Sendikamızın Kurucularından Arif Hoca sağlığı nedeni ile arkadaşlarının sendikaya çıkma davetini kibarca reddederken benim Sendika Başkanı olarak yaptığım ayni daveti arkadaşlarının gözlerine bakarak''Başkan isterse akan sular durur.'' demiş ve birlikte sendikaya çıkma davetimi kabul etmişti. Arif Hoca'nın şahit olduğum bu davranışı KTÖS'ün kendisi için ne kadar önemli olduğunu göstermesi ve herkes tarafından DERS alınması gereken çok önemli bir aidiyet göstergesiydi..
KTÖS Genel Kurulu'na yaklaşık daha bir yıl varken niye istifa ettiğim haklı olarak sorgulanmaktadır.Henüz küçük bir çocukken çıkmaya başladığım sendika merdivenlerini (32 yıllık öğretmenlik yaşamının 28 yılını yönetim Kurulu Üyesi ve 7 yılını da Genel Başkan olarak)büyük bir gururla çıkmaya devam eden bir kişi olarak Sendikama daha fazla hizmet etme talebimin Yürütme Kurulu tarafından Yönetim Kuruluna dahi getirilmeden reddedilmesi en hafif tabirle ''ahde vefasızlıktır.'' Bir tarafta Arif Hoca'nın ''BAŞKAN İSTERSE AKAN SULAR DURUR.'' anlayışı diğer taraftan VEFASIZLIK.
Bu düşüncelerle KTÖS Genel Başkanlığından istifa ettim. Onurumla Geldim.Onurumla ayrıldım.KTÖS Üyesi olma onurunu ve Kıbrıslı Türklerin Toplumsal Varoluş Mücadelesine katkımı her görevde sürdürmeye devam edeceğim.İstifam kaybolduğunu sandığımız bazı değerleri yeniden hatırlatacaksa bir anlamı olacaktır. HOŞÇA KALIN…”

(GÜVEN VAROĞLU)


“90’ncı maddeyi iyice irdeleyin!”

“Anayasa Değişikliği konusundaki net görüşüm :
Anayasa değişikliği tamamen bir göz boyaması olup, Türkiye'yi sıkıntıya sokan bir takım hususları ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Bunları madde madde tartışır ispatlayabiliriz ancak buna hiç gerek yoktur.
Siz hiç bir ülkede halktan talep gelmediği halde milletvekillerinin hep birlikte süratli bir biçimde ve ansızın anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesi için canla başla çalıştığını ve halkı ikna etmek için kılıktan kılığa girdiğini gördünüz mü ?
Bizim gibi bir ülkede bu vekiller aniden ne oldu da güya halkın faydasına Anayasa değişikliği yapacaklar ?
Lütfen düşünün bunlar halkın yararına yasa, tüzük yapmaya üşenirken mevcut yasalara uymazlarken, aniden ne oldu da Anayasa değişikliği istiyorlar ?
Sözde yaptıkları değişikliğe çocuk hakları vs koyup süsleyip halkın gözünü boyamalarına sakın kanmayın 90. Maddeyi iyice irdeleyin derim...
SEVGİLİ DOSTLAR ÜLKEMİZDE GENEL PRENSİP ŞUDUR :
EĞER DOĞRUYU BULMAK İSTİYORSAN BUNLARIN SÖYLEDİKLERİNİN TAM TERSİNİ YAP !..”

(HASAN ARTUNER)




MESAJ KUTUSU


Sayın Hasan SADIKOĞLU, konvoy yapmakta epey zorlandığınız gözleniyormuş. Ada çapındaki tüm rallici arkadaşlarınızı seferber ettiğinizi ve büyük bir gövde gösterisine hazırlandığınız söyleniyor. Bu arada hafta sonu bölgedeyim sizi görürsem kulağıma fısıldanan bir şeyi paylaşacağım. Siz onu şimdiden anladınız!

Sayın Bilen SAYILI, seçim hilesi yapanları artık Allah’a havale etmekten başka yapacağınız bir şey yok. Madem ki bir genç kızımızı bu oyuna alet ettiler, bunun ileride elbet bir bedeli olacaktır!

Sayın Mehmet HARMANCI, Lefkoşa’da entelektüel kesimde bir sıkıntı yok ancak biraz daha alt kesimlere inmeniz gerekiyor. Özellikle Surlariçi’nde 3 bine yakın oy olduğunu sakın unutmayın!

Sayın Cafer GÜRCAFER, ihaleleri ne niçin boykot ettiğiniz anlaşıldı ne de niçin boykotu kaldırdığınız. Umarız onkoloji hastanesi ile ilgili perde gerisinde bir takım peşkeş çekmeler yaşanmıyordur.

Sayın Özdil NAMİ, parti içinde bir grup 2015 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sizi ön saflara ittirmek için inisiyatif kurdu. Yakında kapınız bu konuda çalınırsa sakın şaşırmayın olur mu?

Sayın Meral EROĞLU, Ankara’daki ziyaretleriniz sırasında hem duruşunuz hem de kıyafetlerinizle çok sayıda kişinin büyük beğenisini kazandınız. Bu konuda çok sayıda mesajınız var.

Sayın Teberrüken ULUÇAY, bazı iş adamları ülkede yaşanabilecek havuz facialarına dikkat çeken görüş belirtiyorlar. Bu işe bir kural ve denetim getirilmezse üzücü olaylar yaşanmasından endişe ediyorlar, bizden iletmesi!

Sayın Mahmut ÖZÇINAR, yerel seçimler sizin bölgede en fazla yaz tatilinde olan öğrencilere yaradı gibi görülüyorlar. Günlük 40 TL onlar için hiç de fena bir gelir değil. Akıllı bir yatırım yaptınız…

Sayın Ali Özmen SAFA, İskele’de bölgenin en büyük aqua havuzunu kazandırmak için yoğun bir tempoda çalıştığınız görülüyormuş. Aman gözünüzü seveyim havuz başında bir cankurtaran bulundurmayı sakın ihmal etmeyin. Hayırlı işler dileriz…

Sayın Temel BULUT, Güzelyurt Portakal Festivali’nde sponsör olarak bir daire vaadinde bulunduğunuz söyleniyor. Bir de şu yonca kavşağını yapsaydınız bölge insanın büyük hayır duasını alacaksınız…

Sayın Semen SAYGUN, KTÖS’ün sendika genel başkanlığın sizi getirmesi özellikle kadınlardan büyük rağbet gördü. Şimdi sorumluluğunuz daha fazla yeni görevinizde başarılar dileriz…

Sayın Olgun AMCAOĞLU, ezeli rakibiniz benli neredeyse basının büyük bir kısmını arkasına aldı dere tepe dümdüz gidiyor. Ancak arada öyle denildiği kadar da büyük fark yok rehavete kapılmayın.

Sayın Sezai SEZEN, san bir hafta içinde bir gerileme mi var acaba? Ahmet bey hükümet olmanın faydalarını tepe tepe kullanıyor bilesiniz. Yol kazasına kurban olmamak için özellikle son hafta büyük bir patlama yapmanız gerekiyor…

Sayın Hatice EKER, yani yeni imajınız size öyle yakıştı ki sadece yakışmakla kalmadı en az 15 ya daha genç gösterdi. Hatta bazıları gençlik iksiri filan içtiğinizi de söylemeye başladı aman nazar değmesin…




Günün Fıkrası

Kaç etsin?



Bir matematikçi, bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe baş vururlar.
Görüşmeci matematikçiye sorar:
- "iki kere iki kaç eder?".
Matematikçi cevap verir:
- "Dört!".
Görüşmeci sorar:
- "Kesin dört mü?
Matematikçi kendinden emin cevaplar:
- "Evet, kesin dört!"
Matematikçi çıkar ve ekonomist odaya girer. Bu sefer görüşmeci aynı soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanıtlar:
- "Ortalama dört eder, yüzde 10 aşağıya veya yukarı oynayabilir, ama ortalama dört eder!".
Ekonomistte de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur.
Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak sorar:
- "Kaç etsin istersiniz?