Birinci olay;

Mehmet Engin adlı asker…

18 Nisan 2018 tarihinde beyninde apse tespit edildi!

Tomografiye girmesi gerekti, sokmadılar…

Antibiyotik verip gönderdiler!

Beyninde ödem gelişti…

21 Nisan 2018 tarihinde solunumu durdu!

23 Nisan 2018 tarihinde hayatını kaybetti…

İkinci olay;

Pakistan uyruklu İbram Ulhak adlı işçi…

1 ay kadar önce iş kazası geçirdi!

Hem beyin kanaması geçirdi hem de ayak ve kolu kırıldı…

Beyin Cerrahi Servisi’nde iki hafta süreyle tedavi gördü ve taburcu edildi!

Taburcu edilirken köprücük kemiğine takılan subknavien denen katedalı çıkarmayı unuttular…

5 gün sonra vücudu ve kanında iltihaplanma oldu!

Şu anda yoğun bakım servisinde yatıyor…

Durumunun hiç de iyi olmadığı belirtiliyor!

Yukarıda Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde son bir ay içinde kafa karıştıran iki olayı aktardık size…

Mehmet Engin adlı askerin ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldı, dosya Sağlık Bakanlığı’nın önünde…

Pakistanlı işçinin duru hakkında da soruşturma başlatılacağı söyleniyor!

Doğru olan bu tabi ki…

Sonuçta burada insan hayatı söz konusu!

Birisi ölmüş gitmiş, diğerinin durumu belli değil…

Ama soruşturma konuları da olası bir ihmal olasılığı!

Bunlarda hekim ihmali var mı yok mu?

Varsa nasıl sonuçlanacak?

Yaşanan olayların ikisi de bize yine aynı hastanede çalışan hekim arkadaşlar tarafından aktarıldı…

Hele bir tanesi aynen şöyle dedi;

“Yeter artık bu ihmaller nereye kadar sürecek…”

Çünkü onun görüşü tamamen ihmaldi!

Hekimler iki olayda da yeteri kadar sorumluluk almamış, yanlış işlemlerde bulunmuş ve sonuçta bir can gitmiş biri de can çekişmekteydi…

Elbette biz hiçbir hekimin isteyerek bir insanın canına mal olan yanlışlıklar yapacağına inanmayız!

İnanmakta istemeyiz…

Her meslekte olduğu gibi hekimlikte de bir takım yanlışlar yapılabilir ama işte konu insan hayatı olunca çok daha fazla önem kazanıyor!

Şimdi artık bütün gözler Sağlık Bakanlığı’ndadır…

Bakan ve ekibinde!

Bakan Filiz Besim nasıl son açıklamasında sağlık hassastır demiştir ya…

Bunu bilinciyle yaşanan bu iki üzücü olayı açıklığa kavuşturmak da yine kendisinin görevidir!

Kimseyi ayırt etmeden…

Sadece ve sadece doğruyu orta çıkarma, eğer varsa da ihmali olanlardan hesap sorma ve bunu bedelini ödetmek her şeyden öte insani ve vicdani bir görevdir!

Bize de gelişmeleri takip etmek düşüyor kuşkusuz…

Yürekleri ne söylüyor acaba?

Önce Gencay Eroğlu’nun adaylığı…

Ardından Derviş Eroğlu’nun dünkü açıklaması!

Haberler yayıldıktan sonra herkes kendi kafasına göre bir yorum yapıyor…

Siyasi gözle bakıyor olaya!

Hatta gelişmeleri tezgah olarak yorumlayanlar bile yok değil…

Kusura bakmayın ama bu bile insanlıktan hızla ne kadar uzaklaştığımızı göstermeye yetiyor!

Varsa yokta siyaset…

Aslında bu bile siyasetin çirkin yüzüdür!

Yapılan siyaset artık aileleri bile bölmeye başlamışsa bunun hiç gecikmeden sorgulanması gerekiyor…

Gencay Eroğlu babasına rağmen DP’den aday oluyor!

Derviş Eroğlu, kızına rağmen başka bir adayı destekleyeceğini ilan ediyor…

Siz buna dik duruş diyebilirsiniz!

Ben ise baba-kızın yüreklerinin ne söylediğini merak ediyorum…

Ya da pişmanlık duygularını!

Her ikisine de haddimiz olmayan bir öneridir bu;

Son pişmanlık fayda vermez, siyasete tamam ama et ile tırnağın ayrılmasına kesinlikle hayır!

Sadece Merak İşte?

Ek mesailer ne zaman kalkacak?

Serdar Denktaş bu konuda bir türlü kendini anlatamıyor…

Ya da anlamak istemiyorlar!

Ek mesailerin ödenmesi konusunda bir sıkıntı yok…

Bakanlıkların idari amirleri listeleri gönderecek Maliye de ödeyecek!

Ama artık şunu da konuşmak gerek;

Yılda 120 Milyon TL’ye varan ek mesai ödemeleri ciddi bir şekilde masaya yatırılmalı bunun yerine yeni istihdamlar gündeme gelmelidir!

Mal beyanları açıklanacak mı?

50 vekilimiz Cumhuriyet Meclisi’ne mal beyanlarını sunmuşlar…

İyi etmişler!

Ama vatandaş da ısrara soruyor;

Bunlar niçin açıklanmıyor diye!

Sonuçta vatandaş haklı çünkü bunlar milletin vekilleri…

Millet böyle istemi vekil olmuşlar!

Ha keşke mal beyanlarını toplu olarak kamuoyuna açıklasalardı…

Ne güzel olurdu değil mi?

Polis odacılık yapar mı?

Bizde her şey mubah olduğu için yapar…

Eski Başbakanlara verilen bazı koruma polislerinden bahsediyoruz!

Adı üstünde koruma polisi ama…

Korumaktan öte her şeyi yaptırıyorlar!

Her türlü ayak işleri yani…

İnsan da dinin yarısı yahu!

Polisimizi bu kadar ayaklar altına almak kimin haddine…

En çok kimden oy çalacak?

Gencay Eroğlu’nun DP’den adaylığında en çok konuşulan bundan kimin zarar göreceği oluyor…

Vatandaş yine siyasi görüşüne göre yorumlarda bulunuyor!

Kimi entel oyları nedeniyle Harmancı’ya zara vereceğini iddia ederken…

Kimi de Baba Eroğlu’na nispet olsun diye Sertoğlu’ndan oy çalacağını söylüyor!

Kesin olan ise kadınlardan rekor düzeyde oy alacağı…

Gördüğünüz gibi işimiz siyaset, gücümüz siyaset!

Siyasetin karın doyurduğu tek ülke biz olsak gerek…

MESAJ KUTUSU

Sayın Zeki ÇELER, Ercan’da sözleşmesi fes edilen temizlik şirketinin çalışanların maaşlarını ödemeden ortalıktan kaybolduğunu biliyor muydunuz? Çalışanlar kan ağlıyor bizzat bizi ziyaret ederek sıkıntılarını size aktarmamızı rica ettiler!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, bazı işletmelere taşımacılık izni verilmesi kararını son anda bozduğunuz ve iptal ettiğinizi memnuniyetle öğrendik. Seçim yasaklarına az bir süre kala doğrusunu olanı yaptınız. Bu konularda size daha çok malzemeler vereceğiz!

Sayın Serdar DENKTAŞ, biraz fazla duygusal bir istek olabilir ama şu LTB Başkan adaylığı eğer bir aile dramı yaratacaksa bir kez daha düşünün deriz.Siyaset her zaman yapılır ama aile bağları bir kotu mu bir daha dikiş tutmaz. Sadece nacizane bir öneridir bu…

Sayın Meral EROĞLU, baba belki biraz fazla duygusal davranıp otoriter olma yolunu seçti ama bakalım adaylık konusunda ana yüreği ne söyleyecek bu da çok ayrı bir merak konusu oldu! Yılların tecrübesi olarak arayı mutlaka bulmanız gerekiyor…

Sayı Derviş ÇEBİÇ, müdürlük görevinden azledilme isteğiniz sonunda gerçek oluyor ve çok yakında makamdan alınıyorsunuz. Hoş bir alt makamda görev yapmak da size biraz zor gelebilir ama artık idarece edeceksiniz değil mi?

Sayın İzlem GÜRÇAĞ, yerel seçimlerde Girne Belediyesi için meclis üyesi adayı bulmakta zorluk çektiğinizi duyduk. İnsanlar haklıdır zira işini gücün bırakıp saatlerce toplantılar yapmak artık cazip gelmiyor olsa gerek! Lefkoşa’dan ithal verelim mi?

Sayın İlter TEKBIYIK, G.Mağusa’da yerel seçimlerde UBP Belediye Meclis Üye adaylığı için kararınızı açıkladıktan sonra sevenleriniz daha şimdiden ekipler kurmaya başlamışlar diye duyduk. Meğerse ne kadar çok seveniniz varmış değil mi? Yolunuz açık olsun…

Sayın Özdil NAMİ, elektrik üretimi konusunda sanırız ekip olarak kafanız bir hayli karışık gibi geldi bize. Solar enerji mi yoksa doğal gaz ile üretim mi ya da denizaltı kablosu mu bir karar verseniz diyoruz!

Sayın Alihan PEHLİVAN, Milli Piyango’nun büyük ikramiyesinin KKTC’ye çıkmasının öğrenilmesinden sonra ortalıktan kaybolduğunuz yönünde ihbarlar gelmeye başladı. Eğer talih başı sizin başınıza konduysa meslektaşlarınızı unutmazsınız değil mi?

Sayın Günay KİBRİT, bir kez daha Engelliler Haftası geldi çattı ve özellikle siyasilerin konuşma metinlerinin detaylarını sizin gibi biz de çok merak etmeye başladık. Acaba diyoruz bir kez de onları siz boykot etseniz ve derneğe sokmasanız fena mı olurdu yani?

Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, Lefkoşa ve köylerinde yerel seçimler için bir kamuoyu araştırması yaptırmak için girişim başlattığınız konuşuluyor. Sonuçlara göre bir takım sürpriz ataklar yapacakmışsınız! Artık bilimsel takılıyorsunuz desenize…

Sayın Enver HOCA, çok ciddi bir trafik kazası geçirdiğinizi üzülerek öğrendik. Büyük geçmiş olsun diyoruz. Demek ki verilecek sadakanız varmış ki büyük kazadan sağ salim çıkmayı başarmışsınız. Bu arada hasta yatağında puro içmenize izin veriyorlar mı acaba?

Sayın Selda İÇER, bir hastalık konusunda kurumun yöneticilerinden birinin vefasızlığı belli ki sizi derinden üzmüşe benziyor! Demek ki bu yönetici arkadaş yönetici olmuş ama insani değerlerini de kaybetmiş değil mi?

Sayın Kaan KANER, bir takımı şampiyon yapıp sonra da yeni yönetime devretmek her babayiğidin harcı değildir ve siz bunu yapıyorsunuz. Umarız siyasiler de bunu örnek alır ve zamanında bırakmasını düşünebilirler…

Sayın Ulaş BARIŞ, kızınızın havuzu villa istemine olumlu cevap vermek artık şart olmuştur. Belki bunu tek başınıza gerçekleştiremeyebilirsiniz ama kim bilir birkaç meslektaş birleşince niye olmasın ki? Ortak havuz bile çocukları mutlu edebilir pek ala…