O zaman daha Başbakandı...

KKTC'ye yaptığı bir ziyarette yollarda kendini protesto eden bazı grupları görünce çok sert bir açıklama yaptı!

Protesto edenleri 'besleme' olarak suçladı...

Belli bir kesim ayağa kalkmıştı o zaman!

Çünkü ağır bir suçlamaydı bu, haklı tepkiler yapıldı...

Zira Kıbrıs Türkü hep et ve tırnak benzetmesini kabul etmiş Türkiyesiz burada ayakta kalmanın mümkün olmadığını çok iyi biliyordu!

Emlniz ki Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu anki aklı olsa o zaman o sözü kullanmaz, kırıcı olmazdı...

Zaten siyaset de siyasilerin gaf dolu sözleriyle dolu değil midir?

...

Erdoğan bir kez daha KKTC'ye geliyor...

Gelenek yine bozulmadı ve seçimleri bir kez daha kazandıktan sonra kabinesi açıkladıktan hemen bir gün sonra ülkemize gelecek!

Bu yıllardır sürdürülen bir gelenek ama bu kez de ziyarete 'cami açılışı' damgasını vuracağa benziyor...

Cami açmasa tepkiler olur muydu, kesin yine olurdu!

Bir neden muhakkak bulunurdu...

Ama bu kez fazlaca abartıldı...

Daha gelmeden protestolar yapılıyor!

Saygı sınırı biraz da artarak...

Anadolu halkının kendilerinin kardeşi, gönüldaşı olduğunu söyleyenler, Anadolu'nun seçilmiş Cumhurbaşkanını protesto edecekler!

Nasıl bir çelişkidir ki bu?

...

Kişisel olarak biz de Sayın Erdoğan'a sandıkta hiç bir zaman oy vermedik...

Çünkü dünya görüşümüz farklıdır, büyük ihtimalle de öyle olmaya devam edecektir!

Ama burada konu siyasi görüş filan kesinlikle değildir...

Adı üstünde canımız, kötü gün dostumuz Türkiye'nin seçilmiş bir Cumhurbaşkanı kendisi!

Şeriat kararlarıyla filan  değil halkın özgür iradesiyle tam 16 yıldır koca bir ülkeyi yönetiyor...

Başarılı olduğu konular var olmadığı konular var!

Bunları eleştiririz de alkışlarız da...

Burada amaç Türkiye Cumhuriyetinin bekasıdır sadece!

Oradaki her iyi şey bize de yansır...

Kötü de!

Bir de Erdoğan'ın eskilerden çok ayrı özelliği var...

Geçmişte 'siz çalışmayın biz göndeririz' diyen zihniyet gitti, şimdi artık 'kendi ayaklarınız üzerinde durmalısınız' diyen biz zihniyet var!

Bunun için de hiç bir fedakarlıktan kaçmayan bir yönetim bu...

...

Erdoğan ve onun gibi düşünenleri sevmeyebiliriz...

Oyumuzu da vermeyebiliriz ama!

Tarihe bakıldığında her şekilde Kıbrıs Türkünün yanında maddi ve manevi olarak duran, bundan taviz vermeyen, üreten ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir devlet isteyen Türkiye'nin en üst makamında oturan bir lideri de ayaklar altına almanın da manası yoktur...

Aksine bunu abartanların asıl amacı Kıbrıs Türklerinin hak ve hukuku kesinlikle değil, tamamen siyasi nedenler ve şovdan öteye değil, bundan rant kapma meselesidir!

Bunlar da kesinlikle Kıbrıs Türkünün genelini temsil edemezler...

Öyle düşünenler de Erdoğan öyle bir hatayı bir daha yapmaz ama eğer 'böyle düşünenler beslemedir' derse lütfen o zamanda kimse alınmasın, gücenmesin lütfen!

Bilmem anlatabildik mi?

Rahmetle…

15 yıl önce olmuş öbür dünyaya göçeli…

Kıbrıs Türk basınında büyük iz bıraktı, çok da gazeteci yetiştirdi.

Hani bir laf vardır ya, gazeteci olunmaz gazeteci doğulur diye…

Aynen kendisiydi bu.

Mehmet Ali Akpınar'ı rahmet ve minnetle anıyoruz kendisini, hiçbir zaman unutulmayacak…

Ve küçük bir anı;

Kıbrıs Gazetesi daha yeni yayın hayatına başlamıştı.

İyi bir yöneticiydi aynı zamanda çok iyi bir muhabir.

Bir gece yarısı 02.00 gibi Lefkoşa’da patlayan bir bomba, hani şu tırları havaya uçuran!

Patlama olduktan en fazla 15 dakika sonra biz olay yerindeydik…

Gazetecilik iç güdüsüyle olay yerine en erken gazeteci havasıyla!

Ama yanılmıştık!

Gazetesinin yayın yönetmeni o saatte muhabir bulamadığı için fotoğraf makinesini kapıp kendi gitmişti olay yerine…

Kendi muhabirlerinden de önce!

Bizi gördüğü andaki tebessümünü hiç unutmayacağız…

Ruhu şad olsun.

Sadece Merak İşte?

Bakan parmağı var mı?

Hatırlarsanız Maliye Bakanı Serdar Denktaş budan önceki hükümet döneminde seyrüsefer ruhsatlarının araçların akaryakıt ihtiyaçlarına göre belirleneceğini açıklamıştı.

Buna göre çok kullanan çok, az kullanan az ödeyecekti!

Bir yılı devirdik Denktaş hala Maliye Bakanı ama bu uygulama hayata geçmedi…

Bu konuda bazı iddialar var!

Denktaş’ın kafasında bu sistem hala duruyor ama kabineden bir bakan bu uygulamaya şiddetle karşı çıkıyor…

Hadi düşünün biraz bakalım kim olabilir bu bakan?

Hangi gazeteler kapanıyor?

20 tane günlük yayın yapan gazete…

Pasta hayli küçük olduğu için doğal olarak gelir dilimleri de ufalıyor!

Artık seçimlerde geride kaldığına göre bazı gazetelerin kepek indirmeye hazırlandıkları konuşuluyor…

Adları ne olursa olsun!

Üzücü ve düşündürücü bir haberdir bu…

İndirim mi kalite mi?

İlgili birimler internette yüzde 35’le varan indirimlere gidilebileceği müjdesi verdiler…

Ucuzluk her zaman iyidir de!

Soru şudur;

Tamam indirim olsun da peki ya kalite?

Bu konuda dünya listesinde en gerilerde olduğumuzu biliyor muydunuz?

Bunun için bir çalışma var mı?

Ücretlerde değişiklik yok!

Kavurucu yaz sıcakları ve dolup taşan plajlar…

Belli ki Girne Kaza Mahkemesi’nin bu konudaki kararını takan kimse yok!

Plaj giriş ücretleri 10 TL ile 40 TL arasında değişiyor…

O zaman;

Girne Kaza Mahkemesi bu konuda yanlış karar mı üretti…

Yoksa o kararı uygulamaya sokacak siyasi irade mi yok!

MESAJ KUTUSU

Sayın Serdar DENKTAŞ, akaryakıt kullanımına göre seyrüsefer ruhsatlarının belirlenmesi sözünüz sanki de askıda kaldı değil mi Bu arada bir bakan arkadaşın bu sisteme şiddetle karşı çıktığı yönünde iddialar yapılıyor, doğruluk payı var mı? Varsa bu arkadaşın derdi ve gerekçesi neymiş?

Sayın Süleyman MANAVOĞLU, poliste işkence iddialarının ardı arkası kesilmiyor. Haliyle kurunun yanında yaşın da yanma ihtimali ortaya çıkıyor. Soruşturmanın akıbeti konusunda kamuoyuna bir açıklama yaparsanız çok iyi olacak!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, dün öğleden sonra iki bakan Özersay ve Ataoğlu ile birlikte Dipkarpaz’da Altınkumsal’da hayli önemli bir toplantı gerçekleştirdiğiniz görülmüş. Bölge halkı bu değerli bölgenin birilerine peş çekileceği yönünde değerlendirmelerde bulunuyor, konunun detaylarını açıklamak ister misiniz?

Sayın Katip DEMİR, yakın dostlarınız seçim yenilgisinden hemen sonra çok talihsiz bir olayla karşı karşı kalmanızdan dolayı üzüntülerini belirten mesajlar gönderiyorlar. Birilerine ç-beş kuruşluk menfaat için kariyerinizin bozulmasına değer miydi hiç? Tabi ki bu konuda son sözü yargı söyleyecek artık!

Sayın Suphi COŞKUN, dün öğleden sonra Başbakan ve kabineden bazı bakanların Altınkumsal’da bir takım incelemelerde bulunduğu söyleniyor. Carettaları mı incelediler acaba yoksa perde gerisinde garip bazı gelişmeler mi yaşanıyor? Radarlarınızı çalıştırın deriz!..

Sayın Ahmet BENLİ, yerel seçimler sonrası kazanan CTP’li belediye başkanlarına ziyaret başlattığınız ve yerel yönetimlerde bir takım yenilikler için kulisler yaptığınız görülüyormuş. Mehmetçik’te sizi gören vatandaşlar bir hayli heyecan yapmışlar diye duyduk…

Sayın Ertan BİRİNCİ, halen işletmenizde olan Anadolu Otel’i yıkıp çok daha büyük ve modern bir otel binası projeniz olduğunu duyduk. Ha keşke bunu o kadar masraf yapmadan önce düşünseydiniz olmaz mıydı? Elbet vardır bir bildiğiniz, hayırlı olsun…

Sayın Murat GÖKÇE, canınız ciğeriniz olan oğlunuzu kaybetmenizi derin bir üzüntü ile duyduk, genç yavrumuza Allahtan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah bu acıyı kimseye yaşatmasın inşallah…

Sayın Serdar CANALTAY, çık yakın bir zamanda Mağusa’da restoran işletmeciliğine gireceğiniz konuşuluyor. Yani emekli olduktan sonra böyle risklere girmeye değer miydi hiç? Hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Ahmet LATİF,dün akşam bölgenizde bin 500 kişilik dev bir yemek organizasyonu gerçekleştirdiğinizi duyduk. Hayırdır seçim kutlamaları daha sora ermedi mi yoksa? Bu arada bazı dostlar davet edilmemişler sitem ediyorlar bilesiniz!

Sayın Ziya EMİR, engebeli ve kaygan yollarda düşeni çok gördük ama düz yolda düşen ve tepetaklak olanı da sayenizde görmüş olduk, büyük geçmiş olsun. Bu tempoyla devam ederseniz yanınızda bir de sizi kucaklayan birini taşımak iyi olacaktır değil mi?

Sayın Fuat NAMSOY, zorlu bir seçim sürecinden sonra kısa bir süre de olsa tatile çıktığınızı duyduk en doğru olanı yaptınız. Umarız dönüşte moral ve motivasyonu düzeltmiş olarak görürüz sizi. Tatilin keyfini çıkarın deriz…

Sayın Mete BOYACI, ülkeni başarılı bir girişimcisi olarak yurt dışına yerli ürün ithalatınız hem iş çevrelerinde hem de kamuoyunda memnuniyetle karşılandı. Bir de bunu devletten kuruş almadan yapıyorsunuz ya ne diyelim artık…

Sayın Hasan ÖZTAŞ, Geçitkae’de su filatlarını 4 TL olarak sabitlemeniz bölge halkını derecesiz mutlu etti. Umarız tüm belediye başkanlarının kulağına da küpe olur bu icraatınız. Zira bazılarının derdi sadece kar etmek…

Sayın Ahmet HAVUTÇU, bakanlıktan emekli olup eni bir döneme başladınız ama daha uzun bir süre eni müsteşar arkadaşlara destek vermek için adı gibi çalışmaya devam edeceğiniz söyleniyor. Vatan aşkı böyle bir şey olsa gerek değil mi?