Uzun zamandır görüşmüyor, sohbet etmiyorduk…

Sadece uzaktan takip ediyorduk!

Ersin Tatar ile 2 saate yakın bir sohbet gerçekleştirdik…

Heyecanı, coşkusu ve aceleciliğinin hiç değişmediğini gördük!

Ana muhalefette de gayet iyi gidiyor ama…

Gözü hükümet olmakta!

Dolayısıyla Başbakanlık koltuğuna oturmakta…

Kendine müthiş bir güveni var çünkü!

Bunun için biz de sohbete Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden başladık doğal olarak…

Çünkü pek alabiliyoruz ki üzerinde bu konuda ciddi bir baskı var, hem içeride hem de dışarıda!

İlk genel seçimde birinci geleceği kesin olan bir partinin genel başkanı…

Cumhurbaşkanı seçilme şansı da var!

Ama bu işler zorla olmuyor işte…

Tatar’ın içinde yok bu makam!

Kesin ve net bir şekilde de söylemekten kaçınmıyor;

“Aday değilim” diye net cevaplıyor!

Bu sözün dönüşü yok anlaşılan…

Hemen soruyoruz ardından, adayınız var mı diye?

Onu da cevaplayamıyor işte…

Çünkü yok, şimdilik yok!

Ama olmalı, şimdiden olmalı çünkü ülkenin en büyük partisiysen, genel seçimlerde birinci parti olacağın da kesinse Cumhurbaşkanı adayını da şimdiden belirlemek zorundasın…

Kavga ve dövüşe olanak sağlamadan önce hem de!

Ersin Tatar bu ülkeye Başbakan olmakta kararlı…

Belki de Cumhurbaşkanlığı konusunda kendini donanımlı görmediği için bu makama sıcak bakmıyor ama Başbakanlık konusunda başarılı olacağı kanısında…

İyi bir eğitimi var, ekonomik konularda uzmanlaşmış, hesabı kitabı çok güçlü ama o yine de bazı konularda kendisine özel danışmanlar atamış!

İktidar yolunda iş kazalarına uğramasın diye…

Yani her şeyi ben iyi bilirim demiyor!

İyi bilenlerden yardım alıyor…

Bu işin bir ekip işi olduğuna inandırmış kendisini!

Bilirsiniz UBP içinde son günlerde en fazla konuşulan konuların başında bu hükümetin yıkılıp UBP’li bir hükümetin kurulacağı konuşuluyor…

Çünkü parti içinde sabırsızlar var!

Muhalefeti sevmeyenler, onların da nedeni belli zaten…

Ama Tatar’ın iktidar olma nedeni, ülke kaynaklarının birilerine peşkeş çekilmesinden daha ziyade öncelikle kötüye giden ekonomik şartları önce durdurmak sonra da bunlara üretilecek çözümlerle kriz dönemini geride bırakmak!

Bu konuda başta kendisine sonra da ekibine güveni sonsuz…

Hatta bize göre iktidara gelirse kabinesini bile kendi kafasında çoktan kurmuş!

Bir iki isim de aldık ağzından ama…

Burada deşifre etmek de çok doğru olmaz!

İktidara gelirse eğer önceliğinin ne olacağını sorduk…

“Protokol” dedi!

Hani şu yılan hikayesine dönen Türkiye ile imzalanması gereken protokol…

İmzalanmayınca para akışının da başlayamadığı protokol!

Öncelik bu olacak diyor…

Ve hükümetin bu protokolü imzalamaktan kaçındığını ya da bilinçli olarak geciktirdiğini düşünüyor!

Çünkü Tatar’a göre protokol, bundan böyle her sektörde disiplin demek, verimlilik demek, tasarruf demek...

Protokolün imzalanmasıyla tüm sektörlerde yaşanan sıkıntıların aşamalı olarak sonlanacağına inanıyor ve bunun dışında bu ülkenin hiçbir alternatifinin olmadığını söylüyor ve ekliyor:

“Biz göreve hazırız, Ben Başbakan olarak ve tecrübeli ekibimle batık gemiyi yüzdürmeye talibiz” diye…

İyi ki varlar…

Cuma gecesinden Cumartesi sabaha kadar yağan kuvvetli yağışlar…

Biz bu haberleri sıcak evlerimizde ve sosyal medyadan takip ettik!

Ama onlar gecenin sabahın köründen çıkmışlardı yollara…

Tavanlarına kadar suyun altında kalan araçların içinde mahsur kalanları kurtarıyorlardı!

Sivil Savunma Teşkilatı’nın isimsiz kahramanları bir kez daha görevlerini başarıyla tamamladılar…

Onlarca genç, yaşlı ve bebeği mahsur oldukları yerden çıkarıp büyük bir facianın önünde siper olup bir kez daha can kurtardılar…

Başbakan’ın da dediği gibi!

Teşekkürler Sivil Savunma…

İyi ki varsınız!

MERAKLI KÖŞE?

Kim bu belediye başkanının kardeşi?

Eşini fena halde hem de yumruklayarak dövmüş…

Hastanelik etmiş!

Eşi de gidip polise şikayetçi olmuş…

Adamı almışlar ifadeye darp raporunu da göstermişler!

Ama çok değil sadece 3 saat sonra salıvermişler…

İddialar bir belediye başkanının kardeşi olduğu yönünde!

Ama ileriki günlerde bizim burada yazacaklarımız iddia değil gerçekler olacak…

 Hangi otel bu?

Basında çıktı…

Ama sadece bir otel olarak!

İsim yok…

Gidip Kumyalı’da ağaçları katledip oradaki kumları otellerine taşıyorlarmış!

Bu konuda yasal boşlukta yararlanıyorlarmış…

Ağaç katliamı ve yasal boşluk öyle mi?

Bizim kafamıza hiç yatmadı doğrusu…

Çevre zurnanın son deliği mi?

Bakan Ataoğlu kendi açıkladı…

Yurt dışından gelen turistler KKTC’de en fazla çevre kirliliğinden şikayetçi oluyormuş!

Bunu biz zaten yıllar önceden biliyorduk da bu işin başındakiler farkında mı?

Bu konuda ne yaptılar?

Ya da;

Çevre tek bir bakanlık olmadığı müddetçe bu rezalete son vermek mümkün mü?

Soruşturulan kişi yönetimde olur mu?

Oysa bir kendisinin görevden alındığı biliyorduk…

Meğerse göreve devam ediyormuş!

Şeker Sigorta’dan bir üye…

Hakkında soruşturma yapılıyor ama!

Halen yönetim kurulu üyeliği devam ediyor…

Nasıl bir mantıksa artık!

MESAJ KUTUSU

Sayın Doğuş DERYA, eşini yumruklayarak döven ama poliste sadece 3 saat kalıp serbest kalan bir belediye başkanının kardeşinin aynı zamanda karısını şikayeti geri çeksin diye tehdit ettiğini biliyor muydunuz? Bu sıralar fazla sessizsiniz ya haberiniz olsun istedik!

Sayın Saffet BARUTÇU, Kalkınma Bankası müdürü olarak bazı çalışanlar geçenlerde şikayete gelerek kadrolu çalışanlar ile geçiciler arasında ayırımcılık yaptığınızı iddia ettiler! Yılların çalışanlarına biraz haksızlık yapmıyor musunuz?

Sayın Fikri TOROS, halen başkanı olduğunuz komitede olan yeni ihale yasasından bir hayli rahatsızlık duyduğunuz ama bir türlü de bunu değiştiremediğiniz yönünde haberler geliyor. Bu yasanın geçmesinden sonra nelerin olabileceğini umarız hayal ediyorsunuzdur!

Sayın Mustafa AKINCI, eğer çok özel bilgiler yoksa örtülüğü ödenekteki harcamaları açıklayın ama bunu yaparken geçmişteki harcamaları da eklemeyi unutmayın. Bizde siyaset ne yazık ki artık çok ucuz yapılmaya başlandı…

Sayın Zorlu TÖRE, son günlerde parti gazetesinde açıklamalarınızın sansürlendiğinden şikayetçi olmaya başlamışsınız. Bu uygulama Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik olabilir mi yoksa açıklamanız ön sayfalık bulunmuyor mu acaba?

Sayın Ahmet HAVUTÇU, emekli olduktan sonra yine boş durmayıp Ersin Tatar’a ekonomi danışmanlığı yapmaya başlamışsınız diye duyduk! Çalışma ruhu genlere işleyince artık elden bir şey gelmiyor değil mi? Katkılarınız muhakkak ki çok olacaktır…

Sayın Necmi KARAKOÇ, başında bulunduğunuz sivil savunma ekibi ile bir kez daha doğal afetlerde ne kadar başarılı bir kurum olduğunu bu kez can kurtararak kanıtlayarak vatandaşın büyük memnuniyetini kazandınız. Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Teğmeç GÜRKAN, G.Mağusa posta idaresi çalışanlarından bazı şikayetler gelmeye başladı. Bu hafta içinde bakanlığa şikayet dilekçesi de yapmayı düşünüyorlar haberiniz olsun istedik!

Sayın Hüseyin SARI, ülke genelinde kooperatiflerde vurgun olayları hayli artmaya başladı. Size bağlı olan bu yerler yeteri kadar denetlenmiyor mu acaba? Konuya duyarlılıkla yaklaşmanız ve artık bu işe bir disiplin getirmeniz bekleniyor!

Sayın Emin AKKOR, bazı siyasilerimiz sanki de dünyayı kurtaracak olan konuşmalar yapmış gibi TAK bülteninde yer almamaktan şikayetçi oluyorlar. Bu konuda yönetimin sessiz kalması çalışanlar arasında biraz huzursuzluk yaratıyor!

Sayın Savaş TOKSÖZ, sosyal medyada yaptığınız açıklamaların kendi görüşünüz mü yoksa parti görüşü mü olduğu yönünde sorular gelmeye başladı. Vatandaş haksız da olmasa gerek değil mi? Bir dahaki sefere artık inşallah…

Sayın Özer KANLI, muhalefet olmayı pek beceremeyen UBP sayenizde bunu da artık öğrenmeye başladı. Bu arada bazı partililer de parti yayın organında yeteri kadar yer bulmadıklarından şikayetçi olmaya başladılar bilesiniz!

Sayın Mustafa YAVER, G.Mağusa Hastanesi acil girişindeki yolda büyük çukurlar oluşmaya başlamış özellikle de ambülans şoförleri en kısa zamanda sorunun çözülmesini bekliyorlar. Kıdemli hastane amiri olarak artık top sizde…

Sayın Süleyman MANAVOĞLU, eşini yumrukla dövüp darp eden ve sağlık raporuna rağmen G.Mağusa polisinden 3 saatte serbest bırakılan vatandaşın torpilli olduğu iddiaları yapılmaya başlandı. Konuyu bir mercek altına almakta yarar görüyoruz…

Sayın Zeki ÇELER, bazı gazete ve televizyonlarda çalışan genç meslektaşlardan asgari ücretin atında çalıştırıldıklarına dair ihbarlar yapılıyor. Onlar ne yazık ki işten atılma ihtimali üzerine şikayetlerini kendileri yapamıyor, haberiniz olsun istedik!