Niye bu kadar şaşırdık, tepki koyduk anlayamadım…

Çamlıbel’deki AB yetkililerinin projelerindeki bayrak indirme olayı!

Adam açılış konuşması yapacak, ‘arkamdaki Türk bayraklarını istemem’ demiş…

Bizimkiler de indirmiş!

Yeni bir olay değil ki bu…

KKTC topraklarında nerede bir AB projesi varsa kural budur!

Ya o bayrakları indireceksin ya da AB’li yetkili o törene katılmayacak…

Sadece Çamlıbel’de değil nerede bir AB projesi varsa şimdiye kadar böyle olmuştur!

Ama bu kez bir ilk yaşanmıştır…

Muhtar bayrak indirme olayına fena içerlemiş, tepki koymuş, polise şikayet etmiştir!

Şimdiye kadar olmayan tek şey de budur…

Eğer bunu yapmasaydı olay basına bile yansımayacaktı!

Vekiller, belediye başkanları bayraklar indirilence gözlerini kapatıp görmemezlikten gelecekti…

Maksat bölgeye yatırım olsun!

Bizde yatırım demek halka hizmetten öte siyasi rant demektir…

İster bayraklarımızı indirsinler!

İsterse donumuzu…

Burada muhtarı kutlamak lazım!

Birçoğumuzun duygularına tercüman olmuştur…

Bunu adına hamaset de deseler, bayrak edebiyatı da deseler, bir ülkede hangi nedenle olursa olsun bayraklar indirilmeye başlanmışsa orada bir sakatlık var demektir!

Bizde bazı çevrelerde şöyle bir düşünce vardır…

Aslında bu bir AB’ye hayranlıktır da!

AB burada ne yaparsa yapsın alkışlarlar…

En ufak bir projeyi bile yere göğe sığdıramazlar!

Bunu şiddetle destekleyenler olaya siyasi açıdan bakarlar…

Ama hiçbir zaman AB’nin adada ne yapmadıklarını yargılamazlar, sorgulamazlar!

Annan Planı’na ‘evet’ diyen Kıbrıslı Türkleri görmemezlikten gelenlerin, ‘hayır’ diyenleri AB üyesi yaparak ödüllendirdiklerini görmemezlikten gelirler…

Onun için de ortaya absürt bir durum çıkar!

AB yetkilileri de Kıbrıs’ın Kuzeyinde en ufak proje yaptıklarında Türk bayraklarını indirme cüretini gösterirler…

Suçlu onlar değil aslında!

Bayraklar inerken ses çıkartmayanlarda…

Bayrak yoksa proje de olmaz diyenlerde!

Siyasetin gözü kör olsun işte…

Burada bayrak edebiyatı filan yapmaya niyetimiz yok…

En büyük bayrağın en büyük milliyetçi olduğuna da inanmayız!

Bayrak bizim için bir görsellik değil yüreklerde taşınırsa ancak anlam taşır…

Bu toplum şimdiye kadar çok görmüştür, bayrak hamaseti yapıp da devleti soyanları!

Rum sınır kapısından geçerken KKTC kimliğiyle değil de 4 sene önce aldığı Kıbrıs Cumhuriyeti kimliğiyle geçenleri…

Orada iki kilo yoğurt, iki demet maydanoz alanları!

Bunları kınamıyoruz…

Kızgınlığımız dansöz gibi duruşlarınadır!

Bukelemun gibi oluşlarınadır…

Sonuçta artık karar vermemiz gerek;

Bundan böyle artık KKTC ya da başka bir adla bir devlet olarak devam edeceksek o bayraklara sahip çıkacağız…

Onları indirme zihniyetinde olanlara da yeri ve zamanında cevabını verip projelerini başlarına çalacağız!

Bunun başka bir alternatifi yoktur çünkü…



Bizdeki festival gerçeği!

Ükemizin önde gelen sanat adamlarından Aytaç Çağın sitem ediyor;

“Festivalleri devlet adamları açıyor, sanatsal aktiviteleri, konserleri de kendi kendimize yapıyoruz. Saygımız gereği kapı kapı gezip davetiye veriyoruz. Artık acaba hiç davetiye göndermesek mi?” diye!

İşte bizdeki festival gerçeği budur…

Hani şu hata sonları siyasiler adım atmadık festival alanı bırakmaz ya!

Sanırsınız halkın içinde olmak onları mutlu eder…

Alakası bile yok!

Onlar için önemli olan tek şey siyasettir…

Festivallere giderler, kendilerini gösterirler ama sanatsal olaylara katılmazlar bile!

Ama konu kültün sanat oldu mu da mangalda kül bırakmazlar…

Sadece Merak İşte?

Bakım evleri denetleniyor mu?

Önceki yıllarda da çok gündeme geldi…

Yaşlıların kaldığı bakım evleri!

Orada yaşananlar ve kamuoyuna yansımayanlar…

Bu kez Mağusa’da bir bakımevinde yaşlı bir vatandaşın garip ölümü!

Bakıcı sandalyeyi çekmiş yere düşmüş ve ölmüş…

Daha bakalım bilmediğimiz neler yaşanıyor buralarda!

Devletin ilgili kurumları buraları denetliyor mu ellerinde başka bulgular da var mı?

Hatırlatalım dedik…

Niye devrediyor?

Sürekli tartışma ve eleştiri konusu olmuştur…

Devlet Piyangosu çekilişlerinde genelde büyük ikramiye devreder!

Birkaç hafta sonra çekiliş kazanıncaya kadar devam eder ve büyük ikramiye sahibini bulur…

Böyle olunca da ilgi alaka azalıyor…

Bunda amaç nedir bilinmez!

Madem ki ikramiye kazanan bilete çıkıncaya kadar çekilişe devam ediliyor bunu niçin her çekilişte gerçekleştirmiyorlar?

Hesap soruldu mu?

Devlet Piyangoları’nda geçmiş dönemlerde yolsuzluk olduğu ortaya çıkarılmıştı…

Başbakan da bu yolsuzlukları yapanların tespit edildiğini ve kendilerine 15 gün süre tanıdıklarını eğer gerekli para yatırılmadığı taktirde konunun mahkemeye taşınacağını açıklamıştı…

Süre doldu!

Haksızlıkla elde edilen para devletin kasasına yattı mı?

Yattıysa eğer yolsuzluğu yapan aklandı mı?

Medya Etik Kurulu ne oldu?

Bir ara epey yoğun bir çalıma içindeydiler…

Şikayetler Medya Etik Kurulu’na yapılır, onlar da değerlendirmede bulunur ve medyadaki etik dışı yayınlar deşifre edilirdi!

Uzun bir süredir kuruldan ses çıkmıyor…

Şikayet mi yapılmıyor!

Yoksa kurul üyeleri bu işlerden bıktı usandı da uykuya mı yattı?

MESAJ KUTUSU

Sayın Ahmet HÜDAOĞLU, kurum içinde herkes artık çok yakında elektriğe okkalı bir zammın getirileceğini yüksek sesle konuşmaya başladı. Bu konuda yönetim olarak detaylı bir açıklama yapmanız ve kamuoyunu aydınlatmanız bekleniyor!

Sayın Oktay KAYALP, G.Mağusa’da yerel seçimlerde en fazla sizin başınız ağrıyacak diye yorumlar yapılmaya başlandı. Hele de parti içinden birinin bağımsız olarak yarışa dahil olması ciddi sıkıntılar yaratabilir, önleminiz gecikmeden alın deriz!

Sayın Yusuf KISA, işletmenizin hisselerin devretme işlemleri kamuoyunda merak konusu olmuş ki bu konuda çeşitli sorular gelmeye başladı. Bu arada devletin birimlerindeki bazı çalışanlara yapılan suçlamalar da çok hoş kaçmıyor!

Sayın Dimağ ÇAĞINER, bir grup medya mensubu arkadaş ile çok yakında medya işine gireceğiniz ve ilk olarak da Web TV ile işe başlayacağınız konuşuluyor. Şimdiden hayırlara vesile olsun, camiaya hoş geldiniz…

Sayın Özay ÖYKÜN, Yeni Erenköy için hiçbir siyasi partinin aday göstermeyecek olması biraz garip ve tuhaf olmadı mı? Bölge halkı ne der ama bu tarihi sorumluluğu almaya ne dersiniz? Düşünün deriz!

Sayın Halil ORUN, İskele Bağımsız Belediye Başkan adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun ama kendi partinizin adayına karşı yarışacak olmanız çok da teamüllere uymadı değil mi? Ha keşke artık hedefiniz meclis olsaydı çok daha hayra geçerdi…

Sayın Dursun OĞUZ, Girne girişindeki Salih Miroğlu Koruluğu’na ne zaman gittiniz bilemeyiz ama acil olarak buraya parti olarak el atmanız gerekiyor. Atıl durumda kalan arazi parti adına da hiç yakışmıyor!

Sayın Mehmet Ali TALAT, son günlerdeki çıkışlarınız Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir kez daha aday olma isteğinizle ile bağdaştırılmaya başlandı. Bu konuda bazı partilileriniz de kulislerde konuyu gündeme getiriyor gerçekten var mı böyle bir beklentiniz?

Sayın Zeki ÇELER, üzerinde spor markası olan ayakkabınızdaki amblemi siyah boya ile sildiğinizi öğrendik. Yani buna ne gerek vardı ki, acaba diyoruz meclise girdikten sonra acaba biraz cimri mi olmaya başladınız, söyleseydiniz bir tane hediye ederdik…

Sayın Salih OKTAY, Mağusa’da bağımsız olarak belediye başkanı adayı olacağınız duyulduktan sonra parti kurmaylarının alarma girdiği ve bir takım girişimlerde bulunduğu iddia ediliyor. Bakalım son kararınız ne olacak?

Sayın Mustafa AKTUĞ, Lapta’da UBP dışındaki bütün partilerin sizi destekleyecek olmasının kesinleşmesinden sonra başkanlık için umutlarınızın daha da arttığı ve umutlandığınız görülüyormuş. Bakalım bu şansı kullanabilecek misiniz?

Sayın Hasan FELEK, geçtiğimiz günlerde Lefkoşa’da bir mekanda Başbakan Erhürman ile derin sohbette görülmüşsünüz. Tam da medyacıların kalabalık olduğu bir zamanı seçmişsiniz değil mi? Olur böyle vakalar…

Sayın Fikret ÇİVİSİLLİ, yerel seçimlerde UBP’den iki adayın yarışından dolayı kendinizi epey şanslı hissetmeye başladığınız söyleniyor. Sizi de kendi partiniz desteklerse aradan sıyrılmanız sürpriz sayımlamamalı değil mi?

Sayın Ahmet SENNAROĞLU, yerel seçimler için yaptırdığınız kamuoyu yoklamasında açık ara önde olduğunuz iddia ediliyor. Anket sonuçlarını resmi olarak açıklayacak mısınız yoksa son güne kadar saklayacak mısınız?

Sayın Hasan SERTOĞLU, partinizin ağır toplarıyla dirsek temasını epey yoğunlaştırdığınız ve hepsinin de gönüllerini aldığınız ve destek konusunda bütün pürüzleri giderdiğiniz söyleniyor. Bu arada Surlariçi’nde çok özel ekipler kurduğunuz da konuşuluyor…