Nereye gitsem insanlar önümü kesiyorlar…

Önce imzalı bir fotoğrafımı istiyorlar sonra önümde diz çöküp ‘ne olur aday ol’ diyorlar!

Hatta marketten jilet alıp aday olmamam halinde bileklerini keseceklerini söyleyenler bile var…

Ya aday olursun ya da keserim diye!

Düğünlerde araba önü kesip para isteyenler gibi arabamın önüne atılıyorlar…

Ya aday ol ya da çiğne beni diyenler de!

Evden çıkmaktan zorlanmaya başladım;

Sokaklar ve caddeler aday olmam için pankartlar taşıyor ellerinde…

Dayanamayacağım bu baskıya galiba!

Parti tabanı kaynıyor…

Hem de fokur fokur, örgütler baskılarını iyice artırdı!

Hele de gençler ve kadınlar…

Çılgınlar gibi aday olmam konusunda baskı yapıyorlar!

Hatta aday olmazsam partiden istifa edip yeni parti kuracaklarını, olmazsa hayata küseceklerini söyleyenler gözlerimi yaşartıyor…

Hangi köye gitsem beni sırtlarına alıyorlar!

Koç ve deve kesenler iyice arttı…

Kestikleri kurbanın kanını alnıma sürüyorlar, alkışları kulaklarımı çınlatıyor!

Öyle bir baskı ki bu;

Böyle baskılara dayanmak çok ama çok zor!

Telefonlarım kilitlenmiş durumda…

3 tane telefon yetmedi 5’e çıkardım ama nafile!

Günün 24 saati durmak nedir bilmiyorlar…

Bu nedenle geceleri uyuyamaz oldum, aile saadetim büyük tehlikeye girdi!

Artık evdekiler de baskı yapmaya başladı…

Ya aday olursun ya da bu evden gidersin diyorlar başka bir şey demiyorlar!

Hadi vatandaşı anladık, peki aile baskısını nasıl görmezden gelirim ki?

Karım ve çocuklarım bana sırtını dönerse ne yaparım ben sonra…

Böyle baskılara karşı kim dayanabilir ki?

80’lik annem başka bir olay…

Aday olmazsan analık hakkımı helal etmem diye tutturdu!

Meğerse vatandaş bana ulaşamayınca artık onları aramaya başlamış…

Anam da eğer aday olmazsan gözüm arkada kalır demeye başladı!

Var mı böyle bir baskı dünyada…

Vatandaş istiyor, ailem istiyor, anam bile beni neyle tehdit ediyor!

Buna bir de parti başkanının baskıları eklendi…

Sen olmazsan ben hiç olmam diyor başka bir şey demiyor!

Çünkü bana müthiş ihtiyaçları varmış bu dönem…

Koskocaman bir parti başkanı böyle diyorsa vardır elbet bir hikmeti!

Bu kadar baskıdan sonra niye aday olmayayım ki…

Sevgili okuyucu;

Şu an siyasette olan ya da siyasete soyunmaya hazırlananların ne yazık ki ruh hallerinin durum ve ahvali bu şekildedir!

Yastığa baş koyunca kapatıp gözlerini sabahlara kadar siyaset düşünüyorlar…

Önce aday adaylığı, sonra adaylık, daha sonra Meclis kapısından içeri girip yemin etmek, yeni alınan takım elbiselerin içinde halkın içinde gezmeler filan!

Hatta daha sonra bakanlık niye olmasın ki…

Onların başı kel mi?

Siyaseti sevmek, kabullenmek ve içine girmek güzel de…

Gireceksen gir kardeşim, kim sana siyasete girmen için baskı uygulasın ki?

Aday olun da komik olmayın bari…

Saygı duruşu, İstiklal Marşı, çelenk koyma, bitti!

Atatürk ve asker böyle itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor…

Milli bayramlarda artık resmi geçit törenleri yok!

Atatürk anıtları önünde;

Saygı duruşu, İstiklal Marşı, çelenklerin konması ve sonra herkes mahalleye…

Türkiye’de artık bayramlar eskisi gibi olmuyor ya!

Biz de buna balıklama daldık ve aynısını uyguluyoruz…

Hadi Türkiye bir yana!

Bizde bu kararları kim ve neden alıyor?

Talimat mı geliyor yoksa sırf yalakalık olsun diye işgüzarlık olsun diye mi?

Onun için dünkü kutlama mesajlarına filan inanmayın derim…

Bundan böyle bayramlar var ama ruh ve yürek filan artık rafa kaldırılmış olarak!

Sadece merak işte?

Cadılar bayramı daha mı önemli?

Milli törenlerdeki coşku derecesi düşürüldükçe…

Haliyle gençler cadılar bayramı gibi saçma törenlere daha fazla yönleniyorlar!

29 Ekimler, 23 Nisanlar ve 19 Mayıslar artık en alt düzeyde ve sadece olarak kutlanacak ama…

Varsa yoksa cadılar bayramı!

Görkemli, coşkulu ve büyük heyecanla…

Partilerin amacı para kazanmak mı?

Fiyatlar bu seçimlerde epey uçtu…

Aday adayı olmak için ayrı aday olmak için ayrı para ödeyeceksiniz!

İyi de insanlar aday olmak için niye bu kadar astronomik paralar ödesin?

Bunu bir izah tarzı olmalı…

Hadi seçilip Meclis’e kapağı atanlar bu paraların mislini kazanacaklar ama!

Kazanamamanın bedeli bu kadar ağır olur mu?

Rüşvet iddiaları ne oldu?

Ara sıra hatırlatmakta yarar var…

Karşılık rüşvet iddialarında bulunanlar sırf rahat etmesin diye!

Perde gerisinde ne yaşandıysa artık kamuoyunun önüne konulsun diye…

Bundan bir süre önce Tahsin Ertuğruloğlu ve Emrullah Turanlı gazete manşetlerinde birbirlerine ‘rüşvet’ suçlamasında bulundular!

Ama bu işin gerisi bir türlü gelmedi…

Oysa ikisinden birisinin kesinlikle yalan söylediği de ortadayken!

Sadece toplatıldı!

Vahorina, Binnaz, HQ Vahorina, Kıbrıs Evi, Tüccaroğlu, Mavi Yeşil, Baron ve Çağlayan…

Zeytinyağı üreten firmalar bunlar!

Halkın sağlını da hiçe sayarak yağların içine karışım koyarak insanları resmen kazıkladılar…

Bunun cezası da anlaşılan o ki ürünlerin toplatılması!

Hepsi o kadar mı?

Vatandaşın sağlığını para kazanmak için tehlikeye sokan bu işletmeler kapatılmayacak mı?

Yoksa buna bu devletin gücü mü yok…

MESAJ KUTUSU

Sayın Özdemir BEROVA, bizdeki milli bayramlarda artık niye askeri törenler yapılmıyor ve sadece geçiştirilmeye başlandı. Bu arada özellikle okullarda cadılar bayramının ne kadar görkemli törenlerle kutlanıldığınızdan haberiniz var mı? Bu ülke gençliği size göre nereye doğru gidiyor?

Sayın Mustafa AKINCI, Seçim ve Halkoylaması Yasa tasarısını imzalayacağınızı açıklamanız toplumun genelinde memnuniyetle karşılandı. Çünkü vatandaş artık seçimlerin bir an önce yapılmasını ve ak koyun ile kara koyunun ortaya çıkmasını bekliyor…

Sayın Nesligül ONUREL, Personel Dairesi’nin genel müdürlük olması komiteden geçti şimdi gözler Meclis’e çevrildi. Büyük ortakta bu konuda sıkıntı yok ama küçük ortak bir arıza çıkarabilir diye duyduk, haberiniz olsun…

Sayın Aytaç ÇALUDA, Ahmet Çaluda’nın bu kez niçin aday olmayacağı gün yüzüne çıktı. Bütün gücüyle ada çapında sizi desteklemeye hazırlanıyor. Şimdiden hayırlı ve uğur olsun, artık en azından şansınızı deneme zamanı gelmişti değil mi?

Sayın Hasan ERÇEN, Kıb-Tek münhalinin seçimler sonrasına ertelenmesi isabetli bir karar oldu. Zira parti seçim sürecinde parti baskısı tavan yapacak ve sizin de tansiyon rekor kıracaktı. Seçimlerden sonra bakalım kime niyet kime kısmet meselesi…

Sayın Erdoğan ÇELEBİ, disiplin, özveri ve beraberlik duyguları birleşince bir sivil savunma tatbikatı daha başarıyla sonuçlandı. Sizi ve nezdinizde emeği geçen tüm ekibi kutlarız. İzleyenleri bir kez daha büyülediniz…

Sayın Hamit BAKIRCI, sizin seçim bölgesinde sanırız bu kez Karadenizli aday sayısında bir ilk yaşanacak ve aday bolluğu olacak. Umarız bir bölünme yaşanmaz ve pirince gidilirken evdeki bulgurdan olunmaz…

Sayın Sunat ATUN, KKTC’de TL kullanılması nasıl olur da bir risk oluşturmaz bunun daha geniş bir açıklaması olmalı mutlaka! Bankalara ve tefecilere olan borçlar bir yana çarşıdaki fiyatların nasıl uçtuğunu yoksa görmüyor musunuz

Sayın Tufan ERHÜRMAN, CTP’nin 18 ay boyunda hükümetten uzaklaştırıldığını açıkladınız ama bunun kimler tarafından tezgahlandığının detayına girmediniz. Vatandaş bu konularda daha açık ve net olmanızı bekliyor…

Sayın Ahmet SAVAŞAN, geçen sefer kısmet olmamıştı ama siyasi kulislerde şansınızın daha fazla olduğu konuşulmaya başlandı. Buna bir de patron desteğini eklersek acaba diyoruz hayaller gerçeğe dönüşür mü dersiniz? Hayırlı olacaksa olsun deriz…

Sayın Menteş GÜNDÜZ, yeni yasaya göre partinizin Güzelyurt’ta kontenjan hakkı olmadığı için sizin kontenjandan aday olmanız da böylelikle suya düşmüş diye duyduk. Belki de böylesi daha hayırlı olur, ne dersiniz?

Sayın Ali FAHRİOĞLU, bir vekilin peşine öyle bir düşmüşsünüz ki bundan böyle ki yayınları isim deşifre ederek yapacağınızı duyduk. Şimdi milletin gözü kulağı sizin üzerinizde olacak hadi bakalım hayırlısı artık…

Sayın Gökay KARAGİL, polisteki son nakiller konusunda ortalık epey karışı olduğu için bir ay izin alıp kendinizi tarlalara vermişsiniz. Traktör kullanmak insana her zaman iyi geliyor değil mi?

Sayın Mehmet CİVA, seçim demek siz demek olduğuna göre bu kez de herkesten önce sokaklara inmiş ve ekibinizle birlikte propagandaya başlamışsınız bile. Siyaset sizin artık genlerinize işlemiş değil mi? Umarız gençler sizi örnek alırlar…

Sayın Hasan BEYCANLI, yıllar sonra bir ilk gerçekleşti ve Kıbrıs Sigorta çalışanları da sendikalı oldu ve mutluluktan havalarda uçuşuyorlar. Umarız bu değişim onların çalışma gayretlerine de olumlu yansır, tebrik ederiz…